>Tobin Bell

Temmuz 31, 2009, 10:22 pm | Sinema kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Namı diğer Jigsaw. Hastanım senin Tobin Bell! O ne ses tonu, o ne donuk ifade, o ne korkutucu bakıştır. Testere serisinde Jigsaw’u başkası oynasa aynı etkiyi yapamazdı. 6. filmde de yine lokomotiflerden biri belki de hikayenin en önemli parçası olacak. Ayrıntılı bir kariyer ve karakter tahlilini yapacağım kendisinin ancak şimdilik efsane karateri karşısında 1 dakikalık saygı duruşu lütfen!

>Sabri’nin Giydiği Şort Kimindi?

Temmuz 31, 2009, 1:56 pm | Futbol, Galatasaray, ilginç, ozhano kategorisinde yayınlandı | 4 Yorum

>Dün akşam maç başladı, ilk gözüme çarpan Sabri ve şortu oldu. İlk 15 dakika boyunca rakip, ataklarını daima bizim sağ taraftan yapınca görmemek de imkansızdı zaten. Fakat Sabri’nin oyunu veya maç bir yana, benim kafama takılan Sabri’nin şortunun büyüklüğü, genişliği, bolluğu oldu. Şortunun kenarında 55 yazmasa ciddi ciddi Servet’in şortunu giydiğinden şüphe edecektim. Bildiğiniz hiphop tarzı kıyafetlere daha doğrusu şortlara benziyordu. Ne dersiniz Sabri’den yeni bir hiphop yıldızı çıkar mı?

>Dallamasyon!

Temmuz 31, 2009, 12:46 pm | LA Lakers, Miami Heat, NBA kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Madem ilk yaptıkları teklifi kabul edecektin bunca zamandır ne bulandırdın ortalığı! Bir de gidip Wade’e, Heat’e umut veriyor! Şekil yapma ağzını da kaybol şimdi! Hala mı duruyorsun, yürü git!

>Rest In Peace Sir

Temmuz 31, 2009, 12:02 pm | Futbol, Hayat kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>

>Şarj Tutmayan Pil: AC Milan

Temmuz 31, 2009, 10:02 am | Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>2 gündür Audi Cup’ta özellikle Milan’ı takip ediyorum. Öncesinde de Birleşik Devletler’de oynadığı maçları izlemiş olarak tam 4 kez tahlil etme şansı yakaladım İtalyan takımını. Milan çocukluğumuzun ulaşılmaz tepesi, her genç, ya da yeni yetme daha doğru bir tabir olur, futbolcunun eninde sonunda gidip formasını giymek istediği rüya takımdı. Kadrosunu sanki bizim 4 büyüklerden biriymiş gibi ezbere sayardık.

Rossi – Tasotti Baresi Costacurta Maldini – Donadoni Desailly Albertini Boban – Savicevic Massaro

Şu 11 daha kenardaki Simone, Galli, Panucci, Papin, Laudrup, Lentini, Nava gibi adamlarla desteklenir, 90’ların ilk yarısınıda Avrupa’yı birbirine katardı. Barça’yı 4-0’la parçaladıkları maçı hatırladıkça tüylerim diken diken olur. Biraz daha geriye gidip Gullit, Van Basten ve Rijkaard’ın yabancılar olduğu Ancelotti’nin de oyuncu olarak bulunduğu ve yaklaşık aynı İtalyan ekiple devam edilen, o 80’lerin sonundaki kadronun baskınlığı da asla unutulacak gibi değildir.

Bugün, Terim sonrası istikrarlı Ancelotti devri de bitmişken aslındaAncelotti’nin batan gemiden kaçan fare misali gemiyi ilk terk eden adam olduğunu görmek de gerekir. Juventus’un küme düşürüldüğü skandaldan takım bu kadar etkilendi demek belki bir mazeret bulma çabası olabilir ancak beyhudedir bana göre. Ancelotti idaresinde kadronun her sene yaşlanmaya devam ettiği, takıma enerji verebilecek isimlerin ısrarla takıma eklenmediği, alınan adamların da Milan hedef ve kalitesinin çok altında kaldığı inkar edilemeyecek bir gerçek. Üstüne üstlük senelerdir belirgin bir şekilde görüldüğü halde kaleci sorununu çözmek için hiç bir ciddi adımın atılmamış olması ise anlam verilemeyecek nitelikte. Geçen sezon Kaka’nın City’e transferi sırasında verilen göstermelik tepki ve aynı adamın bu sezon 25 milyon daha ucuza satılması yönetim zaafının da dorukta olduğunu gösteren bir delil. Geçen sezon ortasında takıma katılıp enerji getiren adamın 33 yaşındaki David Beckham olması da manidar.

Şu anki kadroya baktığımızda kaleye koyacak adam bulamazken, takımdan Pirlo’yu çıkardığımızda oyunun temposunu belirleyebilecek, hücumları yönlendirebilecek, takımı toparlayabilecek tek bir isim bulamıyoruz. 34 yaşındaki Seedorf orta sahadaki diğer bir ümit. Eskisinden çok uzak Ronaldinho’yu takımdan çıkarınca takımda Pato da dahil yıldız kalmıyor. Pato’nun İtalya’da sıkıntısı olduğu ve Chelsea’ye gidememekten dolayı içinin daraldığı çok belli. Flamini son derece düz bir oyuncu, Boriello asla o takımın forveti değil, Inzaghi vitesi 3’ten 4 alamayacak durumda, Kaladze, Favalli, Oddo bitmiş Jankulovski, Nesta ağır aksak ayakta. Zambrotta son kurşunlarını atıyor, Gattuso biodizelle tutunmaya çalışıyor. Şu takımda belki Thiago Neves biraz parlayacak ama genel görüntü fazlasıyla karamsar. Takımın ana rotasyonundaki 30 yaş altı 2 isimden biri Pato, diğeri Leonardo fırsat verirse Neves.

Milan bugün şarjı bitmiş ama alete takılsa da saatlerce durmasına rağmen şarj tutmayan pil gibi. Leonardo’nun işi de çok zor, Leonarda’yla Milan’ın da. “Milan’ın tecrübeli futbolcuya ihtiyacı var.” diyebiliyorsa Leonardo bu pili geri dönüştürme zamanı gelmiş demektir. 40 yaşındaki Maldini’yi arayacak duruma gelmiş bir takım tükenmiştir, bu satten sonra bir şeyler yapabilirse de Leonardo’nun nerede olduğunu bulamadığı tecrübesiyle yapacaktır.

>Kewell – Emre

Temmuz 30, 2009, 11:11 pm | Fenerbahçe, Futbol, Galatasaray kategorisinde yayınlandı | 4 Yorum

>Biri örnek diğeri kötü örnek bir profesyoneldi bugüne kadar. 2001’den beri kayıptı Emre. Kewell Liverpool’da tam 5 sene harcamıştı. Biri Anfield’da çimlere basmakta zorlanırken diğeri Newcastle’dan dışlanmıştı. Çıkış aramaya, isimlerini yerden kaldırmaya, hatırlanmaya geldiler Türkiye’ye. Premier League’den kaçış Kewell için daha erken anlam bulurken, Emre bugün hikayesine anlam katacağını gösterdi. Her ikisi de milli takım kaptanıydı, Kewell profesyonelliği ve iş ahlakıyla örnek kaptanlığa devam ederken, diğeri pazu bandını kaybetti. Her ikisi de zamanında sakatlıktan çok çekti, biri gün geçtikçe durulurken öteki gitgide dalgalandı.

Bugün Kewell kendisini hep Barcelona’ya istemiş bir hoca ve kendisini sahiplenmiş bir taraftarla kimliğini yeniden bulmuşken Emre’yi hayata döndüren de yeni hocası ve onun disiplini oldu. Her ikisi de eskisi gibi sorumluluk alması gereken oyuncu rolüne soyundular tekrar. Sanki yeniden 20 yaşında her ikisi de. Her ikisi de zevk verdi sahadaki duruşlarıyla bile. Kewell Hagi-Popescu-Taffarel’den beri onca yabancının gelip başarısız olduğu Galatasaray’ın örnek yabancısı, imrenilecek rol modeli. Emre o kadar yabancı arasında senelerdir ilk yaratıcı ve birleştirici yerli oyuncu ve taraftarın yeni sevgilisi, Brezilya özerk bölgesinin tek kişilik bağımsız ordusu.

EPL’den kaçıp TSL’de yeniden hayat bulan adamlar: Her ikinizi de çok ama çok seviyorum!

>Ayıp Ettin Aydın Doğan!

Temmuz 30, 2009, 5:00 pm | ozhano, Sıkıntı, Televizyon, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>

Yakıştı mı şimdi full paketi olanlardan bile ekstra kanal açıp (Eurofutbol) artı para talep etmek. Hani bir kere cihaz alınacaktı ve her şekilde tüm maçlar izlenebilecekti. Sözünüzde durmadınız. Diğer yandan D-Smart üyeleri de bununla ilgili müşteri hizmetlerini aradıklarında devamlı beklemede bırakılıyorlar. D-Smart üyesi olmak isteyenlere ise cihaz yok diyorsunuz. Altyapınızı tam olarak oluşturmadan ne diye bu işlere girdiniz o zaman? Anca reklam yapmayı ve yayın hakları ile ilgili ortalığı bulandırmayı bilirsiniz siz. Bu yaptıklarınız yanınıza kalmaz. Artık ligin yayın haklarını alsanız da üzerinizi çizdim. Benim için D-Smart bitmiştir. Bir daha da almam. Gider Japonya, Patagonya Liglerini izlerim yine de almam.

>Hleb İnter’e Kiralanmamış mıydı?

Temmuz 30, 2009, 4:32 pm | Bundesliga, EPL, La Liga, ozhano, Transfer kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

> Zlatan İbrahimovic-Samuel Etoo takasında İnter’e Etoo ile beraber 1 yıllığına gideceği yazılıyordu ama Barcelona Kulübü Hleb’in eski takımı Stuttgart’a 1 yıllığına kiralanacağını duyurdu. Hayırlı olsun.

Kaynak: nvtspor

Diğer yandan Man. City Kolo Toure’den sonra defansın göbeği için Everton’lu Lescott’un transferini sonlandırmaya çalışıyor. İlk teklif 15 milyon pounddu. Sonra 17 milyon pound şimdi de 20 milyon pounda kadar yükseltmişler. Ama Everton aynı hızla reddetmiş bu teklifi de. Lescott tamam iyi oyuncu da 30 milyon da etmez bana göre. Neyse bakalım BAE Şeyhi eli öpülesi Mansur Baba ısrarına devam edecek mi ya da Everton daha ne kadar dayanabilecek?

>Hagi

Temmuz 30, 2009, 2:34 pm | Futbol, Galatasaray, nostalji kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

>Sakaryamız’a Selam Olsun!

Temmuz 30, 2009, 2:14 pm | Hayat kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Sayaçta 54,000 yazdığı anı kovaladım bugün. Sakaryalı olunca memleketin plakası önem arz ediyor. Çok seviyorum ben memleketimi, 15 senelik Belediye zulmüne, bir faydasını göremediğimiz milletvekillerine, 82 milletin bir araya toplanıp Sakarya’nın yerlisini azınlık haline getirmesine rağmen, vazgeçemiyorum. Sapanca Gölü’ne hastayım, yeşiline hastayım, nehirine hastayım! Selam olsun sana Sakaryam!

>En Değerliymiş Peh!

Temmuz 30, 2009, 1:09 pm | Futbol, ozhano, TSL kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

> Yukarıdaki tablo, iki tane transfer yapıp “Süper Ligin en değerli takımı biziz” yazıp duranlara karşı eklenmiştir. Eee ne oldu şimdi Elano geldi sıralama değişti. Yarın da Neill gelecek iyice ara açılacak. Evet haklısınız ama kadrodaki oyuncu sayısı daha az ikincinin. Yapın kardeşim transferinizi bize ne. Ne kadar abes yorumlar değil mi?

Normalde benim için yukarıdaki tablonun takımın maddi ederini göstermesinden başka hiçbir önemi yok. “Maddi eder” ile “Takımın değeri” kavramlarının her zaman doğru orantılı olduğunu savunan varsa sabaha kadar tartışabilir kendisiyle. Takımın değerli ise,

1. Altyapıda çok cevherin vardır ki en önemli potansiyel değerdir benim gözümde.
2. İyi transfer politikası izleyip aldığın oyuncular sezon boyunca beklenenin üzerinde takıma katkı sağlar ki bu durumda takım içinde bir değerlerinin olduğundan söz edilebilir..
3. Oyuncuların başka takımlar tarafından ederi üzerinde paralarla transfer edilmek istenir ki bu durumda da senin takımındaki maddi değeri ortaya çıkar oyuncunun.

Tabi bu üç maddeye daha fazlası da eklenebilir. Yarın FB iki transfer daha yapar GS’nin önüne geçer, daha sonra BJK Deco ile Dos Santos’u alır ikisinin de önüne atlar. Bunlar zamana göre değişen tablolar. Çok fazla önem vermeye gerek yok. Önem veren de yok. Geçen sezon ligin en “değerli” takımı kimdi ve ligi kaçıncı sırada bitirdi?

>Sabri vs Elano

Temmuz 30, 2009, 9:57 am | Futbol, Galatasaray, komedi kategorisinde yayınlandı | 14 Yorum

>

Rakip ceza sahası civarında bir frikik olur. Elano topu alıp atışın kullanılacağı yere koymak üzereyken…

Sabri: Hşşşt birader hayırdır?

Elano: Nasıl, anlamadım?

Sabri: Napıyosun diyorum topla?

Elano: Frikik kullanacağım.

Sabri: Frikik kullanacam mı dedin sen?

Elano: Evet?

Sabri: Gel sen bakalım hele şu yana.

Elano: Ne oluyor, niye çekiyorsun Sabri?

Sabri: Ver topu, adamın asabını bozma.

Elano: Abicim 50 golüm 100 asistim var benim frikikten ya!

Sabri: Bak delikanlı bu siti benim siti sen git Mençıstır sitinde at frikiğini atacaksan!

Elano:?

Kewell: Gel sen kardeş şöyle şu tarafa, bırak. Kullan Sabricim sen Aslansın!

Elano: Harry neler oluyor, şaştım kaldım!

Kewell: Abicim ben geldiğimden beri daha frikik atmadım.

Elano: Yok artık!

Kewell: Elano biraderim daha öğrenecek çok şeyin var. Mafya güzelim bunlar. Bütün duran toplara bunlar vurur, sesini çıkarırsan yerler seni.

Elano: Kapı gibi kontratım var Harry.

Kewell: Ah Elanom daha çok safsın çok naifsin. Sırf bu Sabri kaç Hoca yemiş bilmiyorsun bile!

Elano: Hoca mı?

Kewell: Boş ver sen topunu oyna, boşa falan kaç, top barajdan falan sekerse vurursun.

Spiker: Sabri yine topun başında değerli izleyenler, iyice gerildi. Topa doğru geliyor, şuuuut ve top kalenin yaklaşık 15 metre üstünden auta gidiyor!

Elano: Bu mu?

Kewell: Şşşşt ses yapma, yakma kendini…

>Taraftarın Hass….r Dediği Dakika! Elano GS’de

Temmuz 30, 2009, 7:42 am | Beşiktaş, EPL, Futbol, Galatasaray, Transfer kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Bu bir rüya olmalı demek istiyorum ama bu haberi bir şekilde öncesinde aldığımızı hatırlatarak (ki o gün daha hiç bir gazete bunu yazmamıştı ve bu haber 2 gün sonra Beşiktaş üzerinden medyaya sızdı) sıvışıyorum. Halen Brezilya Milli Takımı’nda oynayan Elano o postta adı geçen stepnedir bu arada. Haldun Abim sen ne büyük adamsın! Rijkaard’ın adı nelere kadir demezsem de haksızlık olur gitmeden, dedim.

>Adamım Döndü!

Temmuz 29, 2009, 10:08 pm | Formula 1 kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>O gittiğinden beri Formula’dan zevk almıyordum. Bir savaştı o varken pistte olanlar, o gitti sadece motor bağırtıları kaldı geriye. Çirkeflikleri bile güzeldi Kurt’un. Şimdi çok üzücü bir olay ertesinde olsa da o geri döndü. Massa ayıldı, iyileşmeye başladı ancak bu sezonu kapadı. Yerine konulacak adam takım Ferrari olunca sen-ben olamayacağına göre ondan başkası olamazdı. Massa iyileşsin gelsin seneye, Kimi’yi salla, Schumi Massa ikilisi muhteşem olur. Özellikle yağmur bekleyeceğim Schumi’nin yarışlarında, ne zevk olur ama!

Karizmana, bakışına, gözlüğüne kurban be canımın içi benim! Motor sporlarına anlam katan adamsın!

>Lyon Güiza Yerine Gomis’i Aldı

Temmuz 29, 2009, 7:44 pm | Fenerbahçe, Fransa, Futbol, Transfer kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>Fenerbahçe yönetimi 12 milyon teklif eden Lyon’u reddedip daha fazla para isteyince Aulas para yabancıya gitmesin diyip St. Ettienne’den Fransız Milli Takımı’nda da zaman zaman forma bulan Gomis’i renklerine bağladı. Ücret 13 milyon artı performans bonusu şeklinde. Böylece Fenerbahçe taraftarının Küçük Emrah’tan kurtulup bir yıldız transferi daha görme şansı azalmış oldu. Ben olsam kara zarara bakmadan satardım İspanyol’u. Gomis’nin yaşı Güiza’dan daha genç (24), geleceği daha parlak ve piyasası var. Lyon’a hayırlı olsun diyelim, herhalde Chao Grey memnun olmuştur en çok bu habere.

>Keirrison Kiralandı

Temmuz 29, 2009, 1:36 pm | Futbol, ozhano, Transfer kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

> Benfica, Barcelona’dan Keirrison’u 1 yıllığına kiraladığını duyurdu. Keirrison’u Galatasaray’a getiren güzide spor medyamıza duyurulur. (Portekizce bilen varsa bi zahmet çeviriverip yazsın yorum kısmına. Cenky hocam sen değil ama :D)

>Dominic Iorfa

Temmuz 29, 2009, 10:02 am | Futbol, Galatasaray, nostalji kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>Kariyerindeki Galatasaray ve Antwerp maceraları onu bir çok takıma götüren faktör olmuş kanımca. Şu sıralar Nijerya Futbol Federasyonu üyesi olarak görev yapmakla beraber, Nijerya Ligi takımlarından Lobi Stars’ın da kulüp başkanlığını yürütmekte. Türk Futbolu için kötü transfer sembolü olmakla kalmamış Galatasaray’dan sonra transfer olduğu Peterbrough United’ta da sembolleşmiş. Zevksiz geçen maçlarda onunla ilgili tezahüratlar yapılırmış. Bir Türkiye Kupası maçında rüzgarın etkisiyle olsa da kendi yaptığı ortaya kafa atmışlığı vardır hızıyla efsaneleşen (!) topçunun. Neyse uzatmayalım da bu adam nasıl oldu da 21 kez Nijerya Milli takım forması giydi onu düşünerek bitirelim postu. Bu arada 1998’de forma giydiği takım sayısına da dikkat. (Bilgiler wiki’den).

>Kolo Toure City’de

Temmuz 29, 2009, 9:02 am | EPL, Futbol, Transfer kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>Manchester City transfer çılgınlığına devam ediyor. Bir kaç post aşağıda ozhano Perez ile yarışan Mansur Baba’nın harcadığı parayı anlatmıştı. adamda o kadar çok para var ki durmuyor, transfere doymuyor. Şimdi sıra Kolo Toure’de. John Terry için çok uğraşmış olsalar da Terry Bayrak olmayı tercih edince elleri boş kalmıştı City’nin. Sonraki hedef bir başka büyüğün stoperi oldu haliyle. 7 senedir Arsenal forması terleten Fildişi Sahilleri oyuncusu Kolo Toure az kaldı City’li olmak üzere. Arsenal ve City bonservis konusunda anlaşmışlar. Toure de Arsenal’de kazandığından fazlasını alacağına göre bu transfer bitmiş. Bonservis ne kadar şu ana kadar belli değil ama kendi adıma 20 milyon civarında gibi düşünüyorum. Bu transfer Arsenal’i nasıl etkiler denirse Vermaalen’in uyumu önemli diyecevap veririz. Belçikalı milli oyuncu bu sezon geldi Gunners’a Ajax’tan ve henüz 24 yaşında olduğuna göre Toure sonrası tutarsa, bir kaç senelik stepne hazır.

>Brezilya Aday Kadrosu

Temmuz 29, 2009, 12:27 am | Brezilya, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Ronaldo’daki şans be arkadaş. Dunga şu milli takım kadrosuna çok büyük ihtimalle onu da çağıracaktı. Yıllar sonra tekrar giyecekti Brezilya sarısını. Gerçek Ronaldo uluslararası arenada tekrar sahne alacaktı. Yazık oldu çok yazık, şimdi Nilmar nemalanıyor onun yokluğundan. Çabuk iyileş de gel be katıksız Ronaldo.

Kadroda Milan’ın iki yıldızı Ronaldinho ve Pato yok. Dunga’nın Ronaldinho’ya takık olduğunu zaten biliyorduk da Pato’ya da mı taktı onu anlamadım. Belki de Audi turnuvası nedeniyle çağırmamıştır ama Interliler hazırlık turnuvalarına katılmıyorlar mı sanki? Öte yandan artık sanırım Fenerbahçe kadrosundan devamlı bir Brezilya millisi çıkacak. Dos Santos Estonya maçı aday kadrosunda. İlk maçındaki görüntüsü umut vericiydi, Dunga da ondan ümitli ki ırak gittin gözden düştün yapmamış. Neyse yazık oldu Süleyman Efendiye diyelim bir kez daha, kadro için de John Cotterill namı değer Pitaco do Gringo’ya teşekkür edelim. Foto da Chao Grey’den, artık o nereden aldı bilemem.

Kaleciler: Júlio César (Inter Milan), Gomes (Tottenham)

Defans: Maicon (Inter Milan), Daniel Alves (Barcelona), Marcelo (Real Madrid), André Santos (Fernerbahçe), Luisão (Benfica), Miranda (São Paulo), Lúcio (Inter Milan), Juan (Roma)

Orta Saha: Josué (Wolfsburg), Gilberto Silva (Panathinaikos), Felipe Melo (Juventus), Kléberson (Flamengo) Elano (GALATASARAY), Ramires (Benfica), Júlio Baptista (Roma), Kaká (Real Madrid)

Forvet: Diego Tardelli (Atlético MG), Robinho (Manchester City), Luís Fabiano (Seville), Nilmar (Villarreal)

>Tyson Chandler Emeka Okafor Takas Edildiler

Temmuz 28, 2009, 11:55 pm | Charlotte Bobcats, Minnesota Timberwolves, NBA, NO Hornets, OKC kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>New Orleans Hornets 1 senedir takımdan göndermeye çalıştığı pivotu Tyson Chandler’ı en sonunda Emeka Okafor karşılığında Charlotte Bobcats’e takas etti. Chandler uzunca bir süredir sakatlıklarla başı dertte olan bir isim ve bu sakatlık mevzuları onun New Orleans’taki kredisini tüketmiş durumda. Chris Paul önderliğinde hızlı oyuna kolayca adapte olup özellikle işin geri koşma kısmında sistemin önemli bir parçasıydı sağlıklıyken Tyson Chandler. Ancak şu son 2 sene tam anlamıyla bir kabus oldu onun için. Bu sakatlık ritminin devam edeceği öngörüsünde bulunan Hornets da bir alıcı aramaktaydı. Geçen sezon Thunder’la anlaşmışlarken Chandler sağlık kontrolünü geçemediği için takas yatmıştı. Bu sefer sanırım bir sıkıntı olmayacak çünkü Larry Brown Chandler’ı çok istiyor, sakatlığını bile gözardı edebilir.

Takımın oynadığı oyunu hızlandırmaya çalışan Brown için sağlıklı bir Chandler ciddi bir ekleme. Geriye koşması, boyalı alanı karartması ve emsallerine göre hızıyla çok iş görebilecek adam. Önceki sezonki Hornets yükselişinin en ciddi parçalarından biriydi. Okafor ise Chandler’a göre daha kısa, savunmada kendinden uzun oyunculara karşı fazlasıyla zorlanan, hücumda kalıbıyla iş gören ancak atletizmi sınırlı bir isim, ayrıca blokları kadar üzerinden vurulan smaçlarla da tanınır uzun oyuncu. Dediğim gibi sağlıklı bir Chandler Bobcats’e ilaç olabilecekken Okafor’un Hornets’a tek verebileceği 14 sayı 10 ribaunt 2 blok ve en az 75 maç garantisi.
Chandler’ın kalan kontratı gelecek sezonu oyuncu opsiyonlu olmak üzere 2 sezon ve 24 milyon değerinde. Yani eğer ciddi bir sakatlık sorunu olursa Bobcats ondan 2011 yazında kurtulabilir. Okafor’un ise daha 5 sene ve 63 milyon civarında kontratı bulunmakta. Her iki oyuncu da 27 yaşında.

Bu takasın kazananı sanki Hornets gibi, riske girmeden garanti ata oynadılar.

Öte yandan dün yazmaya fırsat olmadı, Minnesota oyun kurucu sevdasına devam etmiş ve Thunder’dan Damien Wilkins ile Chucky Atkins’i alırken karşılığında Etan Thomas’ı göndermiş. Bu kadar gardı ne yapacaklar anlamış değilim. Thomas ise bir anda Thunder’ın en çok kazanan ismi oldu. Kontratı gelecek sene bitiyor. Bu hamle Thunder’ın 2010 yazı yeniden yapılanma planının bir parçası. Gelecek yaz bütçeleri sadece 20 milyon civarında dolu. Yani caplerinde toplam 40 milyon civarında bir boşluk olacak ki bu 2 büyük yıldızı Oklahoma’ya kadar getirebilir.

>Mbemba – Bülent Bu Adamı Nereden Buldun?

Temmuz 28, 2009, 11:39 pm | Futbol, sivasspor, UCL kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>Nerede geçen seneki Sivas, nerede bu Sivas… Ozhano muazzam anlatmış, oralara hiç girmeyeceğim. Yasin Çakmak da değil derdim o zaten belliydi de bu Mbemba denilen adamı çok aradın mı be Sevgili Bülent Uygun? Bu kadar yavaş, reaksiyon zamanı sıfır, pas kabiliyeti sıfırın altındaki bir adamı nereden bulup getirdin hem de 4 yıllığına? Kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

>5 yerim 7 yerim 6 yemem, 7 yerim 9 yerim ama 8 yemem

Temmuz 28, 2009, 9:24 pm | Futbol, ozhano, sivasspor, UCL kategorisinde yayınlandı | 8 Yorum

>demişti Sivasspor teknik patronu Bülent Uygun. Dediğini de yaptı. Gerçi biraz da Anderlecht’in işi şova dönüştürmesi sonucunda 5 golle kurtuldu. Evet tam anlamıyla ve ne yazık ki kurtuldu lafı cuk oturuyor bu maçın sonunda. Çünkü Anderlechtli oyuncular ikinci yarıda da saldırmaya devam etselerdi Sayın Bülent Uygun’un laf çaktığı Beşiktaş’ın Liverpool’dan yediği 8 golün üzerine de çıkacaklardı büyük ihtimalle. Bundan sonra inşallah laflarını ölçüp biçip öyle konuşur.

Diğer taraftan yazık etti hem Sivaslılar’ın Şampiyonlar Ligi hayallerine hem de Türkiye’nin ismine Bülent. Tamam geçen yıllarda kimlere yenildi Türk takımları, ne rezillikleri yaşadı ama Galatasaray’ın Chelsea’ya 5-0 yenildiği ve o sezonun sonunda UEFA Kupası’nı aldığı zamanlardan beri 2-3 pas yapamadan yenilen, bu kadar rezil olan bir takım görmedim ben. Bakalım bu maç sonunda da konuşacak mısın? Takımının performansına bakmayıp maçın yan hakemine sallayacak mısın bu sefer de? Ya da “BABACAN PATRON” maskesini takarak tüm sorumluluk da hata da ben de mi diyeceksin tıpkı yenildiğin ve kimseye sallayamadığın diğer maçlarda olduğu gibi. Kimse yemez artık bunları sayın patron. Zaten hazırlık maçlarında takımının ne olduğunu ya da ne olmadığını tam anlamıyla gördün. Hiçbir ışık yoktu zaten maç başlamadan önce. Ama bari maç başlar başlamaz takımının gücünü gözardı edip rakibi önce durdurmak yerine saldırmaya çalışma. Halbuki geçen sezon UEFA Kupası ön elemesinde Braga’ya karşı aynısını yapmıştın, görmüştün sonucunu ki o zaman Braga’ya oynayan kadro bugünkü kadroyu üçe katlar. Ersen Martin’i de iyiki istemişsin. Tamam ileride çok yalnız kaldı ama bari top tut be kardeşim. O kadar boy pos var ama top kontrolü, rakibi rahatsız etme, sağa sola deplase olma sıfır. Bu adam Sivas’ta şu kadroda bile yedeğe girememeli. İkinci yarıda da Ersen-Kamanan değişikliğini yapman zaten korkunu da belli etti. Maç zaten 3 olmuş ne diye daha tek forvet devam ediyorsun. Al işte beş yedin ne oldu farklı mı oldu sanki?

Bu arada TRT 1’de maçı anlatan spikerimiz futbol dünyasına yeni bir terim daha kazandırdı: “Tehlike Konisi” :D. Neresi olduğunu tam anlayamadım ama maç 3-0 iken bile güldürmeyi başardı beni. Helal olsun. Hemen arkasından da ilk yarının uzatmalarını söylerken 90+2 demesi onun bilinçaltında maçın bitmesini istemesinin dışa vurumuydu sanırım.

Sonuçta fazla birşey beklemiyordum kişisel olarak, çoğu futbolseverin beklediği gibiydi beklentilerim. Ama açıkçası 5-0 gibi bir skor, böyle rezil bir oyun ve böyle anlamsız taktiğe sahip bir takım kesinlikle beklemiyordum. Bari biraz savaşsaydınız. Takım, Bilica,Balili’yi geçtim Konfory Sylla, Herve Tum hatta Mohammed Ali’yi bile arıyor. Kısa zamanda takıma hemen uyum sağlayacak türden 3-4 transfer yapmazlarsa Sivas mucizesi artık tarihin tozlu yapraklarındaki yerini alır aynı Eskişehir, Sakaryaspor gibi. Tabi pembe tablo çizip Sivas’ın bu sezon da bu kadroyla ligde ilk üçe ya da dörde gireceğini söyleyen varsa ben de diyorum ki Sivas bu haliyle ilk 10 a giremez.

>Anderlecht-Sivasspor Maçı Hangi Kanalda?

Temmuz 28, 2009, 5:22 pm | ozhano, Televizyon, UCL kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

> Tarih: 28.07.2009
Saat: 21.45
Kanal: TRT-1
Spiker: Güven Göktaş
Yorumcu: Ömer Üründül
Stat: Brüksel Constant Vandmen Stock
Hakem: Craig Thomson (İskoçya)

Anderlecht: Zitka, Juhasz,Deschacht, Wasilewski, Boussoufa, polak, Biglia, Chatelle, Rubenilson, De Sutter, Suarez
T.D.: Ariel Jacobs
Sivasspor: Petkovic, Abdurrahman, Sedat, Yasin, Hayrettin, Mbamba, Musa, Onur, İbrahim, Erman, Ersen Martin
T.D. Bülent Uygun
Sivasspor Sakat Oyuncular: Mehmet Yıldız, Sezer Badur.

>Mourinho Continues

Temmuz 28, 2009, 4:38 pm | EPL, Futbol, ozhano kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

> 1. “Chelsea’den ayrılmak benim için gerçekten çok zor oldu. Ancak ayrıldığımdan beri ben sürekli gelişiyorum ama Chelsea yerinde sayıyor.”

2.”Manchester United’a gitmeyi düşünebilirim. Ama önce onlar, Sir Alex Ferguson’dan sonra beni isteyip istemediklerine karar vermeliler, isterlerse tabiki değerlendiririm.”

>Aman Dikkat Babacığım!

Temmuz 28, 2009, 3:46 pm | Fenerbahçe, Futbol, ilginç, komik, ozhano kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

> Baba Daum, Köln ile sözleşme yenilemeyince babası ile birlikte Köln’de çalışan oğul Daum’un işine son verilmişti. Gerçi ayda 400 Euro maaş alıyormuş ama bu maaşa göre yaptığı iş çok önemli sayılır bana göre. Sonuçta görevi Avrupa’daki genç yetenekleri izlemek ve bu oyuncularla ilgili rapor vermek. Diğer yandan kovulma gerekçesi ise babasına takımla ilgili özel bilgileri aktaracağı ihtimali gösterilmişti.

Yeni işi Fenerbahçe’nin Avrupa’daki rakiplerini izlemek olacak ki babası tarafından Honved’i izleme ve ayrıntılı bir rapor tutma görevi verilmiş. Honved’i izleyen oğul Daum babasına Honved’in sakat bir takım olduğunu özellikle rakibin forveti olan Dieng Cheikh Abass’in çok tehlikeli olduğunu söylemiş.

Daum bu yüzden çok başarılı işte. Adam sülale boyu çalışıyor. Oğul Macaristan’a, kardeş Yugoslavya’ya, enişte Papua Yeni Gine’ye. Demekki en çok kendi kanından olanlara güveniyor. Yoksa 23 yaşındaki birine kim güvenebilir ki?

Bir de işin şeytana uyma tarafı var ya aman aman. Şimdi almışsın babadan harçlığını. Gitmişsin Macaristan’a. Yaş 23. Akıl bir karış havada zaten. Astırı fıstırı iki takımın maçını kim izler yaw? Rapor zaten hep aynı. Ben daha “Rakip kolay sallayın gitsin rakip topçuların hiçbiri bir işe yaramaz.” yazan bir rapora ya da habere rastlamadım. Acaba gerçekten izlemiş midir ki bu genç kardeşimiz Honved’in maçını 😀

Bu arada Marcel’i Macaristan’a gönderen baba Daum öbür oğlu olan Jean Paul’e söz vermiş. Bundan sonraki rakibi izlemeye abisi ile birlikte o da gidecekmiş. Söz almış babasından. Gerçi 9-10 yaşında ama olsun. Ağaç yaşken eğilir 😀

>Şeyh Mansur VS Florentino Perez

Temmuz 28, 2009, 3:18 pm | Acayip İşler, EPL, Futbol, La Liga, ozhano, Transfer kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Man. City, Birleşik Arap Emirlikleri şeyhi Mansur Bin Zayid tarafından satın alındıktan sonra bu transfer döneminde toplam transfer harcaması 83 milyon pound ve görünüşe göre transferler daha devam edecek. Şimdi de gözlerini Kolo Abib Toure üzerine çevirmişler. Arsenal yöneticilerine ilk teklifleri olan 12 miyon poundu geliştirerek 15 milyon pound teklif etmişler. Haber burada. Real Madrid transfer olayını iyice abarttı dedik ama yeküne bakarsak Man. City de Real kadar olmasa da abartma sınırlarını geçmiş görünüyor. Toure ile ilgili olarak ise Arsenal Menajeri Arsene Wenger yine satışına onay verip genç yeteneklerle yola devam etmeyi düşünür mü bilmem ama Vermaelen, Sanderos ve Barazite transferleri kendi taraftarlarını pek memnun etmiş görünmüyor. Nasıl memnun etsin ki!. Bu arada Real Madrid’in toplam transfer harcaması da aşağı da:
194 milyon pound. Peeeehhhhh…

>Dalgalar Başladı – Milka GS

Temmuz 28, 2009, 8:44 am | Futbol, Galatasaray, Rezalet kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>E ne dedik aşağıdaki postlarda: Rezalet, olur mu, antin – kuntin, millet dalga geçecek.

Ne oldu başladı işte. Yukarıdaki resim Ben Fenerbahçeliyim blogundan. Terbiye sınırlarını zorluyor mu, fazlasıyla hem de. Ama hak etmedi mi bu formayı yapanlar ve yaptıranlar, ilgi çeksin, benimsensin diye özellikle Arda ve Baros’a giydirenler, hak ettiler!

Yapacak bir şey yok, seneler geçecek ama biz formadan kurtulamayacağız!

>Morumtrak Takımlar

Temmuz 28, 2009, 12:37 am | forma, Futbol, ozhano kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum

>

Bizim takımın forma rengi farklı gibi geldi bana. Eflatuna çalıyor gibi…(Spotlardan da öyle görünüyor olabilir. Ne gerek var böyle antin kuntin renklere. Ne olduğu bile tam anlamıyla belli değil. Diğer yandan gerek medyanın gerekse rakiplerin özellikle başarısız olunan maçlardan sonra sağlam dalga geçmesine vesile olacak bir rengi seçtikleri ya da kullanılmasına izin verdikleri için GS yöneticilerini kutluyorum.)
Fiorentina
Orduspor
Germinal Beerschot(Belçika)
Defensor Sporting (Uruguay)
Sanfrecca Hiroshima (Japonya)
Poli Timisoara (Romanya)
Anderlecht

Austria Wien

Perth Glory (Avustralya)

>Rijkaard’dan İlginç Taktik

Temmuz 27, 2009, 11:16 pm | forma, Futbol, Galatasaray, ozhano kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

> Kalamış’ta yeni sezon formalarının tanıtımı yapılırken Rijkaard mor renkli forma ile ilgili yorumu:

“Bu forma ile rakiplerimizin kafasını karıştıracağımızı düşünüyorum. Bunu avantaj olarak kullanacağız.”

Baktı ki sistem falan daha oturmadı takıma, farklı bir strateji üzerinden devam etmeyi planlıyoruz demeye getirmiş. Espri bir yana anlaşılan o da pek anlam verememiş renkleri sarı kırmızı olan bir takıma bu renkte bir forma tasarımı yapılmasına.

Bu forma ile tanıtıma çıkan Arda Turan ise bana göre gecenin en güzel yorumunun altına imza attı:

“Evet son derece güzel bir forma olmuş. Ama bu formaları dışarıda giyeceğimizi düşünüyorum. Çünkü biz her zaman parçalı formadan yanayız. Tüm formalarımız çok güzel olmuş, önemli olan bu formalar ile maçları kazanmak.”

Galatasaraylı hangi taraftar parçalının üzerine form tanıyabilir! Aslan Kaptan…

Arda’nın aklından ne geçiyor acaba?

Bu arada parçalı forma altına beyaz şort olmuyor. İnatla devam ediliyor buna.

>Hacı Bu Ne Yaaa!?!

Temmuz 27, 2009, 10:44 pm | Futbol, Galatasaray, Rezalet kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Arkadaş biz Fiorentina mıyız, Orduspor muyuz, neyiz biz Allah aşkına? Bu nasıl forma, sarı ile kırmızı bunun neresinde? Turuncuyu benimsemiştik sarı-kırmızı karması ve kırması olarak ama bu kadarı da fazla. Lütfen artık biri adidas’a dur desin. Bildiğin rezillik bu! Parçalıyı bir kenara koy ne beyaz ne de bu absürd forma Galatasaray’a yakışmamış. Midem kalktı be abi!

>Bu Senenin Bezdireni Odom

Temmuz 27, 2009, 9:51 pm | Basketbol, LA Lakers, Miami Heat kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>Geçen yazı Cristiano Ronaldo’nun Real’e gidip gitmeyeceğine dair onbinlerce haberle geçirmiş, elemanın bu yaz imza atmasıyla rahatlamıştık. Hem futbol hem basketbol takip edince adeta yağmurdan kurtulup doluya tutulmuş hesabı bu sene de LAmar Odom başımıza bela oldu. 3 haftadır nereyi açsak Odom yazılıyor. Yok teklif aldı yok Lakers teklifini geri çekti efendim Heat geldi, Cavs gitti Celtics acaba dedi, olmadı kıçında çıban, burnunda sivilce çıktı, asabı bozuldu, beli kaykıldı!

Yeter ya sıkıldım valla Lamarından da Odomundan da. Nereye gidecekse gitsin, atsın imzayı Lakers’a mı Heat’e mi atacaksa, yoksa hususi Amerika’ya gidip odunla kovalayacağım dingili, o imza kalemini de alıp…!

Çık git! Yürrrrüüüüüü!

>Ronaldo Sakatlandı

Temmuz 27, 2009, 8:46 am | Brezilya, Futbol kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Futbola Corinthians’la geri dönen ve bu sene oynadığı 27 resmi maçta 17 gol kaydeden Ronaldo, dün gece Palmeiras’la oynanan maçın daha hemen başlarında elinin üzerine düşerek sakatlanmış ve oyunu terketmiş. Elinde bir kırık olabileceğinden şüpheleniliyor, kesin açıklama bugün yapılacakmış. Bu sakatlık sonrası sanırı Ronaldo’nun yeşil sahada sakatlanmadık tek yeri üro genital organı kaldı. İyileşip döner dönmez bir de oradan sakatlanırsa Guiness’e girer kanımca.

Büyük geçmiş olsun ölüsü bile büyük golcüye.

>SAW VI

Temmuz 27, 2009, 8:35 am | Sinema kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

http://saw6film.com/motion_poster/saw6_motion_poster.swf

SAW VI

Temmuz 27, 2009, 8:35 am | Sinema kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

http://saw6film.com/motion_poster/saw6_motion_poster.swf

>Changeling

Temmuz 26, 2009, 10:49 pm | Sinema kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Clint Eastwood neden bunca sene yönetmenlik yapmamış sadece aksiyon filmlerinde koşturmuş durmuş diye sormadan edemiyor insan Changeling’i izledikten sonra. Yönetmelik açısından muhteşem bir film. Açılar, renkler, sahne geçişleri… Eastwood bu işi çok işi yapıyor arkadaş.

Film yaklaşık 140 dakika ancak sanki 90 dakikaymış izlenimi bırakıyor. Ağır bir havada, ortamda geçiyor olsa da bir hayli hızlı ilerliyor ve seyirciyi içine alıp beraberinde sürüklüyor. “Girl Interrupted”tan sonra Angelina Jolie’yi rol yaparkan hem de başarılı bir şekilde rol yaparken izlediğimiz film, 1930’lar Amerikasını ve o dönemki adalet anlayışını ötesinde bir çok adalet devrimin nasıl vücut bulduğunu anlatıyor. Bir annenin acısı ve arayışının Amerikan Hukuk Tarihi’nde bıraktığı izleri sanki oradaymış gibi izliyoruz.

Oyunculukların hep yüksek kalitede olduğu, Jolie’nin sadece Pitt’in eşi olmadığını hatırlattığı ama en önemlisi Eastwood’un kendine hayran bıraktığı etkileyici bir yapıt Changeling. Film müziklerinin de Eastwood’un elinden çıktığını ve çok yerinde kullanıldığını belirtmek gerek. Kısacası hem bir şeyler öğrenmek, hem de gerçekten 7. sanatın önemli örneklerinden birini görmek için izleyin derim. Onca işin arasında eşimle yaptığımız bu film kaçamağından pişman olmadık, ziyadesiyle etkilendik.

Eastwood Changeling Setinde

>Konsolos Alex

Temmuz 26, 2009, 12:30 am | Futbol, haber, ilginç, ozhano kategorisinde yayınlandı | 10 Yorum

> Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Üyesi Senih Gölpınar: ” Brezilya Hükümeti’nin yerinde olsam Alex’i Türkiye’ye büyükelçi olarak atardım.”

Sayın Gölpınar’ın bu sözlerinden hareketle ben de birkaç tane büyükelçi temennilerimi sunayım:

Gheorge Hagi: Romanya Büyükelçisi
Pascal Nouma: Fransa Büyükelçisi
Dean Saunders: Galler Büyükelçisi
Pierre Van Hooijdonk: Hollanda Büyükelçisi
Tony Schumacher: Almanya Büyükelçisi
Jean Marie Pfaff: Belçika Büyükelçisi
Daniel Amokachi/Jay Jay Okocha: Nijerya Büyükelçisi
Şota Arveladze: Gürcistan Büyükelçisi
Elvir Balic/Elvir Bolic: Bosna-Hersek Büyükelçisi
Pini Balili: İsrail Büyükelçisi
Ali Faryd Mondragon: Kolombiya Büyükelçisi
Jes Hogh/Brian Nielsen: Danimarka Büyükelçisi (Teşekkürler Massimo)
John Leshiba Mosheu/Fani Madida: G. Afrika Büyükelçisi (Teşekkürler Kerem)
Zoran Simovic: Karadağ Büyükelçisi
Rigobert Song: Kamerun Büyükelçisi
Stjepan Tomas/Davor Vugrinec/Milan Rapaic: Hırvatistan Büyükelçisi (Teşekkürler Yücel)
Gintaras Stauce: Litvanya Büyükelçisi
Fernando Coulibaly: Mali Büyükelçisi
Samuel Johnson: Gana Büyükelçisi
Roman Dobrowski (Kaan Dobra): Polonya Büyükelçisi
Roman Kratochvil: Slovakya Büyükelçisi
Majid Mususi: Uganda Büyükelçisi
Cevad Prekazi: Yugoslavya Büyükelçisi
Norman Mapeza: Zimbabwe Büyükelçisi

Türkiye’de hem uzun süre futbol oynayan hem de kendi taraftarınca çok sevilen yukarıda sayılan ülkelerin dışında bir ülkeye mensup olan başka hangi futbolcular vardı?

>God Bless You

Temmuz 26, 2009, 12:16 am | Formula 1 kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum

>

>Leyton Orient 6-1 Newcastle United, Notts County 2-1 Nottingham Forest

Temmuz 25, 2009, 10:19 pm | Coca-Cola Championship, Futbol, ozhano kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Notts County, çiçeği burnunda patronu Sven Goran Eriksson yönetiminde ilk maçında Meadow Lane’de aynı şehrin takımı olan Nottingham Forest’ı 2-1 yendi. Eriksson için Notts County yeni bir başlangıç olacak. İşini çok iyi yapması gerek, takımını bir üst lige çıkaramazsa her halukarda başarısız sayılacak; diğer bir deyişle ya kariyerini kurtaracak ya da bundan sonra malikanesinde çiçeklerini sulayacak veya Dubai, Katar gibi ülkelerde Arap şeyhlerinin takımlarını yönetecek gibi geliyor bana. Takımın şu andaki haline bakılırsa Sven de bunu çok iyi biliyor ve şimdiden işi sıkı tutuyor.

Diğer yandan Newcastle United ise Leyton Orient’ten Brisbane Road’da altı gol yiyerek geçen sezondan beri süre gelen kötü performansın hızla devam ettiğini gösterdiler. Maça yedek ağırlıklı denemeyecek kadar iyi bir kadroyla çıktığı ve maçta attıkları tek golün de penaltıdan olması düşünülürse hallerinin ne olduğu daha da açığa çıkıyor. Yeni bir Leeds United vakası yaratma yolunda devam ediyorlar. Kısa zamanda Aziz Yıldırım’ın zamanında yaptığı gibi bir Azizsilin’e ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Tabi bunun için onların Aziz Yıldırım gibi bir yöneticiye ihtiyaçları var. Yakında Newcastle yöneticileri Yıldırım’dan bir seminer isteyebilirler.

>Frank Ribery-Nicklas Bendtner

Temmuz 25, 2009, 4:46 pm | Bundesliga, EPL, Futbol, ozhano, Transfer kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>

Arsenal, Bayern Münih’e resmi olarak teklifini yapmış ve teklif de şu:

Frank Ribery=Nicklas Bendtner+20 milyon pound

Bayern’de Real’in 40-50 milyon euroluk teklifinden sonra bu teklifin kabul görmeyeceğini görmek için alim olmaya gerek yok. Ama acaba Arsenal yetkilileri bu teklifin kabul göreceğini gerçekten düşünüyorlar mı?

>Kulüp+Bahis+Reklam=Para

Temmuz 25, 2009, 3:50 pm | Futbol, ozhano kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Aston Villa sponsor: 32red.com (acorns yeni sponsoru olmuş ama olsun)
Sunderland sponsor:boylesports.com

Real Madrid sponsor: bwin.com
Blackburn sponsor: bet24.com
AC Milan sponsor: bwin.com
Tottenham sponsor: mansion.com
Sevilla sponsor: 888.com

Türkiye’de yasal olmayan bahis şirketleri aracılığı ile oyun oynanması ve bu şirketlerin futbol takımlarına sponsor olması yasak. Ama yasal bahis şirketleri olan bilyoner.com ya da nesine.com Türkiye’de futbol takımlarına sponsor olabilir deniyor. Ancak böyle bir durumda Türkiye’de sponsor olunan takımın aldığı her galibiyet,beraberlik ya da mağlubiyete şüpheli gözlerle bakılacaktır. Madem böyle bir durum sözkonusu neden yurtdışından yönetilen yani devletimizin “yasal olmayan” ibaresi koydurduğu bahis şirketleri Türk takımlarına sponsor olmuyor ki, bu tip şirketler Türkiye’de yasaklanmadan önce 2-3 Türk Takımı’na sponsor olmak için girişimleri olduğunu çok iyi biliyorum, ve de ülkemiz futbol piyasasına sağlam para girişleri olmaz mı? Hem Türkiye’nin paraları transferle, davalarla onunla bununla başka ülkelere gidiyor diye ağlanıyoruz, hem de bu şekilde ülkeye dışarıdan nakit girişine izin vermiyoruz. Ne yaman bir çelişkidir bu! Ya yukarıda ilk aklıma gelen, formalarında bahis şirketlerinin reklamlarını yapan çoğu üst düzey takımların yaptığı yanlış ya da bize dikte ettirilen uygulama yanlış. Madem futbol dünyasında artık bahis, gözardı edilemez bir olgu, bunu yokmuş gibi saymak yerine diğer Avrupa kulüplerinin yaptığı gibi avantajını kullanmak akıllıca olmaz mı?

Yanlış mı düşünüyorum acaba?

>Rasho Nesterovic Yeniden Toronto Raptors’ta

Temmuz 25, 2009, 10:00 am | NBA, Toronto Raptors kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>1,5 sene önce Indiana Pacers’a takasta verilen Rasho Nesterovic eski takımı Raptors ile 1 sezon için 1.9 milyon karşılığında tekrar anlaştı. Bu hamle 5 numara rotasyonuna büyük katkı oldu Raptors adına ve biraz daha kuvvetlendiler. Blok tehdidi ile iyi bir yedek olacaktır Rasho Nesterovic. Hidayet’in takımı için ileri doğru atılan bir adım daha hem de capi sarsmadan.

>Portland Andre Miller ile İmzaladı

Temmuz 25, 2009, 9:46 am | NBA, Portland TBlazers kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>Portland Trail Blazers bu sezon ilk kez elinden kaçamayacak birini getirdi. Andre Miller beklenenden daha az bir paraya evet dedi Blazers’a. Genç kadroya veteran bir lider arıyorlardı, tecrübesini aktarıp onları ileriye götürebilecek birini. Kısacası topu paylaşacak, ilk seçeneği şut atmak değil takımı oynatmak olan birini. Hidayet, Kidd ve Nash bu profile tam anlamıyla oturan isimlerdi ama hepsi elden kaçtı. Elde kalan Miller ile Knicks ilgileniyordu ama o play-off yapabileceği bir takım istiyordu. Blazers piyasada adeta imza attıracak başka isim kalmayınca Miller’la mecburen imzaladı. Kontratın 3. yılı garanti olmayan 3 yıl ve 22 milyonluk bir kontrat olduğu söyleniyor. Fakat Miller Pritchard’ın aradığı o takıma kademe atlatacak adam değil. Önce Roy’la sonra diğerleriyle topu nasıl paylaşacak? Uzun senelerdir unuttuğu pota altına top indirmeyi tekrar hatırlayabilecek mi? Kişisel egolarından sıyrılabilecek mi?

Şahsi kanaatim Portland’a büyük geçmiş olsun, geçen sezonki başarının üstüne çıkamazlar.

>UEFA Avrupa Ligi 3. Öneleme Turu

Temmuz 24, 2009, 4:32 pm | Futbol, UEFA Cup kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

FK Sarajevo (Bosna) – Helsingborgs (İsveç) 2
Fredrikstad FK (Norveç) – KKS Lech Poznan (Polonya) 2
HNK Rijeka (Hırvatistan) – FC Metalist Kharkiv (Ukrayna) 2
KAA Gent (Belçika) – AS Roma (İtalya) 2
SC Vaslui (Romanya) – AC Omonia (Kıbrıs Rum Kesimi) 2
FK Slavija Sarajevo (Bosna) – MFK Košice (Slovakya) 1
IFK Göteborg (İsveç) – Hapoel Tel-Aviv FC (İsrail) 1
PSV Eindhoven (Hollanda) – PFC Cherno More Varna (Bulgaristan) 1
FC Metalurh Donetsk (Ukrayna) – NK IB Ljubljana (Slovenya) 1
Vålerenga Fotball (Norveç) – PAOK FC (Yunanistan) 2
APOP/Kinyras Peyias FC (Kıbrıs Rum Kesimi) – SK Rapid Wien (Avusturya) 2
FC Honka Espoo (Finlandiya) – FK Karabağ (Azerbaycan) 2
FC Vaduz (Liechtenstein) – FC Slovan Liberec (Çek Cumhuriyeti) 2
Saint Patrick’s Athletic FC (İrlanda) – PFC Krylya Sovetov Samara (Rusya) 2
Randers FC (Danimarka) – Hamburger SV (Almanya) 2
Tromsö IL (Norveç) – NK Slaven Koprivnica (Hırvatistan) 1
Brøndby IF (Danimarka) – Legia Varşova (Polonya) 1
FK Vojvodina (Sırbistan) – FK Austria Wien (Avusturya) 2
CSKA Sofia (Bulgaristan) – Derry City FC (İrlanda) 1
FC Steaua Bükreş (Romanya) – Motherwell FC (İskoçya) 1
MSK Zilina (Slovakya) – Hajduk Split (Hırvatistan) 2
SC Braga (Portekiz) – IF Elfsborg (İsveç) 1
Aberdeen FC (İskoçya) – SK Sigma Olomouc (Çek Cumhuriyeti) 1
FK Rabotnicki (Makedonya) – Odense BK (Danimarka) 2
FK Sevojno (Sırbistan) – LOSC Lille (Fransa) 2
FK Petrovac (Karadağ) – SK Sturm Graz (Avusturya) 2
Fenerbahçe(Türkiye) – Honved FC (Macaristan) 1
Bnei Yehuda (İsrail) – FC Paços de Ferreira (Portekiz) 2
Club Brugge (Belçika) – FC Lahti (Finlandiya) 1
Athletic Club Bilbao (İspanya) – Young Boys (İsviçre) 1
KR Reykjavík (İzlanda) – FC Basel (İsviçre) 2
Galatasaray (Türkiye) – Maccabi Netanya (İsrail) 1
FC Dinamo Tiflis (Gürcistan) – FK Crvena Zvezda (Sırbistan) 2
KSP Polonia Varşova (Polonya) – NAC Breda (Hollanda) 2
FK Vetra (Litvanya) – Fulham (İngiltere) 2

Kırmızıya boyadığım eşleşmelerin en zevkli ve zorlu maçlara sahne olacağını düşünüyorum. Maçların yanına 1-2 diye de kim kazanır yorumlarımı yapmış bulunuyorum. Bakalım kaçını tutturabileceğim?

>Haldun Üstünel

Temmuz 24, 2009, 10:04 am | Futbol, Galatasaray, Transfer, UEFA Cup kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum

>Futbolsuz gecenin en güzel karesidir şu. Takım, ötesinde sistem takımı olmaya çalışan Galatasaray’ın en önemli birleştirici parçasına duyulan saygının çırılçıplak ifadesidir.

Bu büyük futbol adamı her zamanki gibi bugünlerde hedef şaşırtmakla meşguldür (Deco) ve sevgili ozhano‘nun az önce aldığı habere göre hiç kimsenin beklemediği, adı bugüne kadar Galatasaray’la bir kez bile telaffuz edilmemiş İngiltere’den bir futbolcunun kulubü ile anlaşmış futbolcunun cevabını beklemektedir. Tıpkı Rijkaard, Keita transferlerinde olduğu gibi bir tokat olacaktır medyaya bu transfer gerçekleşirse, hatta milletin dibi düşecektir. Olmazsa yedeği de hazırdadır.

Şimdi ben bugün bu son haberi aldıktan sonra Haldun Üstünel’e nasıl sonuna kadar güvenmeyeyim arkadaş! Üstünel bu kulüpte başkanlık yapacak adamdır.

>Voleybol’un Cılkını Çıkarmak

Temmuz 23, 2009, 6:25 pm | Voleybol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>http://www.collegehumor.com/moogaloop/moogaloop.swf?clip_id=1917468&fullscreen=1

See more funny videos and funny pictures at CollegeHumor.

Film hilesi falan yok, bildiğin voleybol oynuyorlar hem de ne oynamak! İzlerken ben yoruldum.

Voleybol’un Cılkını Çıkarmak

Temmuz 23, 2009, 6:25 pm | Voleybol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

http://www.collegehumor.com/moogaloop/moogaloop.swf?clip_id=1917468&fullscreen=1

See more funny videos and funny pictures at CollegeHumor.

Film hilesi falan yok, bildiğin voleybol oynuyorlar hem de ne oynamak! İzlerken ben yoruldum.

>Burası Neresi?

Temmuz 23, 2009, 5:32 pm | Hayat kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Neresi ki burası?

>Yavaş Gel!

Temmuz 23, 2009, 10:11 am | Beşiktaş, Futbol, komedi, Transfer kategorisinde yayınlandı | 6 Yorum

>“Taraftarımız Quaresma’yı çok istiyor. Bizler de onu transfer etmek istiyoruz ama gerçekleşmezse ondan daha iyisini alırız. Bu öyle bir transfer olacak ki tüm dünya Beşiktaş’ın bu bomba transferini konuşacak. Başkanımız, Real Madrid’in Ronaldo transferini bile gölgede bırakacak bir ismi kadromuza katacak”

Beşiktaş Yöneticisi Şeref Yalçın

>Run Beckham Run!

Temmuz 23, 2009, 9:31 am | Futbol, MLS kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Beckham kendisini sahtekarlıkla suçlayan LA Galaxy taraftarından kaçıyor. Çok başarılı bir Simpsons uyarlaması. Resim Guardian galerilerinden.

>Jabbar’ın Bebeği Sky Hook

Temmuz 23, 2009, 8:51 am | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Benzer hareketleri NBA’in tapusu henüz beyazların elindeyken yapan bir kaç kişi olduğunu NBA TV nostaljilerinden hatırlıyoruz. Ama ne olursa olsun bu harekete ismini koyan bir anlamda bu hareketin hem isim babası hem de bir anlamda en babası olan Kareem Abdul Jabbar kadar iyi ve zevk verici seviyede yapanını hatırlamıyorum. Basketbol sahasını bir sahneye, o sahnede rol alan kendini de başrol oyuncusu balete çeviren bu hareketiyle Jabbar efsane olmuştur hepimiz için. Jabbar’ın oynadığı dönemde TRT’den maçlarını seyredebilmiş olan ben, kendimi ziyadesiyle şanslı sayarım. Salonda 10 metre ötesinde olamasam da sihirli kutudan bile basketbola aşık olmamı sağlayan resitallerin başında geldi hep Sky Hook.

Lew Alcindor’ken İslam’ı seçim Jabbar olan, rahmetli dedemin deyimiyle “fasulye sırığından sırık” adamın tek kişilik ve eskimeyen gösterisiydi Sky Hook. Bugünlerde yapılan Hook ya da Türkçe karşılığıyla çengel atışlardan değildi onunki. Çok fazla yere de ihtiyacı yoktu Sky Hook çıkarmak için. Pivot ayağı hangisisiyse onun üzerinde rakibin uzanamayacağı şekilde yükselirdi Jabbar, öteki bacağını çoğunlukla yana ya da geriye doğru açarken, bir anlamda havada yürümeye çıkardı. O kadar yükseğe çıkarırdı ki elini rakip önden blok yapabilecek pozisyonu dahi bulamazdı. Belki top elden çıktıktan sonra bir ihtimal dokunabilirdi topa ama çoktan tuzağa düşmüş olurdu. Çünkü Sky Hook’ta top pota seviyesinin üzerinde, hiç yükselme yapmadan, direk pota istikametiyle inişe geçerek çıkardı elden.

Ne Walton’lar ne Laimbeer’ler ne Malone’lar denedi o Sky Hook’u bloklamayı ama olmadı. Jabbar’ı da Sky Hook’unu da, dedemle seyredip “vay nasını” dediğimiz günleri de unutamıyorum. Özledik seni be Jabbar!

Jabbar’ı özleyenler şu linkteki videodan özlem giderebilir.

Sonraki Sayfa »

WordPress.com'da Blog Oluşturun.
Entries ve yorumlar feeds.