Erikkson’un Devşirme Planı
Eylül 30, 2008, 1:42 pm | EPL, Futbol, Milli Takım kategorisinde yayınlandı | 2 Yorumİngiltere Milli Takımı eski Teknik Direktörü İsveçli Sven Goran Erikkson’un üst üste gelen başarısızlıklar sonrasında Milli Takım’ın çehresini değiştirmek ve kilit pozisyonlardaki eksiklikleri gidermek amacıyla gizli bir planı olduğu ortaya çıktı. Blogu açtığım günden beri yeri geldikçe hep İngiltere’nin kaleci sorunundan ve iyice kaybolmaya başlayan İngiliz Futbolu mantalitesinden bahsettim. Belki de bu gizli (!) plan olayın vahametini gösterecek nitelikteki en büyük veri. Erikkson’a göre İngiliz Futbolu’nun kurtuluşu “Devşirme” yönteminde saklı imiş. Planı hayata geçirmeye çalıştığı dönemde EPL’de oynayan ve ülke milli takım formalarını hiç giymemiş olan İtalyan kaleci Cudicini, Brezilyalı orta saha Edu, Fransız (edit:kanat oyuncusu) Malbranque ve yine Fransız forvet Saha’yı İngiliz vatandaşlığına geçirip Milli Takım’da oynatmak için Erikkson’un girişimlerde bulunduğu ama bunu başaramadığı ortaya çıkmış. Hatta Milli Takım’dan ayrılış sebeplerinden birinin de bu olduğu söyleniyor şimdilerde. O tarafı beni pek ilgilendirmiyor açıkçası, asıl ciddi konu bugünlerde en üst liginde yabancı oyuncu sayısı %60, bir alt liginde %35’lere varmış olan bir ülkenin, futbolu endüstri haline getirmiş olsa da, milli değerlerini kaybetmeye başladığını ve ülke futbolu temsiline neredeyse adam bulamadığını görmek, işte bu çok önemli mesajlar içeriyor. Yabancı sınırlaması, devşirme oyuncu konusu, yabancı kaleci transferi meseleleri İngilizlerin düştüğü şu durumdan hareketle mutlaka tekrar tekrar değerlendirilmeli, tribünlere oynamadan, 10 sene sonrasını düşünerek.
>Erikkson’un Devşirme Planı
Eylül 30, 2008, 1:42 pm | EPL, Futbol, Milli Takım kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınİngiltere Milli Takımı eski Teknik Direktörü İsveçli Sven Goran Erikkson’un üst üste gelen başarısızlıklar sonrasında Milli Takım’ın çehresini değiştirmek ve kilit pozisyonlardaki eksiklikleri gidermek amacıyla gizli bir planı olduğu ortaya çıktı. Blogu açtığım günden beri yeri geldikçe hep İngiltere’nin kaleci sorunundan ve iyice kaybolmaya başlayan İngiliz Futbolu mantalitesinden bahsettim. Belki de bu gizli (!) plan olayın vahametini gösterecek nitelikteki en büyük veri. Erikkson’a göre İngiliz Futbolu’nun kurtuluşu “Devşirme” yönteminde saklı imiş. Planı hayata geçirmeye çalıştığı dönemde EPL’de oynayan ve ülke milli takım formalarını hiç giymemiş olan İtalyan kaleci Cudicini, Brezilyalı orta saha Edu, Fransız (edit:kanat oyuncusu) Malbranque ve yine Fransız forvet Saha’yı İngiliz vatandaşlığına geçirip Milli Takım’da oynatmak için Erikkson’un girişimlerde bulunduğu ama bunu başaramadığı ortaya çıkmış. Hatta Milli Takım’dan ayrılış sebeplerinden birinin de bu olduğu söyleniyor şimdilerde. O tarafı beni pek ilgilendirmiyor açıkçası, asıl ciddi konu bugünlerde en üst liginde yabancı oyuncu sayısı %60, bir alt liginde %35’lere varmış olan bir ülkenin, futbolu endüstri haline getirmiş olsa da, milli değerlerini kaybetmeye başladığını ve ülke futbolu temsiline neredeyse adam bulamadığını görmek, işte bu çok önemli mesajlar içeriyor. Yabancı sınırlaması, devşirme oyuncu konusu, yabancı kaleci transferi meseleleri İngilizlerin düştüğü şu durumdan hareketle mutlaka tekrar tekrar değerlendirilmeli, tribünlere oynamadan, 10 sene sonrasını düşünerek.
Karizmayı Çizmek
Eylül 28, 2008, 10:26 pm | Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Karizmayı Çizmek
Eylül 28, 2008, 10:26 pm | Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınTopçular Bir Yana Skibbe Bir Yana
Eylül 28, 2008, 10:10 pm | Futbol, Galatasaray, TSL kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınSöylenecek çok şey var bu geceki Konyaspor galibiyeti için. Konuyla ilgili bloglarda yazan çizen, Lincoln, Baros, Kewell ve diğerlerini öven çok olacaktır. Ben oralara girmek istemiyorum. Oyuncuların maç içinde, bana göre, kendi kararlarını vermeleri ve mevkilerini değiştirip Konyaspor’un dengesini bozmaları ancak oyun zekası ve yüksek karakterle açıklanabilir. Aslında bir nevi başkaldırı gibi bu taktik tahtasında çizilenlere. Özellikle Arda ve Kewell belki de bu kararlarıyla bu skoru ortaya çıkaran adamlar oldular. Eğer her şey Skibbe’ye ve onun tahtaya çizdiklerine kalırsa Galatasaray çok ama çok zorlanır. Takımın cevherlerini kanatlara mıhlamak, alan savunması çılgınlığı bu takımın başına sezon boyu vazgeçilmezse çok bela olacak. En önemli alan savunması faciası ise haftalardır – maçlardır rakibin kullandığı köşe vuruşlarında yaşanıyor. Galatasaray kale sahası – penaltı noktası – 18 yayı üzerinde bloklar halinde alan savunması yapıyor. Bu gole açık bir davetiye. Adamla değil topla oynayan bir zihniyet. Denizli, Bellinzona, Konya maçlarında yenen goller neredeyse hep birbirinin aynı. Amatörde hocamızın söylediği bir söz aklıma geliyor hep köşe atışlarını karşılarken Galatasaray “Adama yapış ki gidemesin topa!”. Skibbe’nin kitabında ise tam tersi yazıyor “Adamı boşver topa bak”. Her oynadığın takım Konya, Bellinzona olmaz bir gün biri çıkar beşlik simit gibi boşaltır içini. Hala güvenemiyorum Skibbe’ye, oyunculara güvendiğimin çeyreği kadar bile.
>Topçular Bir Yana Skibbe Bir Yana
Eylül 28, 2008, 10:10 pm | Futbol, Galatasaray, TSL kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Söylenecek çok şey var bu geceki Konyaspor galibiyeti için. Konuyla ilgili bloglarda yazan çizen, Lincoln, Baros, Kewell ve diğerlerini öven çok olacaktır. Ben oralara girmek istemiyorum. Oyuncuların maç içinde, bana göre, kendi kararlarını vermeleri ve mevkilerini değiştirip Konyaspor’un dengesini bozmaları ancak oyun zekası ve yüksek karakterle açıklanabilir. Aslında bir nevi başkaldırı gibi bu taktik tahtasında çizilenlere. Özellikle Arda ve Kewell belki de bu kararlarıyla bu skoru ortaya çıkaran adamlar oldular. Eğer her şey Skibbe’ye ve onun tahtaya çizdiklerine kalırsa Galatasaray çok ama çok zorlanır. Takımın cevherlerini kanatlara mıhlamak, alan savunması çılgınlığı bu takımın başına sezon boyu vazgeçilmezse çok bela olacak. En önemli alan savunması faciası ise haftalardır – maçlardır rakibin kullandığı köşe vuruşlarında yaşanıyor. Galatasaray kale sahası – penaltı noktası – 18 yayı üzerinde bloklar halinde alan savunması yapıyor. Bu gole açık bir davetiye. Adamla değil topla oynayan bir zihniyet. Denizli, Bellinzona, Konya maçlarında yenen goller neredeyse hep birbirinin aynı. Amatörde hocamızın söylediği bir söz aklıma geliyor hep köşe atışlarını karşılarken Galatasaray “Adama yapış ki gidemesin topa!”. Skibbe’nin kitabında ise tam tersi yazıyor “Adamı boşver topa bak”. Her oynadığın takım Konya, Bellinzona olmaz bir gün biri çıkar beşlik simit gibi boşaltır içini. Hala güvenemiyorum Skibbe’ye, oyunculara güvendiğimin çeyreği kadar bile.
Yılmaz Vural
Eylül 28, 2008, 2:43 pm | Futbol, Transfer, TSL kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınHemşehrim, kimi zaman hayran olduğum kimi zaman her halinden nefret ettiğim, Türk futbolunun vageçilmezi. Belki Trabzon’da biraz daha kendine sabredilebilse Milli Takım hocası. 18. imzasını attı dün, artık Kocaelispor’un başında, söylenen 2 seneliğine. Düşerlerse ya da kötü sonuçlar devam ederse ayrılışı daha erken olur, bu sefer intihar eder mi bilemem ama, spor sayfalarına yine çok malzeme çıkartacağı kesin. Tekrar hoşgeldin, ne olur renk ve tat kat güzel futbolla birlikte. Aşağıda takımları ve çalıştığı dönemler var, en uzunu 2 sene!
>Yılmaz Vural
Eylül 28, 2008, 2:43 pm | Futbol, Transfer, TSL kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Hemşehrim, kimi zaman hayran olduğum kimi zaman her halinden nefret ettiğim, Türk futbolunun vageçilmezi. Belki Trabzon’da biraz daha kendine sabredilebilse Milli Takım hocası. 18. imzasını attı dün, artık Kocaelispor’un başında, söylenen 2 seneliğine. Düşerlerse ya da kötü sonuçlar devam ederse ayrılışı daha erken olur, bu sefer intihar eder mi bilemem ama, spor sayfalarına yine çok malzeme çıkartacağı kesin. Tekrar hoşgeldin, ne olur renk ve tat kat güzel futbolla birlikte. Aşağıda takımları ve çalıştığı dönemler var, en uzunu 2 sene!
Yazık Oldu Bu Çocuğa: Shaun Livingston
Eylül 27, 2008, 2:37 pm | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınSakatlık fotoğrafını tekrar koymayacağım, bilen biliyor, bilmeyen de iç parçalayan sakatlıklar serisinden bakıversin, sağ tarafta bir yerlerde. Clippers sahip çıkmadı bu çocuğa, tamam biraz çelimsiz, sakatlığa yatkın bir vücudu var ama senin formanı giyerken sakatlandı bu adam. Gavur değil ya kardeşim, üstelik kumaşı da iyi. Kontrat bitti koyuverdiler kapı önüne. Bir ara Portland ilgilendi şimdi Wolves ile görüşüyor, anlaşamazsa sonu D-League gibi gözüküyor belki de riske girer bir Avrupa takımı kapar getirir. Ama her şeyin ötesinde Clippers’ın yaptığı ahde vefa kavramının yanından geçmez, ayıptır, en önemlisi günahtır gözümde.
>Yazık Oldu Bu Çocuğa: Shaun Livingston
Eylül 27, 2008, 2:37 pm | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Sakatlık fotoğrafını tekrar koymayacağım, bilen biliyor, bilmeyen de iç parçalayan sakatlıklar serisinden bakıversin, sağ tarafta bir yerlerde. Clippers sahip çıkmadı bu çocuğa, tamam biraz çelimsiz, sakatlığa yatkın bir vücudu var ama senin formanı giyerken sakatlandı bu adam. Gavur değil ya kardeşim, üstelik kumaşı da iyi. Kontrat bitti koyuverdiler kapı önüne. Bir ara Portland ilgilendi şimdi Wolves ile görüşüyor, anlaşamazsa sonu D-League gibi gözüküyor belki de riske girer bir Avrupa takımı kapar getirir. Ama her şeyin ötesinde Clippers’ın yaptığı ahde vefa kavramının yanından geçmez, ayıptır, en önemlisi günahtır gözümde.
6 Haftalık Hoca Kinnear
Eylül 27, 2008, 1:02 pm | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın“Sanırım Chris Houghton’ın kenarda yardıma ihtiyacı vardı, ben de bunu yapmak için geldim. Ekim sonu kulüp satışından sonra farklı bir ismin takımın başına geleceğini düşünüyorum, o zamana kadar Newcastle için elimizden geleni yapacağız.”
idi Joe Kinnear’ın göreve geldikten sonra söylediklerinin özeti. Hem durumun hem de sonunun farkında, son dönemlerde alıştığımızın aksine, mütevazi bir adam. Sadece 6 haftalığına anlaştılar Kinnear’la. Ekim sonu gibi takımın satılması neredeyse kesin. Yeni bir kulüp sahibi, yeni transfer çılgınlıkları ve sonlarının ne olacağını bilmeyen Newcastle taraftarları. Bir tek Kinnear biliyor sonunun ne olacağını. Demek ki Emre Castle’dan kaçmış aslında farkında olmadan.
>6 Haftalık Hoca Kinnear
Eylül 27, 2008, 1:02 pm | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>“Sanırım Chris Houghton’ın kenarda yardıma ihtiyacı vardı, ben de bunu yapmak için geldim. Ekim sonu kulüp satışından sonra farklı bir ismin takımın başına geleceğini düşünüyorum, o zamana kadar Newcastle için elimizden geleni yapacağız.”
idi Joe Kinnear’ın göreve geldikten sonra söylediklerinin özeti. Hem durumun hem de sonunun farkında, son dönemlerde alıştığımızın aksine, mütevazi bir adam. Sadece 6 haftalığına anlaştılar Kinnear’la. Ekim sonu gibi takımın satılması neredeyse kesin. Yeni bir kulüp sahibi, yeni transfer çılgınlıkları ve sonlarının ne olacağını bilmeyen Newcastle taraftarları. Bir tek Kinnear biliyor sonunun ne olacağını. Demek ki Emre Castle’dan kaçmış aslında farkında olmadan.
Giderim! Korkma Alacaklar!
Eylül 27, 2008, 12:53 pm | EPL, Futbol, La Liga kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınThierry Henry diyor ki giderim. Silmeye çalıştıkları Eto’o’yu post Ronaldinho döneminde forvette tek isim olarak düşünen Barça kenarı ve yönetimi Henry’i harcadı ya da harcıyor desek yanlış olmayacak. Ama sakın korkma Henry alıcın çok, çoktan seçmeli adresin hazır. Ada seni bekliyor. İster Londra sokakları yeniden ya da Manchester’ın 2 yakasından biri daireni hazırladı, biletler postaya verilmeye hazır.
>Giderim! Korkma Alacaklar!
Eylül 27, 2008, 12:53 pm | EPL, Futbol, La Liga kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Thierry Henry diyor ki giderim. Silmeye çalıştıkları Eto’o’yu post Ronaldinho döneminde forvette tek isim olarak düşünen Barça kenarı ve yönetimi Henry’i harcadı ya da harcıyor desek yanlış olmayacak. Ama sakın korkma Henry alıcın çok, çoktan seçmeli adresin hazır. Ada seni bekliyor. İster Londra sokakları yeniden ya da Manchester’ın 2 yakasından biri daireni hazırladı, biletler postaya verilmeye hazır.
Milli Takım Kalesi
Eylül 27, 2008, 12:14 pm | Anket, Futbol, Milli Takım kategorisinde yayınlandı | 2 YorumMilli Takım kalesine kimi yakıştırıyoruz? diye sormuştum konuya ilişkin fikri olanlara. Ufak bir anket yaptık. Birim alan genel alanın özelliklerini taşır teoreminden hareketle ufak bir değerlendirme yapalım sonuçlar hakkında. Oylamada;
Volkan %35
Başka bir isim %16
Serdar %14
Tekrar Rüştü %7
Tolga %6
Recep %6
Serkan%1
oranında oy almış. Oy verenlerin çoğunluğu Volkan’ı tercih etse de gözüken 3’te 2’lik bir kesimin Volkan’ın yerine bir alternatif aradığı. Fenerbahçe kalesini koruyor ve bir çok uluslararası maçta o kalede duruyor olmasının vermiş olduğu izlenimle seçenekler arasında öne çıkmış Volkan. Hemen arkasındaki tercih ise arkasında paslanan ma yeteneği ve fiziğinden bir şey kaybetmeyen, en nihayetinde bu sezon Kocaelispor’u tek başına ayakta tumaya çalışan Serdar Kulbilge. Rüştü’den vaz geçemeyenler ve seçeneklerden başka isimleri o kalede görmek isteyenler de mevcut.
Uzatmadan direk bir mesajdır aslında bu. Türk futbolseveri o kaleye gözü kapalı kimseyi koyamıyor, ülkenin kalesini kimseye kolay kolay emanet edemiyor. Yabancı kaleci sayısının artışı, Anadolu takımlarında bir türlü istikrar yakalayamayan ya da yakalattırılmayan eldivenlerimiz. Ne kadar etkili orta saha, forvet yetiştirirsek yetiştirelim kanadımız hep kırık. Savunma oyuncusu sıkıntımız bu kadar barizken, kalemizde de fazlasıyla sıkıntılıyız aslında, hep bir fazlasını atmak zorundayız yediğimizin. Kaleci sorununu bitirmek için proje üretilmeli bu ülkede yoksa sonumuz David James’e mecbur İngiltere’den farklı olmayacak.
>Milli Takım Kalesi
Eylül 27, 2008, 12:14 pm | Anket, Futbol, Milli Takım kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Milli Takım kalesine kimi yakıştırıyoruz? diye sormuştum konuya ilişkin fikri olanlara. Ufak bir anket yaptık. Birim alan genel alanın özelliklerini taşır teoreminden hareketle ufak bir değerlendirme yapalım sonuçlar hakkında. Oylamada;
Volkan %35
Başka bir isim %16
Serdar %14
Tekrar Rüştü %7
Tolga %6
Recep %6
Serkan%1
oranında oy almış. Oy verenlerin çoğunluğu Volkan’ı tercih etse de gözüken 3’te 2’lik bir kesimin Volkan’ın yerine bir alternatif aradığı. Fenerbahçe kalesini koruyor ve bir çok uluslararası maçta o kalede duruyor olmasının vermiş olduğu izlenimle seçenekler arasında öne çıkmış Volkan. Hemen arkasındaki tercih ise arkasında paslanan ma yeteneği ve fiziğinden bir şey kaybetmeyen, en nihayetinde bu sezon Kocaelispor’u tek başına ayakta tumaya çalışan Serdar Kulbilge. Rüştü’den vaz geçemeyenler ve seçeneklerden başka isimleri o kalede görmek isteyenler de mevcut.
Uzatmadan direk bir mesajdır aslında bu. Türk futbolseveri o kaleye gözü kapalı kimseyi koyamıyor, ülkenin kalesini kimseye kolay kolay emanet edemiyor. Yabancı kaleci sayısının artışı, Anadolu takımlarında bir türlü istikrar yakalayamayan ya da yakalattırılmayan eldivenlerimiz. Ne kadar etkili orta saha, forvet yetiştirirsek yetiştirelim kanadımız hep kırık. Savunma oyuncusu sıkıntımız bu kadar barizken, kalemizde de fazlasıyla sıkıntılıyız aslında, hep bir fazlasını atmak zorundayız yediğimizin. Kaleci sorununu bitirmek için proje üretilmeli bu ülkede yoksa sonumuz David James’e mecbur İngiltere’den farklı olmayacak.
Ilımlı Faşist
Eylül 26, 2008, 1:34 pm | Acayip İşler, Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Ilımlı Faşist
Eylül 26, 2008, 1:34 pm | Acayip İşler, Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>
Get Smart
Eylül 25, 2008, 5:26 pm | Sinema kategorisinde yayınlandı | 2 YorumGeçen gece arkadaşlarla dışarıda iftar yaptıktan sonra bir de sinemaya gidelim dedik. 2 çifte de özellikle eşlerimize hitap edecek bir film aradık. En uygunu “Get Smart – Akıllı Ol” gibi geldi. Girerken baz tereddütlerim vardı hatunlar açısından, keza Çıplak Silah türünden filmlerden pek fazla haz etmez, daha ziyade dram ya da gerçekçi diyebileceğimiz, pek mantık hatası içermeyen filmleri tercih ederler bizimkiler. Riski aldık ve girdik tabii. Ekseriyetle 2 kişilik patlamış mısırlardan birini rahatlıkla bitirir, eşimin küçük mısırına sulanırım sinemada. Ancak bu sefer tam anlamıyla gülmekten çıkarma noktasına kadar geldiğim için kendi mısırımı bile bitiremedim. Öyle güldük ki dördümüz birden, girerken aldığım capuccino, arada aldığım su ve mısırın bir kısmını yerlere saçtım. Sanırım benden sonra salonda temizlik yapan arkadaştan sağlam bir kalay yemişimdir. O kadar komik kadar eğlenceli bir filmdi ki Get Smart, bir kaç kez daha izlesem aynı şiddette gülebileceğimi zannediyorum. Dördümüzün de çenesi ağrıdı, ya da en azından Sevgili Cem ve benim çenelerimizin yerinden çıkmasına ramak kalmıştı ve kızlar da hiç ummadığımız kadar güldüler. Sözün özü; canınız sıkkın, gülmek ve kafanızı dağıtmak istiyorsunuz, o zaman durmayın bu filme gidin kardeşim, verdiğiniz paraya değer. Dikkat ettiyseniz oyuncu, yönetmen, senaryo falan anlatmadım hiç, gerek yok çünkü, hepsi muhteşem, filmin herşeyi muhteşem, bi taraftan da aklıma sahneler geliyor yazamıyorum. Neyse kesiyorum burada, kendiniz için bir şeyler yapın bu filmi kaçırmayın.
Bugün nedense hiç spor yazma isteği belirmedi içimde, bir nevi blogtan bir gün çalmak olsun bu post da.
>Get Smart
Eylül 25, 2008, 5:26 pm | Sinema kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Geçen gece arkadaşlarla dışarıda iftar yaptıktan sonra bir de sinemaya gidelim dedik. 2 çifte de özellikle eşlerimize hitap edecek bir film aradık. En uygunu “Get Smart – Akıllı Ol” gibi geldi. Girerken baz tereddütlerim vardı hatunlar açısından, keza Çıplak Silah türünden filmlerden pek fazla haz etmez, daha ziyade dram ya da gerçekçi diyebileceğimiz, pek mantık hatası içermeyen filmleri tercih ederler bizimkiler. Riski aldık ve girdik tabii. Ekseriyetle 2 kişilik patlamış mısırlardan birini rahatlıkla bitirir, eşimin küçük mısırına sulanırım sinemada. Ancak bu sefer tam anlamıyla gülmekten çıkarma noktasına kadar geldiğim için kendi mısırımı bile bitiremedim. Öyle güldük ki dördümüz birden, girerken aldığım capuccino, arada aldığım su ve mısırın bir kısmını yerlere saçtım. Sanırım benden sonra salonda temizlik yapan arkadaştan sağlam bir kalay yemişimdir. O kadar komik kadar eğlenceli bir filmdi ki Get Smart, bir kaç kez daha izlesem aynı şiddette gülebileceğimi zannediyorum. Dördümüzün de çenesi ağrıdı, ya da en azından Sevgili Cem ve benim çenelerimizin yerinden çıkmasına ramak kalmıştı ve kızlar da hiç ummadığımız kadar güldüler. Sözün özü; canınız sıkkın, gülmek ve kafanızı dağıtmak istiyorsunuz, o zaman durmayın bu filme gidin kardeşim, verdiğiniz paraya değer. Dikkat ettiyseniz oyuncu, yönetmen, senaryo falan anlatmadım hiç, gerek yok çünkü, hepsi muhteşem, filmin herşeyi muhteşem, bi taraftan da aklıma sahneler geliyor yazamıyorum. Neyse kesiyorum burada, kendiniz için bir şeyler yapın bu filmi kaçırmayın.
Bugün nedense hiç spor yazma isteği belirmedi içimde, bir nevi blogtan bir gün çalmak olsun bu post da.
Hidayet Orlando’dan Ayrılabilr
Eylül 24, 2008, 3:10 pm | Hidayet Türkoğlu, NBA, Orlando Magic kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınOrlando Magic Forveti Hedo Türkoğlu Sezon Sonu Serbest Kalabilir
Brian Schmitz, Orlando Sentinel, 24 Eylül 2008
Kısa forvet Hedo Türkoğlu, yaz sezonunun ardından Pazartesi gecesi ülkesi Türkiye’den Orlando’ya gelip takıma katılan son oyuncu oldu. Türk bu yazın hayranlık duyduğu takım ve şehirle geçireceği son yaz olmamasını umuyor şu sıralar. Salı günü verdiği demeçte, sezon sonu serbest oyuncu olabilmek için kontratındaki opsiyonu kullanmayı düşündüğünü açıkladı ve Magic’le 6 yıllık, 39 milyonluk kontratının sona erebileceğinin sinyalini vermiş oldu. Eğer takımda kalırsa son sezonunu 2009-2010’da 7.3 milyona geçirecek. Geçen sezon En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu Ödülü’nü kazandıktan sonra doğrusu düşündüğünü yapabilecek özsermaye ve hakka kavuşmuş durumda. Gelecek Mart ayında 30 yaşında olacak, bu da demek oluyor ki bu yaz onun karlı bir kontrat imzalaması için son şansı.
“Opsiyonu kullanıp serbest kalmak mantıklı geliyor.” diyor Türkoğlu ve gülerek ekliyor “Bir yaş daha genç olacağım.”
“Orlando’da kalmak çok hoşuma gider… Ama sonuçta bu bir iş. Benim işimde oyunumu oynamak. Eğer oyununuzu oynamazsanız, hiçbir yerde kontrat alamazsanız. Umarım Orlando ile anlaşır ve yeni bir kontrat imzalarız, bekleyip göreceğiz. Şu an için kalacağım ya da gideceğim demek çok zor.”
Magic Genel Menajeri Otis Smith kulübün “Türk’ü tutmak” istediğini ve Şubat ayındaki son takas gününe kadar Türkoğlu’nun menajeri Lon Babby bu konuyu detaylı olarak görüşmek istediklerini söyledi. “Görüşmemizde söyleyeceğimiz şey Hedo’nun serbest kalmasını istemediğimiz olacak, o zamana dek çok iyi bir çözüm yolu bulmalıyız.”
Yeni sezonun hazırlık kampını gelecek Salı (30 Eylül) RDV Sportsplex’te açacak olan Magic’te yönetim, bir an önce Hedo’yu takımda tutmak için ne yapmaları gerektiği hakkında bir fikir edinmek istiyor. Türkoğlu’nun bu yaz Golden State ile serbest oyuncu iken 50 milyona beş senelik kontrat imzalayan kısa forvet Corey Maggette’ninkine yakın bir kontrat isteyeceği konuşuluyor. Magic’in elinde hali hazırda 3 tane ağır kontrat bulunmakta: Rashard Lewis (6 yıl ve 116 milyon), Dwight Howard (5 yıl ve 85 milyon) ve Jameer Nelson (5 yıl ve 40 milyon)
Smith’e Magic’i lüks vergisi cezasına sokabilecek sezon başına ortalama 10 milyon dolarlık bir kontratı Türkoğlu’na verip veremeyecekleri sorulduğunda cevabı “Eğer rekabet edebilir kalmak istiyorsanız her şey yapılabilirdir. Bu bizim teklif edeceğimiz kontratta ne kadar yaratıcı olabileceğimize bakar. Hangi paraların konuşulacağı konusunda şu an için çok emin değilim.” Gözüken o ki Türkoğlu ve Magic (Şubat’tan önce) anlaşamazlarsa Magic Hedo’yu bedavaya kaybetmektense takas edebilir. Türkoğlu da takas edilebileceğinin bilincinde olduğunu söyleyerek sözlerini “Bu benim elimde olan bir şey değil. Olando beni takas edebilir. Bu sonuçta bir iş.” şeklinde sürdürdü.
Smith Türk’ü tutacakları konusunda kendinden emin hissettiğini, Hedo’nun menajeri Lon Babby’nin de mantıksız – anlaşılamaz bir adam olmadığını söyledi. Ayrıca Smith, Orlando’ya geldiği günden beri bir oyuncu olarak devamlı gelişen Türk’ün, özellikle Stan Van Gundy’nin uta dayalı sisteminin önemli bir ismi olduğunu ekledi. “Eğer serbest kalmaya karar verirse, en iyi senesini benimle geçirmiş olacak. Tabiî ki bunun bir sebebi vardı. Türk’ün yaptıklarının arkasında durduk, ve ona bir çok ciddi özgürlük tanıdık. Fakat Keyon Dooling gibi, o da kendisi için en iyi olacak şeyi seçmekte özgür.”
Çeviri: CENKY, NBAKolik.com için çevrilmiştir.
>Hidayet Orlando’dan Ayrılabilr
Eylül 24, 2008, 3:10 pm | Hidayet Türkoğlu, NBA, Orlando Magic kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınOrlando Magic Forveti Hedo Türkoğlu Sezon Sonu Serbest Kalabilir
Brian Schmitz, Orlando Sentinel, 24 Eylül 2008
Kısa forvet Hedo Türkoğlu, yaz sezonunun ardından Pazartesi gecesi ülkesi Türkiye’den Orlando’ya gelip takıma katılan son oyuncu oldu. Türk bu yazın hayranlık duyduğu takım ve şehirle geçireceği son yaz olmamasını umuyor şu sıralar. Salı günü verdiği demeçte, sezon sonu serbest oyuncu olabilmek için kontratındaki opsiyonu kullanmayı düşündüğünü açıkladı ve Magic’le 6 yıllık, 39 milyonluk kontratının sona erebileceğinin sinyalini vermiş oldu. Eğer takımda kalırsa son sezonunu 2009-2010’da 7.3 milyona geçirecek. Geçen sezon En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu Ödülü’nü kazandıktan sonra doğrusu düşündüğünü yapabilecek özsermaye ve hakka kavuşmuş durumda. Gelecek Mart ayında 30 yaşında olacak, bu da demek oluyor ki bu yaz onun karlı bir kontrat imzalaması için son şansı.
“Opsiyonu kullanıp serbest kalmak mantıklı geliyor.” diyor Türkoğlu ve gülerek ekliyor “Bir yaş daha genç olacağım.”
“Orlando’da kalmak çok hoşuma gider… Ama sonuçta bu bir iş. Benim işimde oyunumu oynamak. Eğer oyununuzu oynamazsanız, hiçbir yerde kontrat alamazsanız. Umarım Orlando ile anlaşır ve yeni bir kontrat imzalarız, bekleyip göreceğiz. Şu an için kalacağım ya da gideceğim demek çok zor.”
Magic Genel Menajeri Otis Smith kulübün “Türk’ü tutmak” istediğini ve Şubat ayındaki son takas gününe kadar Türkoğlu’nun menajeri Lon Babby bu konuyu detaylı olarak görüşmek istediklerini söyledi. “Görüşmemizde söyleyeceğimiz şey Hedo’nun serbest kalmasını istemediğimiz olacak, o zamana dek çok iyi bir çözüm yolu bulmalıyız.”
Yeni sezonun hazırlık kampını gelecek Salı (30 Eylül) RDV Sportsplex’te açacak olan Magic’te yönetim, bir an önce Hedo’yu takımda tutmak için ne yapmaları gerektiği hakkında bir fikir edinmek istiyor. Türkoğlu’nun bu yaz Golden State ile serbest oyuncu iken 50 milyona beş senelik kontrat imzalayan kısa forvet Corey Maggette’ninkine yakın bir kontrat isteyeceği konuşuluyor. Magic’in elinde hali hazırda 3 tane ağır kontrat bulunmakta: Rashard Lewis (6 yıl ve 116 milyon), Dwight Howard (5 yıl ve 85 milyon) ve Jameer Nelson (5 yıl ve 40 milyon)
Smith’e Magic’i lüks vergisi cezasına sokabilecek sezon başına ortalama 10 milyon dolarlık bir kontratı Türkoğlu’na verip veremeyecekleri sorulduğunda cevabı “Eğer rekabet edebilir kalmak istiyorsanız her şey yapılabilirdir. Bu bizim teklif edeceğimiz kontratta ne kadar yaratıcı olabileceğimize bakar. Hangi paraların konuşulacağı konusunda şu an için çok emin değilim.” Gözüken o ki Türkoğlu ve Magic (Şubat’tan önce) anlaşamazlarsa Magic Hedo’yu bedavaya kaybetmektense takas edebilir. Türkoğlu da takas edilebileceğinin bilincinde olduğunu söyleyerek sözlerini “Bu benim elimde olan bir şey değil. Olando beni takas edebilir. Bu sonuçta bir iş.” şeklinde sürdürdü.
Smith Türk’ü tutacakları konusunda kendinden emin hissettiğini, Hedo’nun menajeri Lon Babby’nin de mantıksız – anlaşılamaz bir adam olmadığını söyledi. Ayrıca Smith, Orlando’ya geldiği günden beri bir oyuncu olarak devamlı gelişen Türk’ün, özellikle Stan Van Gundy’nin uta dayalı sisteminin önemli bir ismi olduğunu ekledi. “Eğer serbest kalmaya karar verirse, en iyi senesini benimle geçirmiş olacak. Tabiî ki bunun bir sebebi vardı. Türk’ün yaptıklarının arkasında durduk, ve ona bir çok ciddi özgürlük tanıdık. Fakat Keyon Dooling gibi, o da kendisi için en iyi olacak şeyi seçmekte özgür.”
Çeviri: CENKY, NBAKolik.com için çevrilmiştir.
Orlando Magic 2008-2009 (20. Sene Özel)
Eylül 24, 2008, 2:48 pm | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Orlando Magic 2008-2009 (20. Sene Özel)
Eylül 24, 2008, 2:48 pm | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın"Kanat"landı
Eylül 24, 2008, 9:41 am | Futbol kategorisinde yayınlandı | 1 YorumSpor yorumculuğunu ve üslubunu hiç sevmezdim ama hayata tutunuşu ve kavgasına hayrandım. Erken oldu, 54 yaş ayrılmak için bu dünyadan çok erken. Eşine, yakınlarına ve sevenlerine sonsuz sabırlar. Ekran önemli bir rengini, spor basını önemli bir emektarını kaybetti.
>"Kanat"landı
Eylül 24, 2008, 9:41 am | Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Spor yorumculuğunu ve üslubunu hiç sevmezdim ama hayata tutunuşu ve kavgasına hayrandım. Erken oldu, 54 yaş ayrılmak için bu dünyadan çok erken. Eşine, yakınlarına ve sevenlerine sonsuz sabırlar. Ekran önemli bir rengini, spor basını önemli bir emektarını kaybetti.
Gitti Gidiyor: Topun Ağzındakiler
Eylül 24, 2008, 2:13 am | Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Gitti Gidiyor: Topun Ağzındakiler
Eylül 24, 2008, 2:13 am | Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>
Matt Derbyshire
Eylül 24, 2008, 1:58 am | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınİngiliz Futbolu’nun yeni umutlarından biri. Blackburn’un geçen sezondan beri jokeri. Son 2 sezonu Rovers formasıyla çıktığı 62 resmi maçta 14 gol atarak geçirdi ki, bu maçların büyük çoğunluğunda maça kulübede başlamıştı. İngiliz U-21 takımın son 1,5 senedir vazgeçilmezlerinden. Ince bu sene iyice üzerine düşmeye başladı, 4 resmi maçta 3 gole imzasını koydu. Hafta sonu takımını 3 puana taşıyan isimdi. Santa Cruz ve McCarthy gibi adamların son 2 senede oyununu geliştirmesine katkısı çok fazla. Her geçen sezon çok daha kuvvetli bir görüntü sergiliyor. En önemli dezavantajı 1.85’lik boyuna karşın kafa toplarında çok etkili olamaması, bunu da hızı ve ustalıkla kullandığı her iki ayağı ile kapatmaya çalışıyor. Fotoğraftakiler yeni doğan ikizleri, herhalde İngiltere’de adet böyle çocuklarının annesiyle hala evli değiller, o da bizi ilgilendirmez. İngiltere’nin parlayan yeni yıldızı olmaya kuvvetle aday.
>Matt Derbyshire
Eylül 24, 2008, 1:58 am | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>İngiliz Futbolu’nun yeni umutlarından biri. Blackburn’un geçen sezondan beri jokeri. Son 2 sezonu Rovers formasıyla çıktığı 62 resmi maçta 14 gol atarak geçirdi ki, bu maçların büyük çoğunluğunda maça kulübede başlamıştı. İngiliz U-21 takımın son 1,5 senedir vazgeçilmezlerinden. Ince bu sene iyice üzerine düşmeye başladı, 4 resmi maçta 3 gole imzasını koydu. Hafta sonu takımını 3 puana taşıyan isimdi. Santa Cruz ve McCarthy gibi adamların son 2 senede oyununu geliştirmesine katkısı çok fazla. Her geçen sezon çok daha kuvvetli bir görüntü sergiliyor. En önemli dezavantajı 1.85’lik boyuna karşın kafa toplarında çok etkili olamaması, bunu da hızı ve ustalıkla kullandığı her iki ayağı ile kapatmaya çalışıyor. Fotoğraftakiler yeni doğan ikizleri, herhalde İngiltere’de adet böyle çocuklarının annesiyle hala evli değiller, o da bizi ilgilendirmez. İngiltere’nin parlayan yeni yıldızı olmaya kuvvetle aday.
İki Resim Arasındaki 32 Fark
Eylül 24, 2008, 1:30 am | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | 2 YorumÖküz öldü ortaklık bozuldu derler ya onun gibi bir şeyler. West Ham’ın göğüs reklamı XL firmasındaydı. XL İngiltere, Almanya, Fransa, Avustralya gibi ülkelerde hizmet veren bir hava yolu ve turizm şirketi, XL Leisure Group açık ismi. Aslında bu sezona da anlaşarak başlamışlardı ama ne olduysa vazgeçtiler, ya da anlaşma bir şekilde bozuldu, bilen varsa başımız üstüne (Edit: giigle loop sağolsun bilgiyi verdi, XL’e devlet el koymuş, bir nevi iflas). Sezon başından reklam baskılı, ki formaların üzerinde reklam fabrika çıkışı mevcut yani tam anlamıyla baskı değil de aslında forma reklamlı üretilmiş elektronik baskılı olarak, baskıları sökmek mümmkün değil dolayısıyla. West Hamlılar da çözümü reklamın üzerini oyuncuların numaralarıyla kapatmakta bulmuşlar. İlk bakışta renk uyumsuzluğu nedeniyle biraz itici gelse de sonra insan alışıyor. 32 yaşındaki, 32 numaralı Di Michele 3-1 kazandıkları maçın 3 golününün 2’sini atıp 1’ini attırırken, reklamı kapatan “32” yeniden doğuşun simgesi gibi parıldıyor.
>İki Resim Arasındaki 32 Fark
Eylül 24, 2008, 1:30 am | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Öküz öldü ortaklık bozuldu derler ya onun gibi bir şeyler. West Ham’ın göğüs reklamı XL firmasındaydı. XL İngiltere, Almanya, Fransa, Avustralya gibi ülkelerde hizmet veren bir hava yolu ve turizm şirketi, XL Leisure Group açık ismi. Aslında bu sezona da anlaşarak başlamışlardı ama ne olduysa vazgeçtiler, ya da anlaşma bir şekilde bozuldu, bilen varsa başımız üstüne (Edit: giigle loop sağolsun bilgiyi verdi, XL’e devlet el koymuş, bir nevi iflas). Sezon başından reklam baskılı, ki formaların üzerinde reklam fabrika çıkışı mevcut yani tam anlamıyla baskı değil de aslında forma reklamlı üretilmiş elektronik baskılı olarak, baskıları sökmek mümmkün değil dolayısıyla. West Hamlılar da çözümü reklamın üzerini oyuncuların numaralarıyla kapatmakta bulmuşlar. İlk bakışta renk uyumsuzluğu nedeniyle biraz itici gelse de sonra insan alışıyor. 32 yaşındaki, 32 numaralı Di Michele 3-1 kazandıkları maçın 3 golününün 2’sini atıp 1’ini attırırken, reklamı kapatan “32” yeniden doğuşun simgesi gibi parıldıyor.
Sal Gitsin
Eylül 24, 2008, 1:27 am | NBA, NY Knicks kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınBu hafta bitmeden işi biter, Marbury’nin kontratı satın alınıp, Brooklyn çocuğu salıverilecek. Dibe inen başka bir yıldız, boşa saçılmış milyonlar. Knicks doğru yolda, Walsh fena hareketler yapmıyor.
>Sal Gitsin
Eylül 24, 2008, 1:27 am | NBA, NY Knicks kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Bu hafta bitmeden işi biter, Marbury’nin kontratı satın alınıp, Brooklyn çocuğu salıverilecek. Dibe inen başka bir yıldız, boşa saçılmış milyonlar. Knicks doğru yolda, Walsh fena hareketler yapmıyor.
Gianluca Nani – Gianfranco Zola
Eylül 24, 2008, 1:08 am | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınFotoğraf Guardian gazetesindeki Zola incelemesinden. İpleri elinde tutan West Ham Futbol direktörü Gianluca Nani, alttakini zaten tanıyoruz, Zola. Yorum belli, Zola Nani’nin yeni kuklası. Sezon sonu bakalım ipleri tutan değişecek mi? Bu arada Zola Carling Cup’ta Watford’a kaybederek kupadan elendi, ipler daha da sıkılaşır mı?
>Gianluca Nani – Gianfranco Zola
Eylül 24, 2008, 1:08 am | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Fotoğraf Guardian gazetesindeki Zola incelemesinden. İpleri elinde tutan West Ham Futbol direktörü Gianluca Nani, alttakini zaten tanıyoruz, Zola. Yorum belli, Zola Nani’nin yeni kuklası. Sezon sonu bakalım ipleri tutan değişecek mi? Bu arada Zola Carling Cup’ta Watford’a kaybederek kupadan elendi, ipler daha da sıkılaşır mı?
Shareef Abdur-Rahim
Eylül 24, 2008, 12:49 am | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınSadece 32 yaşında ayrılmak zorunda kaldı parkelerden. Boyalı alanın etkili oyuncularındandı sakatlık belasına bulaşmadan önce. Özellikle 2003’te Atlanta forması giyerken sakatlanan dek çok baskın ve etkili bir oyun oynuyordu. Son 5-6 senesini adeta diziyle kavga ederek geçirdi. Vancouver’da yıldızlaşarak başladığı kariyeri Atlanta’da sakatlıkla tanışana dek müthiş gitti. Sonrasında takas olduğu Portland ve Sacramento’da hiç o eski haline geri dönemedi. Geçen sezon başı geçirdiği sakatlığı adeta kariyerinin yönünü çizmiş oldu. Son sağlıklı sezonu 2006-2007 idi ama araz bırakan sakatlığı ile gerekli katkıyı sağlayamadı. Sakatlığını yenip dönmeye çabalamaktansa, artık sıkılmaya başladığı parkelere veda etti. 2005-2006 sezonunda ilk play-off maçına çıkana kadar NBA’in play-off maçı oynamadan en çok normal sezon maçına çıkan oyuncu rekoru onundu. 2002’nin All-Star’ı sonradan Memphis’e taşınan Vancouver tarihinin belki de ilk en önemli yıldızı. Selam sana koca Şerif!
>Shareef Abdur-Rahim
Eylül 24, 2008, 12:49 am | NBA kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Sadece 32 yaşında ayrılmak zorunda kaldı parkelerden. Boyalı alanın etkili oyuncularındandı sakatlık belasına bulaşmadan önce. Özellikle 2003’te Atlanta forması giyerken sakatlanan dek çok baskın ve etkili bir oyun oynuyordu. Son 5-6 senesini adeta diziyle kavga ederek geçirdi. Vancouver’da yıldızlaşarak başladığı kariyeri Atlanta’da sakatlıkla tanışana dek müthiş gitti. Sonrasında takas olduğu Portland ve Sacramento’da hiç o eski haline geri dönemedi. Geçen sezon başı geçirdiği sakatlığı adeta kariyerinin yönünü çizmiş oldu. Son sağlıklı sezonu 2006-2007 idi ama araz bırakan sakatlığı ile gerekli katkıyı sağlayamadı. Sakatlığını yenip dönmeye çabalamaktansa, artık sıkılmaya başladığı parkelere veda etti. 2005-2006 sezonunda ilk play-off maçına çıkana kadar NBA’in play-off maçı oynamadan en çok normal sezon maçına çıkan oyuncu rekoru onundu. 2002’nin All-Star’ı sonradan Memphis’e taşınan Vancouver tarihinin belki de ilk en önemli yıldızı. Selam sana koca Şerif!
İç Parçalayan Sakatlıklar #5
Eylül 23, 2008, 2:46 pm | Boks, Futbol, Sakatlık kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>İç Parçalayan Sakatlıklar #5
Eylül 23, 2008, 2:46 pm | Boks, Futbol, Sakatlık kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>
Zico Özbekistan’a
Eylül 23, 2008, 1:00 pm | Futbol, Transfer kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınEto’o gittiğinde Özbekisan’a ciddi transfer spekülasyonları olmuştu, hepimiz de çok şaşırmıştık, gerçi o transfer olmadı Eto’o Barça’da formasını geri aldı. Sonrasında 35’lik Rivaldo’nun Bunyodkor kulübüne imza attığına şahit olduk, olabilir dedik, ciddi sponsorları olan bir kulübe kariyerinin sonunda önemli paralar almaya gitti. Ama şu son anlaşma beni fazlasıyla hayrete düşürdü. Zico da Bunyodkor ile anlaşmış! 1 senelik anlaşma yapmak üzere Taşkent’e uçuyormuş! Sezon başı adı Chelsea ile geçen bir adamın 3 ay sonra Özbek ligine gitmesi acayip geliyor bana. Demek ki para herşey olabiliyormuş bazen. Demek ki bizim basında Zico hakında bazıları doğru sözler söylemiş Avrupa’da çalıştıracak takım bulamaz diye, bulamadı, artık Asya’da. Zico’dan önceki örnek Micheal Laudrup’tur herhalde, takımıyla Avrupa’da başarılı olup dikkat çektikten sonra takımsız kalan hoca hususunda. Şu sıralar sezon başı istediği paranın altına Rusya’da. Demek ki neymiş, para para para!
>Zico Özbekistan’a
Eylül 23, 2008, 1:00 pm | Futbol, Transfer kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Eto’o gittiğinde Özbekisan’a ciddi transfer spekülasyonları olmuştu, hepimiz de çok şaşırmıştık, gerçi o transfer olmadı Eto’o Barça’da formasını geri aldı. Sonrasında 35’lik Rivaldo’nun Bunyodkor kulübüne imza attığına şahit olduk, olabilir dedik, ciddi sponsorları olan bir kulübe kariyerinin sonunda önemli paralar almaya gitti. Ama şu son anlaşma beni fazlasıyla hayrete düşürdü. Zico da Bunyodkor ile anlaşmış! 1 senelik anlaşma yapmak üzere Taşkent’e uçuyormuş! Sezon başı adı Chelsea ile geçen bir adamın 3 ay sonra Özbek ligine gitmesi acayip geliyor bana. Demek ki para herşey olabiliyormuş bazen. Demek ki bizim basında Zico hakında bazıları doğru sözler söylemiş Avrupa’da çalıştıracak takım bulamaz diye, bulamadı, artık Asya’da. Zico’dan önceki örnek Micheal Laudrup’tur herhalde, takımıyla Avrupa’da başarılı olup dikkat çektikten sonra takımsız kalan hoca hususunda. Şu sıralar sezon başı istediği paranın altına Rusya’da. Demek ki neymiş, para para para!
Newcastle Nijeryalılar’a
Eylül 22, 2008, 3:38 pm | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | 1 YorumKimisi Amerikalı’nın, kimisi Rus’un. Bazısı Arabın, bazısı Mısırlı’nın. Bir Nijeryalılar eksikti İngiliz futbolunda, onlar da gelmek üzere, kadro tamamlanacak az kaldı. İngiliz futbolunda İngiliz kalmadı, lig oyuncularının yüzde altmışı yabancı ve bu oran her transfer dönemi artıyor. Bakalım ligde kalan son İngiliz takım sahibi, son İngiliz Teknik direktör, son İngiliz futbolcu payelerini kim alacak. Öyle çok uzak sanmayın, yakındır 10 seneyi bulmaz bu gidişle. Ver 350 milyonu Nijeryalı, sapına kadar senindir Castle, hayrını gör!
>Newcastle Nijeryalılar’a
Eylül 22, 2008, 3:38 pm | EPL, Futbol kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Kimisi Amerikalı’nın, kimisi Rus’un. Bazısı Arabın, bazısı Mısırlı’nın. Bir Nijeryalılar eksikti İngiliz futbolunda, onlar da gelmek üzere, kadro tamamlanacak az kaldı. İngiliz futbolunda İngiliz kalmadı, lig oyuncularının yüzde altmışı yabancı ve bu oran her transfer dönemi artıyor. Bakalım ligde kalan son İngiliz takım sahibi, son İngiliz Teknik direktör, son İngiliz futbolcu payelerini kim alacak. Öyle çok uzak sanmayın, yakındır 10 seneyi bulmaz bu gidişle. Ver 350 milyonu Nijeryalı, sapına kadar senindir Castle, hayrını gör!
Maradona Inter’e mi?
Eylül 22, 2008, 3:26 pm | Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınŞu sıralar Arjantin ve İtalyan basınları Maradona’nın 2.İtalya seferini manşetlerine taşıyorlar. İtalya’da oynadığı dönemde Napoli şampiyonluğa taşıyan efsanenin bu sefer Inter’in Teknik danışmanlığına getirilmesi söz konusu. Dünya şampiyonu ama eskinin kokain bağımlısı damgalarını da üzerinde taşıyan, fakat futbolun vazgeçilmezi tabii ki Maradona. İşin aslı Mourinho’nun üstüne veya yanına gelmesi falan değil tabi, Inter’in Güney Amerika şubesi olması isteniyor Maradona’dan. Maksat cevherleri kimse kapmadan Inter’e getirmek. Anlaşma çok yakın gözüküyor. Ben asıl Mourinho’nun havasını düşünemiyorum “Arjantin Ligi’nde bir oyuncu var, izlemeye bir eleman göndereceğim bugün yarın. Kim mi, ya şu bizim Diego yok mu hani bir dönem top oynadı ya Napoli’de falan o işte.” Yapar mı yapar.
>Maradona Inter’e mi?
Eylül 22, 2008, 3:26 pm | Futbol, Serie A kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Şu sıralar Arjantin ve İtalyan basınları Maradona’nın 2.İtalya seferini manşetlerine taşıyorlar. İtalya’da oynadığı dönemde Napoli şampiyonluğa taşıyan efsanenin bu sefer Inter’in Teknik danışmanlığına getirilmesi söz konusu. Dünya şampiyonu ama eskinin kokain bağımlısı damgalarını da üzerinde taşıyan, fakat futbolun vazgeçilmezi tabii ki Maradona. İşin aslı Mourinho’nun üstüne veya yanına gelmesi falan değil tabi, Inter’in Güney Amerika şubesi olması isteniyor Maradona’dan. Maksat cevherleri kimse kapmadan Inter’e getirmek. Anlaşma çok yakın gözüküyor. Ben asıl Mourinho’nun havasını düşünemiyorum “Arjantin Ligi’nde bir oyuncu var, izlemeye bir eleman göndereceğim bugün yarın. Kim mi, ya şu bizim Diego yok mu hani bir dönem top oynadı ya Napoli’de falan o işte.” Yapar mı yapar.
Nefret Ettirdin Artık!
Eylül 22, 2008, 3:15 pm | Acayip İşler, EPL, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | 6 YorumCristiano Ronaldo’yu 2008’in en çok mide bulandıran ismi olarak ilan ediyorum sevgili blog takipçileri! Seks skandalı, Real transferi, sevgililerinin skandalları falan derken artık nefret ettim bu adamdan. Şu sıralar kokain satan ve geceleri hayat kadınlığı yapan sevgilisiyle gündemde. Ondan önce modern köleydi, yok alemciydi, içkiciydi, yatta sevişti, parkta güneşlendi, denizde öpüştü! Offf bunalttın artık Ronaldo, içimizi sıktın. Bir de çıkıp ilk çıktığın maçta Mike Riley gibi bir hakeme ders vermeye kalkıyorsun. E çık git artık hem magazin hem spor sayfalarından, yeşilde topuna bak!
>Nefret Ettirdin Artık!
Eylül 22, 2008, 3:15 pm | Acayip İşler, EPL, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Cristiano Ronaldo’yu 2008’in en çok mide bulandıran ismi olarak ilan ediyorum sevgili blog takipçileri! Seks skandalı, Real transferi, sevgililerinin skandalları falan derken artık nefret ettim bu adamdan. Şu sıralar kokain satan ve geceleri hayat kadınlığı yapan sevgilisiyle gündemde. Ondan önce modern köleydi, yok alemciydi, içkiciydi, yatta sevişti, parkta güneşlendi, denizde öpüştü! Offf bunalttın artık Ronaldo, içimizi sıktın. Bir de çıkıp ilk çıktığın maçta Mike Riley gibi bir hakeme ders vermeye kalkıyorsun. E çık git artık hem magazin hem spor sayfalarından, yeşilde topuna bak!
WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.
Entries ve yorumlar feeds.