Sırtımdan Bıçaklandım! O Artık GSTV’de
Eylül 17, 2010, 6:20 pm | Blog, haber, Hayat, ozhano kategorisinde yayınlandı | 2 YorumYalan yok Murat Türker’i nam-ı diğer desportivo’dan M.T.’yi blog dünyasında tanıdım. Televizyonlardan falan herhangi bir tanımışlığım yoktu diğer bir deyişle. Çok iyi arkadaş olduk, bu aralar kendini yeniliyor, daha da gümbür gümbür geliyor inşallah. Ama Ceren Aytemiz’i Lig Tv’den, daha öncelerden beri tanıyordum. Daha sonra M.T.’nin blogu sayesinde tanışıklığımız oldu ve aynı Murat ile olan arkadaşlık zincirimize O da katıldı. Özellikle dünya kupası süresince 6News’teki Kupa programına ikisini beraber izlerken sanki ben de oradaymışım gibi hissediyor, muhabbetlerine ben de katılıyordum evden doğru. Ne delilik ama! Dünya Kupası sonrasında Ceren Aytemiz’in 6 News ile yolları ayrıldığı haberi sevgili M.T. tarafından bana iletildi ve vakit bu vakit diyip sağlam bir bonservis ile kendisini salata ailesine şef olarak görmek istediğimi söylemiştim. Ama ne var ki araya GSTV girince esamemin okunması mümkün olmadı. Sonuçta ben Zonguldakspor GSTV ise Galatasaray. Öğrendiğim kadarıyla anlaşmalar yapılmış, kendisini artık GSTV ekranlarında izleyeceğiz. Bir de M.T. oraya giderse biraraya gelirlerse tadından yenmez. Velhasıl-ı kelam Çobansalata ailesi olarak Sevgili Ceren Aytemiz’e yeni kanalında başarılar diliyor, en kısa zamanda salataya şef olarak da beklediğimizi yineliyoruz :D. (M.T. biraz yardım et sen de artık.)
Yeeterr Necati Abi Yeterrrr!
Ağustos 5, 2010, 8:41 am | Futbol, haber, ozhano kategorisinde yayınlandı | 2 YorumNecati Bilgiç yine boş geçmemiş Young Boys maçını, oyunculara, Aziz Yıldırım’a laf çakarken diğer yandan maçın hakemini yine boş geçmemiş.
Bravo (!) Aziz bey
Fenerbahçe deplasmanda Young Boys karşısında kazandığı avantajı kendi sahasında kullanamayarak, daha katıldığı ilk turda Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Bunun suçlularını şöyle sıralamak lazım: Önce başkan Aziz Yıldırım geliyor. Geçen sene devre arasından bu yana vaaddetiği yırtıcı bir santraforu hala takıma alamayan Aziz Yıldırım, dünkü maçta da Fenerbahçe’nin zayıf rakibi karşısında etkisiz kalmasına ve elenmesine birinci derecede rol oynadı. Nitekim Young Boys’ın yırtıcı santraforu attığı tek golle sonucu ve turu getirmeye yetti.
İkinci sorumlu Aykut Kocaman’dı. Atalarımız “bugünkü tavuk, yarınki kazdan iyidir” der.
Kocaman ilk maçın verdiği rehavetle ve o sonuca güvenerek, dün gece oynayabilecek durumda olan Gökhan Gönül’ü diğer maçlara saklayarak, ilk 11’e almadı. Çünkü ikinci yarıda yapılan değişiklikler 10 kişi kalmasına rağmen Fenerbahçe’nin daha baskılı oynamasına ve pozisyonlar bulmasına imkan verdi.
BU YENİLGİ DERS OLSUN
Hatta Semih iki pozisyonda biraz şanslı ve becerikli olsa maç berabere bitecekti. Herhalde kaseti tersine alsa takımı bu şekilde sahaya sürerdi. 3. ve önemli hata maçın Rus hakeminden geldi. Kendini yere atan İsviçreli futbolculara kart göstermeyen Rus hakem, Fenerbahçe’nin en etkili futbolcusu Stoch’a çok kolay şekilde 2. sarı kartını göstererek takımı 10 kişi bıraktı.
Bununla da kalmadı 88. dakikada Young Boys kalecisinin Gökhan Ünal’ı indirmesine penaltı düdüğü çalmadı. Zira ilk maçta aynı dakikalarda Selçuk’un daha hafif hareketine Norveçli hakem penaltı vererek, Fenerbahçe’nin galibiyeti kaçırmasına neden olmuştu.İnşallah bu başkana ve Kocaman’a ders olur.
Hem kadro tamamlanır hem de daha iyi futbol sergilenir. Bu süretle Avrupa Ligi de tehlikeye girmekten kurtulur. Ben fazla üzülmüyorum çünkü sahada kaybeden takım mavi-beyazlıydı ve Fenerbahçe ile alakası yoktu.
Fenerbahç’nin yenildiği ya da berabere kaldığı bir maçta da hakem kelimesi geçmesin yazdığın yazı da helal olsun diye yazı yazacağım söz veriyorum Necati Abi…
Blick’e Kim Ne Yaptıysa Söylesin!
Temmuz 27, 2010, 4:33 pm | Futbol, haber, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınNe zamanki İsviçre ile kulüpler ya da milli takım bazında karşılaşsak Blick ortaya çıkıp maçtan önce şöyle ortamı bir geriyor. Tabi maç sonrasında genelde gazları Türkler tarafından alındığı için de rahatlıyorlar. Her zaman bu böyle oldu. Tarihten bir kaç manşet;
Avrupa Şampiyonasındaki İsviçre-Türkiye maçı öncesi “Bugün öyle ya da böyle menüde kebap var” manşeti
2006 Dünya Kupası elemelerinde oynanacak İsviçre-Türkiye maçı öncesi kaleci Volkan’ı hedef alarak “Palyaço Kaleci” manşetinin atılması
Kazım’dan Pitbull Açıklaması
Temmuz 21, 2010, 9:46 am | Fenerbahçe, haber, ilginç, komik, ozhano kategorisinde yayınlandı | 3 YorumNecati Bilgiç’i Okumadan Edemiyorum Doktor Bey!
Mayıs 22, 2010, 10:29 pm | Futbol, haber, ilginç, necati bilgiç, ozhano kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum
Daha önceleri Gürcan Bilgiç’in sevgili babası Necati Bilgiç’in yazdığı yazılardan kupleler sunmuştum. Fenerbahçesini ve Fenerbahçeliliğini herşeyin üzerinde tutan bir spor yazarı çoğunuzun bildiği gibi. Hatta o kadar ki Fenerbahçe’den kaynaklanan sorunlarda bile sorumlu bulacak bir kişi muhakkak bulabilme yeteneğine sahiptir.
Kaçan son şampiyonluktan ve veilen cezadan sonra merak ediyordum ne yazacağını. Açıkçası belki birşeyler değişmiştir diye düşünmedim değil ama yine umudum dağların ardına kaldı. Yazısı şöyle:
” Bu Ceza Niçin?
Eğer direkler geri çevirmese, eğer forvetleri bu kadar beceriksiz olmasa, eğer Onur hayatının kurtarışlarını yapmasa, eğer kaleye giden şutları Selçuk ile Giray çelmese ve sadece bunlardan bir tanesi Trabzonspor ağlarını bulsa, Süper Lig’in bu seneki şampiyonu Fenerbahçe olacaktı.
Dahası var. Beşiktaş, milli oyuncularının adeta kendi kalelerine attığı iki golden birini yemese, Bursa şampiyonluğu rüyasında görecekti.
Tek golün yarattığı bu acı drama bir de yanlış anons eklendi. Sevinç içinde sahanın içine giren taraftarlar gerçeği öğrendikten sonra büsbütün yıkılınca üzüntüden delirdiler ve istenmeyen olayları çıkarıp güzelim stadı tahrip ettiler.
Bu olaylar nedeniyle F.Bahçe’ye, PFDK’dan 2 maç seyircisiz oynama cezası geldi. Ne rakibe saldırı yapılmış ne hakem tartaklanmış ne ölen ne yaralanan var. Zarar eden kulüp onbinlerce liralık hasarı cebinden ödeyecek. Durumu, taraftarların hatalara isyan ettiği ve hakemlerin yanlış kararları sonucu meydana gelenlerle aynı tutulması, adaletsizliğin en büyüğüdür.”
Noktasına virgülüne dokunmadan maç sonrası görüşleri bu. Bir de aynı yazarın 2007 de Galatasaray’a verilen 5 maçlık ceza sonrası yazısını okuyalım:
“Dağ fare doğurdu
G.Saray-F.Bahçe maçındaki olaylar dolayısı ile nihayet karar verildi ve ceza çıktı. Hatırlarsanız Kadıköy’deki maçta sadece devre arasında bir provokatörün attığı para ile ses bombası için F.Bahçe’ye 3 maç saha kapama cezası verilmişken, neredeyse iki saat süreyle sahaya yağan sular, meşaleler, ses bombaları, koltuk parçaları ve yapılan çirkin tezahüratlarla için G.Saray sadece 5 maçla cezalandırıldı. O da tahkim kurulunca indirilmezse…”
Bir tarafta bir takım maçın oynanmasını engeller hale geliyor yenilgi ve sinirden dolayı, 5 maç ceza alıyor ve tabiki hakediyor. Hatta o zaman deniliyor ki, bundan sonra bu şekilde olan olaylarda emsal teşkil edilir deniyor. Galatasaray karara itiraz bile etmiyor hatırkarsam Özhan Canaydın’ın kararıyla. Diğer yandan başka bir takımın sahasında tribünler yakılıyor, koltuk ve mavi iskemle parçaları sahaya atılıyor, çirkin tezahüratlar yapılıyor. Tabi olanlar da bir kendini bilmezin maç sonunda yaptığı anonsun yanlış olmasından kaynaklanan hayal kırıklığına bağlanıyor.
Fark ne? Biri maç içinde, biri maç sonunda yaşanıyor, o yüzden Fenerbahçe’ye ceza verilemez deniyor. Eğer olay taraftarın kendi takımına verdiği maddi zarara bağlanıp kulübe ikinci bir ceza verilemezse aynısını Galatasaray da yaşadı o zaman. Aslında Necati Bilgiç, futbol takımlarının ve tüm izleyicilerin stada girişinden çıkışına kadar olan olayların sorumluluğunun kulüplerde olduğunu bilmiyor diyeceğim ama bu zamana kadar Federasyon kimbir kaç takıma maç sonrası yaşanılan olaylardan sonra cezalar yağdırmıştır ki Necati Bilgiç’in yazılarının bazılarında da maç sonrası yaşanılan olaylardan dolayı Fenerle oynayan takımın sahasının kapatılması gerekeceğine dair saptamalar var. Ama tabi keserin sapı Fenerbahçe’ye dönünce tüm o yazılarını ve verilen cezaları inkar edercesine 180 derecelik dönüş yapıyor. Ama yazar Necati Bilgiç olunca, konu da Fenerbahçe’ye verilen ceza olunca herşey bir anda değişebiliyor.
Diğer yanda son yazısının ilk satırlarında halamın sakalları olsa amcam olurduvari cümleleri de çok hoş olmuş. Gerçekten nasıl düz bir spor yazarı ve hürmeten orada olduğunu kanıtlarcasına basitliğini ortaya sermiş sağolsun.
Son olaraksa, SENİ ÇOK SEVİYORUM NECATİ BİLGİÇ demek istiyorum. (Gerçekten mazoşist miyim neyim niye okuyorsam anlamadım gitti…)
Evlilik Zor Bir Zanaat mi?
Mayıs 21, 2010, 7:54 pm | haber, Hayat, ilginç, ozhano kategorisinde yayınlandı | 4 YorumNe alaka demiş olabilirsiniz. Doğru ama aşağıdaki haberi okuyunca aklıma geldi birden
“İran’da bir kadın eşinin kendisine iyi davrandığını ve kendisine şiddet uygulamadığı gerekçesi ile mahkemeye giderek şikayetçi oldu. Mahkemede, kadına kocası tarafından şiddet uygulanmasına karar verildi.
Fars haber ajansının verdiği haber göre, Tahran’da aile mahkemesine başvuran 24 yaşındaki kadın dilekçesinde, “Eşim çok iyi huyludur halbuki ben şiddet uygulamasını istiyorum, eğer bunu yapmazsa kendisinden ayrılmak istiyorum” diyerek şikayetçi oldu.
28 yaşındaki eş ise mahkemeye gelerek , “Ben karımı çok seviyorum o yüzden kendisine şiddet uygulamıyorum. Onunla nazik davranıyorum ve şiddet uygulamak için bir neden yoktur” diyerek savunma yaptı.
Kocasının bu tavrından dolayı ayrılmakta ısrar eden kadın, eşini ikna etmeyi başardı. Koca, mahkemeye verdiği taahhütte eşine şiddet uygulayacağını kabul etti.”
Her ne kadar olayın geçtiği yer İran da olsa bu kadarı pes denebilecek bir haber. Kadın mazoşist, canı dayak istiyor; adam anlayışlı, romantik ve hisli eşini düşünen bir tip, adam kadınını düşünüyor, seviyor, dayak atmıyor, kadın da ” o kadar hareket yaptım sövdüm dövdüm, olmadı” diyerek boşanmak için mahkemeye gidiyor. Mahkeme de karar olarak adamın kadını üç öğün yemeklerden sonra dövmesine karar veriyor. Hayır şimdi mahkeme kimin lehine sonuçlanmış oluyor? Kadının mı adamın mı? Allahım aklıma mukayyet ol…
Hayır bu olay benim tezimi de güçlendiriyor gibi. Kadın yanında sapasağlam adam ister. Öyle boyna çiçek almak, evde yemekleri yapmak, bulaşıkları falan yıkamak, etrafı silip süpürmek gibi olaylara hiç girmeyecek adam. Ama yaptırmasını da bilecek. Adam yukarıdakileri yaparsa belli bir zamandan sonra doğal işiymiş gibi olmaya başlıyor. Kadın da nasıl olsa yapıyor diye iyice tepesine binmeye başlıyor. Adam adamlıktan kadın da kadınlıktan çıkıyor. İşler tersine dönüyor. Büyük ihtimalle yukarıdaki nazik bay da kadınını mutlu etmek için dövmüyordur. Kadın da bulmuş bunuyor doğal olarak belli bir süre sonra kafayı çatlatıyor. En güzeli de adamın kadını döveceğine dair teminat vermesi.
Sonuç: Evde adam kendi işini, kadın da kendi işini yapacak. Her iki taraf da birbirinin kıtasahanlığına girmeyecek. Girerse işler karmakarışık oluyor. Aslında uzun süreli evliliklerin sırrı falan fasa fiso anlayacağınız. İşi bilene bu olay çocuk oyuncağı…
Yapmaa Ziyaaaa!!!
Mayıs 17, 2010, 2:54 pm | Acayip İşler, Futbol, haber, ozhano, TSL, Ziya Şengül kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum32. hafta
Fenerbahçe 2-0 Eskişehirspor
Maçın ikinci golü. Özer tarafından atıldı. Ceza sahasının sol iç kısmında topla buluşan Özer zor pozisyonda şut çeker top Eskişehirli defans oyuncusunun ayağına çarpar bombeli olarak 2.06lık Ivesa’nın üzerinden geçer ve gol olur.
O zamanki Ziya Şengül yorumu: Efendim, yapmayın Allah aşkına, Özer’in vuruş açısı, tekniği, topu gidişatını görmüyor musunuz, Ivesa zaten son bir hamleyle çıkarmaya çalışıyor ama gücü yetmiyor; burada Ivesa suçlanacak son futbolcu Eskişehirspor’da. Lütfen hatalı gol yedi diyip olayları başka taraflara çekmenin alemi yok.
34. hafta
Fenerbahçe 1-1 Trabzonspor
Trabzonsporlu Burak tarafından kaydedilen gol. Aynı Özer’de olduğu gibi ama tek fark kaleye doğrudan şut amacı gütmeyen bir top yani kaleci beklemiyor artı Özer’inkine göre daha hızlı bir vuruş. Sonuçta gol oluyor. Yani üstüste koyunca arada fazla fark yok hatta Volkan’ın yediği gol daha normal karşılanabilir.
Bu gol üzerine Ziya Şengül’ün yorumu: Bir paragraf açıyorum kaleci Volkan’a.. Böylesine kaleciliği inkar edercesine o topu kalende görmek zorunda mısın kardeşim.. Burak’ın golündeki hamlen, zamanlaman, gole davetiye çıkarmak değildi de neydi?
Eee. Ne oldu iki hafta önceki Ivesa yorumuna. Hani bu tip toplar çok tersti kaleciler için. Hani kaleci hatası olarak görülemez diyordun bu tip gollerde daha iki hafta önce. Tamam Volkan’ı hiç sevmem ama bugün bir o, bir Alex sayesinde buralara kadar geldi bu takım. Hem dün akşam tv de hem de bugün yazısında Ziya’nın bu kadar Volkan’ın üzerine gitmesinin sebebi ne olabilir acaba?
Hayır bu adamın airbag’ini kaldıran bir numaralı adam da kendisi. Airbag ile topu yoketmeye çalışırken “yaw bunlar futbolun eğlenceli yanları, üzerinde durmamak gerek” diyip adamın airbagi kaldırırsan aerodinamiği bozarsın, böyle olur işte…
Keşke 11 tane M. Topal’ımız Olsa
Şubat 17, 2010, 3:34 pm | Futbol, Galatasaray, haber, komik, ozhano kategorisinde yayınlandı | 2 YorumZaman gazetesinin haberine göre, Atletico Madrid maçında Rijkaard defansın göbeğinde Mehmet Topal, ön liberoda 2 tane Mehmet Topal oynatacakmış. Keşke kadroda 2-3 tane daha olsa da kanada ve forvete de serpiştirseydik. Haberi hiç okumadan, kontrol etmeden sitesine koyan webaslan’a da selam olsun buralardan…
Meriç’in de Kendini Bileni Makbul!
Ocak 9, 2010, 1:43 am | Futbol, haber, komik, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | 2 YorumÖnce kendisi ile yapılan röportaj:
1974 Yılında ve oldukça genç bir yaşta Sarı Kanaryalar gazetesinde mesleğe başladım. Bir yandan okuyor bir yandan çalışıyordum. İçimde müthiş bir futbol hastalığı vardı. Halen Hürriyet İnternet’in spor sorumlusuyum. Sadece futbol değil, sporun her dalını çok iyi bilirim. İsteyenle her konuda tartışabilir, hatta yarışabilirim..
Yazdığım yazıların sert olduğunu hiç düşünmedim. Çünkü ben taraftarın, daha doğrusu halkın düşündüğü şeyleri yazıyorum. Belki buna kahvehane ağzı yaklaşımı diyebilirsiniz ama benim de stilim bu. Yazılarım onun için taraftar sitelerinde en çok okunanlar arasında yer alıyor.
Her taraftar grubu olaya kendi açısından bakıyor. Benim Fenerbahçeli olmamın da bunda etkisi büyük. Bir de ben başkaları gibi lafı dolandırmam. Direkt olarak yazarım. Bu yüzden karşı taraftar grupları tarafından sevilmemem çok normal. Onlar lafı dolandıran ve “Ben tarafsızım abi” diyenlerden daha çok hoşlanırlar. Ben tarafsız değilim, bu yaştan sonra olamam da..
>Meriç’in de Kendini Bileni Makbul!
Ocak 9, 2010, 1:43 am | Futbol, haber, komik, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Önce kendisi ile yapılan röportaj:
1974 Yılında ve oldukça genç bir yaşta Sarı Kanaryalar gazetesinde mesleğe başladım. Bir yandan okuyor bir yandan çalışıyordum. İçimde müthiş bir futbol hastalığı vardı. Halen Hürriyet İnternet’in spor sorumlusuyum. Sadece futbol değil, sporun her dalını çok iyi bilirim. İsteyenle her konuda tartışabilir, hatta yarışabilirim..
Yazdığım yazıların sert olduğunu hiç düşünmedim. Çünkü ben taraftarın, daha doğrusu halkın düşündüğü şeyleri yazıyorum. Belki buna kahvehane ağzı yaklaşımı diyebilirsiniz ama benim de stilim bu. Yazılarım onun için taraftar sitelerinde en çok okunanlar arasında yer alıyor.
Her taraftar grubu olaya kendi açısından bakıyor. Benim Fenerbahçeli olmamın da bunda etkisi büyük. Bir de ben başkaları gibi lafı dolandırmam. Direkt olarak yazarım. Bu yüzden karşı taraftar grupları tarafından sevilmemem çok normal. Onlar lafı dolandıran ve “Ben tarafsızım abi” diyenlerden daha çok hoşlanırlar. Ben tarafsız değilim, bu yaştan sonra olamam da..
Fatih Terim Yüzünden Bosna’yı Tuttum!
Eylül 11, 2009, 11:16 am | Acayip İşler, Futbol, haber, Milli Takım, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | 6 YorumŞimdi Sevgili Mehmet Tezkan. Bende sana sallayayım biraz bakalım nasıl olacak?
1. Siyasetle ilgili yazdığın yazıları kimse okumadığı için görülüyor ki futbola geçiş yapmışsın. Ama ilk önce şunu bil, senin gibi çamur at izi kalsın tipindeki insanlar ancak televizyonlarda kendine yer edinebilirler. Köşe yazarlığıyla reytingini atttıramazsın. Sen de çık ki yüzü teneke kaplı, utanmaz bu insanın kim olduğunu iyice bilelim.
2. Fatih Terim üç günlük adam değil. Senin gibi oynak da değil. 10 sene önce nasılsa şimdi de aynı. Yürüyüşünü, duruşunu vs. senin işinde yaptığın gibi hiç kıvırtmadı. Neyse o oldu. Hatta İtalya’dan dönünceki o İtalyanvari hali hiçbirimizin hoşuna gitmemişti ki tekrar özüne döndü daha sonra. Peki sen neredeydin 10 sene boyunca. Nasıl da büyütmüşsün içindeki kini Fatih Terim’e olan. Tabi Terim o kadar başarılı ve sarsılmazdı ki için içini yemesine rağmen yazamıyordun o zamnalar. Biraz sendeledi şimdi diye hemen sırtına vurup iyice çökertme zamanı değil mi? Aman kaçırma bu fırsatı.
3. Sen eğer Fatih Terim yüzünden Bosna maçında Bosna’yı tuttuysan geçen senelerde Yunanistan’ı da tutmuşsundur. Muhakkak Fatih Terim önderliğinde Yunanistan’ı Yunaistan’da farklı mağlup edince esas o zaman ağlamış, üzülmüşsündür. Çünkü senin içindeki Fatih Terim kompleksi o kadar büyümüşki gözün hiçbirşeyi göremez olmuş.
4. Yıl 2000. Fatih Terim 43 yaşında UEFA Kupası’nı kazanan takımın başında olup bu milleti sevinçten ağlatırken sen üç kuruş fazla para alabilmek için gazeteler arasında kapı kapı dolaşıyordun. Kıçın bir koltukta 3-5 sene rahat gördü diye, yazıların kesilmedi diye sevildiğini, yazılarının okunduğunu ve ona buna saldıracağını mı zannettin?
6. Fatih Terim bu takımın başında olursa ve gelecekte yine başarılı olursa utanmadan bu sefer de başarısını takdir etmek için nağmeler düzecek misin? Hayır tabiki bunu yapmayacaksın. Neden mi? Biraz araştırma yaptım. Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takım’ın kazandığı onca maça rağmen hiçbir yazın yok ortalıkta. Politika’dan antin kuntin yazılarına devam etmişsin.
7. Senin içindeki Fatih Terim kompleksini ben Fenerbahçeli arkadaşlarımda bile görmedim. Arkadaşlarım en azından Fatih Terim’den nefret ediyorum ama Milli Takım sonuçta desteklemeyecek miyiz diyor ama sen ne kadar zavallısın ki içindeki komplekse yenik düşmüşsün ve bu sebeple utanmadan bu kompleksi yazıya döküp gazeteye köşene koymuşsun. Yazık sana acıyorum.
8. Yazık şu an seni o Vatan Gazetesi’nde o koltukta tutan zihniyete. Yazık ki ne yazık. Madem sen Fatih Terim yüzünden Bosna’yı tutmuşsun; ben de senin yüzünden bundan sonra Vatan gazetesini okumuyorum.
>Fatih Terim Yüzünden Bosna’yı Tuttum!
Eylül 11, 2009, 11:16 am | Acayip İşler, Futbol, haber, Milli Takım, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>
Şimdi Sevgili Mehmet Tezkan. Bende sana sallayayım biraz bakalım nasıl olacak?
1. Siyasetle ilgili yazdığın yazıları kimse okumadığı için görülüyor ki futbola geçiş yapmışsın. Ama ilk önce şunu bil, senin gibi çamur at izi kalsın tipindeki insanlar ancak televizyonlarda kendine yer edinebilirler. Köşe yazarlığıyla reytingini atttıramazsın. Sen de çık ki yüzü teneke kaplı, utanmaz bu insanın kim olduğunu iyice bilelim.
2. Fatih Terim üç günlük adam değil. Senin gibi oynak da değil. 10 sene önce nasılsa şimdi de aynı. Yürüyüşünü, duruşunu vs. senin işinde yaptığın gibi hiç kıvırtmadı. Neyse o oldu. Hatta İtalya’dan dönünceki o İtalyanvari hali hiçbirimizin hoşuna gitmemişti ki tekrar özüne döndü daha sonra. Peki sen neredeydin 10 sene boyunca. Nasıl da büyütmüşsün içindeki kini Fatih Terim’e olan. Tabi Terim o kadar başarılı ve sarsılmazdı ki için içini yemesine rağmen yazamıyordun o zamnalar. Biraz sendeledi şimdi diye hemen sırtına vurup iyice çökertme zamanı değil mi? Aman kaçırma bu fırsatı.
3. Sen eğer Fatih Terim yüzünden Bosna maçında Bosna’yı tuttuysan geçen senelerde Yunanistan’ı da tutmuşsundur. Muhakkak Fatih Terim önderliğinde Yunanistan’ı Yunaistan’da farklı mağlup edince esas o zaman ağlamış, üzülmüşsündür. Çünkü senin içindeki Fatih Terim kompleksi o kadar büyümüşki gözün hiçbirşeyi göremez olmuş.
4. Yıl 2000. Fatih Terim 43 yaşında UEFA Kupası’nı kazanan takımın başında olup bu milleti sevinçten ağlatırken sen üç kuruş fazla para alabilmek için gazeteler arasında kapı kapı dolaşıyordun. Kıçın bir koltukta 3-5 sene rahat gördü diye, yazıların kesilmedi diye sevildiğini, yazılarının okunduğunu ve ona buna saldıracağını mı zannettin?
6. Fatih Terim bu takımın başında olursa ve gelecekte yine başarılı olursa utanmadan bu sefer de başarısını takdir etmek için nağmeler düzecek misin? Hayır tabiki bunu yapmayacaksın. Neden mi? Biraz araştırma yaptım. Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takım’ın kazandığı onca maça rağmen hiçbir yazın yok ortalıkta. Politika’dan antin kuntin yazılarına devam etmişsin.
7. Senin içindeki Fatih Terim kompleksini ben Fenerbahçeli arkadaşlarımda bile görmedim. Arkadaşlarım en azından Fatih Terim’den nefret ediyorum ama Milli Takım sonuçta desteklemeyecek miyiz diyor ama sen ne kadar zavallısın ki içindeki komplekse yenik düşmüşsün ve bu sebeple utanmadan bu kompleksi yazıya döküp gazeteye köşene koymuşsun. Yazık sana acıyorum.
8. Yazık şu an seni o Vatan Gazetesi’nde o koltukta tutan zihniyete. Yazık ki ne yazık. Madem sen Fatih Terim yüzünden Bosna’yı tutmuşsun; ben de senin yüzünden bundan sonra Vatan gazetesini okumuyorum.
Hiç mi Utanmanız Yok!!!
Ağustos 31, 2009, 3:11 pm | Acayip İşler, Futbol, haber, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | 5 YorumPes. Sadece Pes. Desportivo’nun 3 yaşındaki yeğeni bile biliyordu Caner’in Galatasaray’a geleceğini. Bir de utanmadan başlık olarak da “Ne Diyorsa O” yazmışlar.
>Hiç mi Utanmanız Yok!!!
Ağustos 31, 2009, 3:11 pm | Acayip İşler, Futbol, haber, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın> Pes. Sadece Pes. Desportivo’nun 3 yaşındaki yeğeni bile biliyordu Caner’in Galatasaray’a geleceğini. Bir de utanmadan başlık olarak da “Ne Diyorsa O” yazmışlar.
Sercan Yıldırım Galatasaray’a (mı) Fenerbahçe’ye (mi)?
Ağustos 28, 2009, 4:47 pm | Blog, bursaspor, Fenerbahçe, Futbol, Galatasaray, haber, Transfer kategorisinde yayınlandı | 4 YorumBakalım Sercan transferinde kim galip gelecek? Galatasaray mı Fenerbahçe mi ya da scoutgs mi yoksa maraton.com.tr mi? Benim gönlüm tabiki kazananın Galatasaray ve scoutgs olması ama bekleyip göreceğiz.
Eğer iki haber de doğruysa aklıma gelen tek şey, Sercan transferi konusunda Galatasaray ile Bursaspor anlaştılar. Fenerbahçe son ana kadar Tuncay transferinin netleşmesini bekledi. Tuncay’ın, Stoke City ile anlaşması resmiyet kazandıktan sonra Bursaspor’a Galatasaray’dan daha iyi şartlar sundular. Bursaspor yöneticileri her ne kadar Galatasaray ile anlaştılarsa da sonradan döndüler ve Fenerbahçe ile anlaşma durumuna geldiler. Galatasaray 5 milyon euro+Nonda teklif etti iddiaları vardı. Fenerbahçe’den ekstradan sağlam para koparacak gibi görünüyor İbrahim Yazıcı. İnşallah Galatasaray yöneticileri teklif arttırımına falan gitmezler…
Bu transfer sezonu İbrahimlerin sezonu oldu. Paraları cukka ettiler. Ne diyelim Beşiktaş, Fenerbahçe veya Galatasaray sağolsun.
>Sercan Yıldırım Galatasaray’a (mı) Fenerbahçe’ye (mi)?
Ağustos 28, 2009, 4:47 pm | Blog, bursaspor, Fenerbahçe, Futbol, Galatasaray, haber, Transfer kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>
Bakalım Sercan transferinde kim galip gelecek? Galatasaray mı Fenerbahçe mi ya da scoutgs mi yoksa maraton.com.tr mi? Benim gönlüm tabiki kazananın Galatasaray ve scoutgs olması ama bekleyip göreceğiz.
Eğer iki haber de doğruysa aklıma gelen tek şey, Sercan transferi konusunda Galatasaray ile Bursaspor anlaştılar. Fenerbahçe son ana kadar Tuncay transferinin netleşmesini bekledi. Tuncay’ın, Stoke City ile anlaşması resmiyet kazandıktan sonra Bursaspor’a Galatasaray’dan daha iyi şartlar sundular. Bursaspor yöneticileri her ne kadar Galatasaray ile anlaştılarsa da sonradan döndüler ve Fenerbahçe ile anlaşma durumuna geldiler. Galatasaray 5 milyon euro+Nonda teklif etti iddiaları vardı. Fenerbahçe’den ekstradan sağlam para koparacak gibi görünüyor İbrahim Yazıcı. İnşallah Galatasaray yöneticileri teklif arttırımına falan gitmezler…
Bu transfer sezonu İbrahimlerin sezonu oldu. Paraları cukka ettiler. Ne diyelim Beşiktaş, Fenerbahçe veya Galatasaray sağolsun.
>Herkes Hakem Olamaz
Ağustos 27, 2009, 1:10 am | Fenerbahçe, Futbol, haber, ozhano, TSL, tv kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>Sanlı Sarıalioğlu’nun Diyarbakırspor- Fenerbahçe maçının ilk dakikalarında Emre Belözoğlu’nun hakemin kolunu itmesi ile ilgili yorumu:
Herkes Hakem Olamaz
Ağustos 27, 2009, 1:10 am | Fenerbahçe, Futbol, haber, ozhano, TSL, tv kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakınSanlı Sarıalioğlu’nun Diyarbakırspor- Fenerbahçe maçının ilk dakikalarında Emre Belözoğlu’nun hakemin kolunu itmesi ile ilgili yorumu:
Tilkiiiiiiiii!!!
Ağustos 20, 2009, 2:21 pm | Acayip İşler, Futbol, haber, komedi, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | 1 YorumBiz de alem bir milletiz. Kendi takımımızın aleyhine bir haber çıkınca hemen inkar ederiz, hayır deriz, yalancı medya diye bağırıp çağırırız; fakat haber rakibimizle ilgili ise yalan olduğunu bilsek de inanırız. Neden mi yazdım bunu? Haberin altındaki Fenerli arkadaşların yorumlarına baktım da hemen dalgaya almışlar. Etrafta qtm qtm diye medyaya sallayanlar haber işlerine gelince 180 derece dönüş yapıyorlar. Bu durum Fener’e özel zannetmeyin. Hepimiz aynıyız. Madem yalancı medya ise niye inanıyorsun? İnanıyorsan niye yalancı medya diyorsun ki şu habere inanmak için futboldan hiç anlamamak gerekir.
Aslında Mehmet Çiftçi’nin ne olduğu yazdığı yazılarından belli:
“Fenerbahçe’nin renklerine kattığı Maldonado yaratıcılığı, sert futbolu ve gole dönük anlayışıyla tanınıyor.”
“claudio maldonado’nun ismi, 4 yıldır sürekli ispanya’daki büyük takımlarla da geçiyor. ancak ispanya’ya transferi bir türlü gerçekleşmedi. örneğin 2004-05 sezonunda barcelona, luxembourgo çalıştırırken real madrid, maldonado için girişimlerde bulundular, ama yabancı kontenjanına takılınca, avrupa’ya gitmek nasip olmadi.”
“Arjantin basını: ‘Milli takımda kutsal 10 numarayı Delgado’ya verin.” Kim bilir ne yazıyordu, nasıl çevirdi ya da çevittirdi?
>Tilkiiiiiiiii!!!
Ağustos 20, 2009, 2:21 pm | Acayip İşler, Futbol, haber, komedi, ozhano, Sıkıntı kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın>
Biz de alem bir milletiz. Kendi takımımızın aleyhine bir haber çıkınca hemen inkar ederiz, hayır deriz, yalancı medya diye bağırıp çağırırız; fakat haber rakibimizle ilgili ise yalan olduğunu bilsek de inanırız. Neden mi yazdım bunu? Haberin altındaki Fenerli arkadaşların yorumlarına baktım da hemen dalgaya almışlar. Etrafta qtm qtm diye medyaya sallayanlar haber işlerine gelince 180 derece dönüş yapıyorlar. Bu durum Fener’e özel zannetmeyin. Hepimiz aynıyız. Madem yalancı medya ise niye inanıyorsun? İnanıyorsan niye yalancı medya diyorsun ki şu habere inanmak için futboldan hiç anlamamak gerekir.
Aslında Mehmet Çiftçi’nin ne olduğu yazdığı yazılarından belli:
“Fenerbahçe’nin renklerine kattığı Maldonado yaratıcılığı, sert futbolu ve gole dönük anlayışıyla tanınıyor.”
“claudio maldonado’nun ismi, 4 yıldır sürekli ispanya’daki büyük takımlarla da geçiyor. ancak ispanya’ya transferi bir türlü gerçekleşmedi. örneğin 2004-05 sezonunda barcelona, luxembourgo çalıştırırken real madrid, maldonado için girişimlerde bulundular, ama yabancı kontenjanına takılınca, avrupa’ya gitmek nasip olmadi.”
“Arjantin basını: ‘Milli takımda kutsal 10 numarayı Delgado’ya verin.” Kim bilir ne yazıyordu, nasıl çevirdi ya da çevittirdi?
>Dünyanın En İyi İki Kalecisi Ligimizde
Ağustos 15, 2009, 11:51 am | Anket, Futbol, haber, ozhano kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın> Bir kredi kartının reklamından yola çıkarak yukarıdaki sonuca bakıp diyebilirim ki Iker Casillas’ın transfer borsasındaki değeri transfermarkt.de’ye göre 50-55 milyon $ arası, Gianluigi Buffon’un ise 45-50 milyon $; diğer yandan Volkan Demirel ile Leo Franco’yu “Dünya’nın en iyi kalecisi” anketinde 1. ve 2. görmenin mutluluğu biz Türkler için paha biçilemez.
Biz Türkler girdiğimiz her yerin altını üstüne getirmeyi, ciddi bir şekilde çalışılmış,uğraş verilmiş ya da kafa patlatılmış herşeyi bozmayı çok iyi biliyoruz. Salatamıza da linkini koyduk, ama “gerçekçi olun lütfen” demeyi unutmuşuz. Zaten Bild yakında bu anketi yayından kaldırır, bir daha da spor ile özellikle furbolla ilgili anketlerine Türk sporcuları koymaz. Anketin zaten artık hiçbir inandırıcığı kalmadı. Şu hale bakılırsa Volkan Demirel ile Leo Franco’nun toplam değeri 150-200 milyon dolar civarında oluyor. Bu anketin sonuçlarını görünce hadi biz gülüyoruz da bu Almanlar falan ne düşünüyordur acaba?
Ne zaman bırakacağız bu sidik yarışını çok merak ediyorum. Bu arada Leo 2. oldu diye böyle yazı yazdığımı sananlar olabilir ama zaten bu anketi öğrendiğimde Volkan’ın birinciliği garantiydi. Ama Leo’ya sağlam yardımlarımız olmuş olabilir :D. Neyse millet Aya gidiyor biz hala daha kendimizi böyle işlerle tatmin etmeye devam edelim. Bir de bu anketin sonuçlarına inanıp gelip “Volkan dünyanın en iyi kalecisi gördün mü!” diyenler yok mu esas onlara şaşıyorum.
Bu arada sonuçları gerçeklikten tamamen uzaklaşmış bir anketin linkine salatada tutmaya gerek olmadığını düşündüğümden kaldırıyorum. Bilgilerinize…
Edit: Fenerbahçeli bir arkadaşımız kendi blogunda hem itirafını yapmış hem de Volkan’a uyarılarda bulunmuş:
“Tanınmış Alman spor gazetesi Bild web sitesinde bir anket düzenlemiş. Bild okuyucularının oyuyla dünyanın en iyi kalecisini seçiyor bu ankette. Yarın muhtemelen bazı gazetelerde ve web sitelerinde Volkan’ın dünyanın en iyi kalecisi ya da en iyi 2. kalecisi seçildiğini duyacaksınız ve okuyacaksınız.
Sakın inanmayın! Burada övünülecek tek şey Volkan’ın oradaki 100’e yakın isimden bir tanesi olmasıdır. Geri kalanını biz Fenerbahçe taraftarı organize olarak hallettik. Volkan’a oy verdik ve O’nu ilk 3’e soktuk. Volkan Demirel biliyorum bu blogumu okuman zor bir ihtimal ama yaşın daha genç. Böyle şeylere kanma ve çok çalış. Son zamanlardaki şişman ve hantal halinle değil dünyanın ilk 3 kalecisinden biri olman Fenerbahçe’nin bile 3 kalecisinden biri olman tehlikeye girebilir. Dünyanın en iyi 3 kalecisi en çok çalışan 3 kalecisi olacaktır emin ol. Ne oldum deme ne olacağım de. Yakışıklısın, fiziğin iyi, paran var ama bunlar yetmez en iyi kaleci olmak için. Sürekli kendini geliştirmelisin.”
Bu arada oylamada ilginçlikler yaşanmaya başladı üç-beş saattir. Leo coştu, Volkan’a yetişmek üzere. Ha gayret yarıştırın bakalım sidiklerinizi. Hanginizinki daha uzağa gidecek.
Yazının aslı burada.
Bu da son hal. Bizimkiler gaza gelmiş şimdi de 😀
Dünyanın En İyi İki Kalecisi Ligimizde
Ağustos 15, 2009, 11:51 am | Anket, Futbol, haber, ozhano kategorisinde yayınlandı | 1 YorumBir kredi kartının reklamından yola çıkarak yukarıdaki sonuca bakıp diyebilirim ki Iker Casillas’ın transfer borsasındaki değeri transfermarkt.de’ye göre 50-55 milyon $ arası, Gianluigi Buffon’un ise 45-50 milyon $; diğer yandan Volkan Demirel ile Leo Franco’yu “Dünya’nın en iyi kalecisi” anketinde 1. ve 2. görmenin mutluluğu biz Türkler için paha biçilemez.
Biz Türkler girdiğimiz her yerin altını üstüne getirmeyi, ciddi bir şekilde çalışılmış,uğraş verilmiş ya da kafa patlatılmış herşeyi bozmayı çok iyi biliyoruz. Salatamıza da linkini koyduk, ama “gerçekçi olun lütfen” demeyi unutmuşuz. Zaten Bild yakında bu anketi yayından kaldırır, bir daha da spor ile özellikle furbolla ilgili anketlerine Türk sporcuları koymaz. Anketin zaten artık hiçbir inandırıcığı kalmadı. Şu hale bakılırsa Volkan Demirel ile Leo Franco’nun toplam değeri 150-200 milyon dolar civarında oluyor. Bu anketin sonuçlarını görünce hadi biz gülüyoruz da bu Almanlar falan ne düşünüyordur acaba?
Ne zaman bırakacağız bu sidik yarışını çok merak ediyorum. Bu arada Leo 2. oldu diye böyle yazı yazdığımı sananlar olabilir ama zaten bu anketi öğrendiğimde Volkan’ın birinciliği garantiydi. Ama Leo’ya sağlam yardımlarımız olmuş olabilir :D. Neyse millet Aya gidiyor biz hala daha kendimizi böyle işlerle tatmin etmeye devam edelim. Bir de bu anketin sonuçlarına inanıp gelip “Volkan dünyanın en iyi kalecisi gördün mü!” diyenler yok mu esas onlara şaşıyorum.
Bu arada sonuçları gerçeklikten tamamen uzaklaşmış bir anketin linkine salatada tutmaya gerek olmadığını düşündüğümden kaldırıyorum. Bilgilerinize…
Edit: Fenerbahçeli bir arkadaşımız kendi blogunda hem itirafını yapmış hem de Volkan’a uyarılarda bulunmuş:
“Tanınmış Alman spor gazetesi Bild web sitesinde bir anket düzenlemiş. Bild okuyucularının oyuyla dünyanın en iyi kalecisini seçiyor bu ankette. Yarın muhtemelen bazı gazetelerde ve web sitelerinde Volkan’ın dünyanın en iyi kalecisi ya da en iyi 2. kalecisi seçildiğini duyacaksınız ve okuyacaksınız.
Sakın inanmayın! Burada övünülecek tek şey Volkan’ın oradaki 100’e yakın isimden bir tanesi olmasıdır. Geri kalanını biz Fenerbahçe taraftarı organize olarak hallettik. Volkan’a oy verdik ve O’nu ilk 3’e soktuk. Volkan Demirel biliyorum bu blogumu okuman zor bir ihtimal ama yaşın daha genç. Böyle şeylere kanma ve çok çalış. Son zamanlardaki şişman ve hantal halinle değil dünyanın ilk 3 kalecisinden biri olman Fenerbahçe’nin bile 3 kalecisinden biri olman tehlikeye girebilir. Dünyanın en iyi 3 kalecisi en çok çalışan 3 kalecisi olacaktır emin ol. Ne oldum deme ne olacağım de. Yakışıklısın, fiziğin iyi, paran var ama bunlar yetmez en iyi kaleci olmak için. Sürekli kendini geliştirmelisin.”
Bu arada oylamada ilginçlikler yaşanmaya başladı üç-beş saattir. Leo coştu, Volkan’a yetişmek üzere. Ha gayret yarıştırın bakalım sidiklerinizi. Hanginizinki daha uzağa gidecek.
Yazının aslı burada.
Bu da son hal. Bizimkiler gaza gelmiş şimdi de 😀
>Bild’in Kaleci Anketi
Ağustos 12, 2009, 3:22 pm | Anket, Futbol, haber, ozhano kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum>Bild, her ne kadar seçilen tüm kaleciler Avrupa’dan da olsa, “Dünyadaki En İyi 50 Kaleci”yi açıkladı ve bu elli kaleci arasında okurlarına sunduğu anket ile sıralama yapmayı planlıyor. Volkan Demirel, Leo Franco, Robert Enke, De Sanctis gibi ülkemizde kalecilik yapan/yapmış isimler de listede yer alıyor. İşin ilginç yanı Rüştü bu listede yok. Cenky’nin bir kaç gün önce adına yazı yazdığı ve performansını eleştirdiği Jens Lehmann ki, Cenky’nin görüşlerine ben de katılıyorum, varsa Rüştü’nün de bu listede olması gerektiğini düşünüyorum. Kriter, kariyerse Volkan Demirel varsa Rüştü de olmalı; kriter şu anki performans ise Lehmann varsa Rüştü hayli hayli olmalı. Ama koymayı düşünmemişler ya da akıllarına gelmemiş. Bu arada 50 kaleci nasıl seçilmiş diye sorarsanız, Oliver Kahn, Uli Stein,Tony Schumacher, Sepp Maier, Bodo İllgner’in görüşleri ve Bild’in spor bilgi bankasından elde edilen kaleci performans verileri ile 50 kalecilik bu liste oluşturulmuş ve kamuoyunun önüne “Dünya’nın en iyi kalecisi kim?” şeklinde bir anket ile konulmuş. Liste ise şu şekilde:
Iker Casillas (Spanien / Real Madrid)
Gianluigi Buffon (Italien / Juventus Turin)
Petr Cech (Tschechien / FC Chelsea)
Edwin van der Sar (Holland / Manchester United)
Victor Valdes (Spanien / FC Barcelona)
Rene Adler (Deutschland / Bayer Leverkusen)
Igor Akinfeew (Russland / ZSKA Moskau)
Sebastien Frey (Frankreich / AC Florenz)
Julio Cesar (Brasilien / Inter Mailand)
Robert Enke (Deutschland / Hannover 96)
Pepe Reina (Spanien / FC Liverpool)
Tim Wiese (Deutschland / Werder Bremen)
Manuel Neuer (Deutschland / Schalke 04)
Diego Lopez (Spanien / FC Villarreal)
Manuel Almunia (Spanien / FC Arsenal)
Frank Rost (Deutschland / Hamburger SV)
Diego Benaglio (Schweiz / VfL Wolfsburg)
Jens Lehmann (Deutschland / VfB Stuttgart)
Shay Given (Irland / Manchester City)
Hugo Lloris (Frankreich / Olympique Lyon)
Doni (Brasilien / AS Rom)
Artur Boruc (Polen / Celtic Glasgow)
Gregory Coupet (Frankreich / Paris St-Germain)
Logan Bailly (Belgien / Borussia M´gladbach)
Roman Weidenfeller (Deutschland / Borussia Dortmund)
Carlos Kameni (Kamerun / Espanyol Barcelona)
Andrej Pyatow (Ukraine / Schachtjor Donezk)
Jaroslav Drobny (Tschechien / Hertha BSC)
Allan McGregor (Schottland / Glasgow Rangers)
Stipe Pletikosa (Kroatien / Spartak Moskau)
Maarten Stekelenburg (Holland / Ajax Amsterdam)
Timo Hildebrand (Deutschland / 1899 Hoffenheim)
Leo Franco (Argentinien / Galatasaray Istanbul)
Heurelho Gomes (Brasilien / Tottenham Hotspur)
Marco Amelia (Italien / FC Genua)
Joe Hart (England / Birmingham City)
Steve Mandanda (Frankreich / Olympique Marseille)
Christian Abbiati (Italien / AC Mailand)
Volkan Demirel (Türkei / Fenerbahçe Istanbul)
Craig Gordon (Schottland / FC Sunderland)
Samir Handanovic (Slowenien / Udinese Calcio)
Tim Howard (USA / FC Everton)
Mickael Landreau (Frankreich / OSC Lille)
Morgan De Sanctis (Italien / SSC Neapel)
Sergio Romero (Argentinien / AZ Alkmaar)
Robert Green (England / West Ham United)
Cedric Carrasso (Frankreich / Girondins Bordeaux)
Helton (Brasilien / FC Porto)
Rui Patricio (Portugal / Sporting Lissabon)
Wladimir Gabulow (Russland / Dynamo Moskau)
Oy kullanmak isteyenler buradan devam edebilir.
Edit: Rüştü’nün olmamasını artık önemsemiyorum. Baksanıza Guillermo Ochoa bile yok.
Bild’in Kaleci Anketi
Ağustos 12, 2009, 3:22 pm | Anket, Futbol, haber, ozhano kategorisinde yayınlandı | 1 YorumBild, her ne kadar seçilen tüm kaleciler Avrupa’dan da olsa, “Dünyadaki En İyi 50 Kaleci”yi açıkladı ve bu elli kaleci arasında okurlarına sunduğu anket ile sıralama yapmayı planlıyor. Volkan Demirel, Leo Franco, Robert Enke, De Sanctis gibi ülkemizde kalecilik yapan/yapmış isimler de listede yer alıyor. İşin ilginç yanı Rüştü bu listede yok. Cenky’nin bir kaç gün önce adına yazı yazdığı ve performansını eleştirdiği Jens Lehmann ki, Cenky’nin görüşlerine ben de katılıyorum, varsa Rüştü’nün de bu listede olması gerektiğini düşünüyorum. Kriter, kariyerse Volkan Demirel varsa Rüştü de olmalı; kriter şu anki performans ise Lehmann varsa Rüştü hayli hayli olmalı. Ama koymayı düşünmemişler ya da akıllarına gelmemiş. Bu arada 50 kaleci nasıl seçilmiş diye sorarsanız, Oliver Kahn, Uli Stein,Tony Schumacher, Sepp Maier, Bodo İllgner’in görüşleri ve Bild’in spor bilgi bankasından elde edilen kaleci performans verileri ile 50 kalecilik bu liste oluşturulmuş ve kamuoyunun önüne “Dünya’nın en iyi kalecisi kim?” şeklinde bir anket ile konulmuş. Liste ise şu şekilde:
Iker Casillas (Spanien / Real Madrid)
Gianluigi Buffon (Italien / Juventus Turin)
Petr Cech (Tschechien / FC Chelsea)
Edwin van der Sar (Holland / Manchester United)
Victor Valdes (Spanien / FC Barcelona)
Rene Adler (Deutschland / Bayer Leverkusen)
Igor Akinfeew (Russland / ZSKA Moskau)
Sebastien Frey (Frankreich / AC Florenz)
Julio Cesar (Brasilien / Inter Mailand)
Robert Enke (Deutschland / Hannover 96)
Pepe Reina (Spanien / FC Liverpool)
Tim Wiese (Deutschland / Werder Bremen)
Manuel Neuer (Deutschland / Schalke 04)
Diego Lopez (Spanien / FC Villarreal)
Manuel Almunia (Spanien / FC Arsenal)
Frank Rost (Deutschland / Hamburger SV)
Diego Benaglio (Schweiz / VfL Wolfsburg)
Jens Lehmann (Deutschland / VfB Stuttgart)
Shay Given (Irland / Manchester City)
Hugo Lloris (Frankreich / Olympique Lyon)
Doni (Brasilien / AS Rom)
Artur Boruc (Polen / Celtic Glasgow)
Gregory Coupet (Frankreich / Paris St-Germain)
Logan Bailly (Belgien / Borussia M´gladbach)
Roman Weidenfeller (Deutschland / Borussia Dortmund)
Carlos Kameni (Kamerun / Espanyol Barcelona)
Andrej Pyatow (Ukraine / Schachtjor Donezk)
Jaroslav Drobny (Tschechien / Hertha BSC)
Allan McGregor (Schottland / Glasgow Rangers)
Stipe Pletikosa (Kroatien / Spartak Moskau)
Maarten Stekelenburg (Holland / Ajax Amsterdam)
Timo Hildebrand (Deutschland / 1899 Hoffenheim)
Leo Franco (Argentinien / Galatasaray Istanbul)
Heurelho Gomes (Brasilien / Tottenham Hotspur)
Marco Amelia (Italien / FC Genua)
Joe Hart (England / Birmingham City)
Steve Mandanda (Frankreich / Olympique Marseille)
Christian Abbiati (Italien / AC Mailand)
Volkan Demirel (Türkei / Fenerbahçe Istanbul)
Craig Gordon (Schottland / FC Sunderland)
Samir Handanovic (Slowenien / Udinese Calcio)
Tim Howard (USA / FC Everton)
Mickael Landreau (Frankreich / OSC Lille)
Morgan De Sanctis (Italien / SSC Neapel)
Sergio Romero (Argentinien / AZ Alkmaar)
Robert Green (England / West Ham United)
Cedric Carrasso (Frankreich / Girondins Bordeaux)
Helton (Brasilien / FC Porto)
Rui Patricio (Portugal / Sporting Lissabon)
Wladimir Gabulow (Russland / Dynamo Moskau)
Oy kullanmak isteyenler buradan devam edebilir.
Edit: Rüştü’nün olmamasını artık önemsemiyorum. Baksanıza Guillermo Ochoa bile yok.
>Cesaretin Varsa Söz Ver
Ağustos 3, 2009, 11:22 pm | haber, ozhano, sivasspor, UCL kategorisinde yayınlandı | 5 Yorum>Bugünkü ilginç haberlerden birine Sivasspor yöneticisi Fikret Ünsal’ın verdiği söz imzasını attı. Denilen odur ki eğer Sivasspor Anderlecht’i 6-0 yenerse hayatında ilk defa uçağa bineceğini söylemiş. Büyük bir laf gerçekten uçmaktan korkan bir insan için. Tabi bu laf bu şekilde kalmasın o zaman ben de bir söz vereyim Fikret Ünsal’ın sözünün arkasına. Ben de diyorum ki Sivasspor, Anderlecht’yi 6 fark ile yensin o andan itibaren EBEDİ BİLLAH SİGARA İÇMEYECEĞİM. İnşallah yener de hem Türk futbolu Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra bir destan daha yazar hem de ben sigara illetinden kurtulurum. Diğer yandan var mı başka söz verecek olan. Hadi görelim cesaretinizi. Ama dikkat edin. Olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz 😀
>Bu da Oldu!
Ağustos 2, 2009, 12:23 pm | Futbol, gazete, haber, komik, ozhano kategorisinde yayınlandı | 3 Yorum>Bu sefer de Sabah gazetesi arşive ekleyeceğimiz bir hatanın altına imza attı. Haberin başlığında Sercan yazılıp hemen altında Servet olarak değişmesi gerçekten çok komik olmuş. Bir de Servet yani yazılan da. “Servet” ve “yetenekli forvet”; birbirinden ne kadar uzak iki kelime. Yetenekli forvetten sonra Servet yazınca, yazıyı okurken kulağı acayip tırmalıyor. Gerçi ben de yan tarafta Elano Blumer yazacağım yerde ne alakaysa Elano Brumel yazmışım ama bunun yanında benimki çok masum bir hata olarak kalıyor. Artık ciddi ciddi bu haberleri sayfalara taşıyanların futbolla alakalı insanlar olmadığını düşünmeye başladım.
>Konsolos Alex
Temmuz 26, 2009, 12:30 am | Futbol, haber, ilginç, ozhano kategorisinde yayınlandı | 10 Yorum> Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Üyesi Senih Gölpınar: ” Brezilya Hükümeti’nin yerinde olsam Alex’i Türkiye’ye büyükelçi olarak atardım.”
Sayın Gölpınar’ın bu sözlerinden hareketle ben de birkaç tane büyükelçi temennilerimi sunayım:
Gheorge Hagi: Romanya Büyükelçisi
Pascal Nouma: Fransa Büyükelçisi
Dean Saunders: Galler Büyükelçisi
Pierre Van Hooijdonk: Hollanda Büyükelçisi
Tony Schumacher: Almanya Büyükelçisi
Jean Marie Pfaff: Belçika Büyükelçisi
Daniel Amokachi/Jay Jay Okocha: Nijerya Büyükelçisi
Şota Arveladze: Gürcistan Büyükelçisi
Elvir Balic/Elvir Bolic: Bosna-Hersek Büyükelçisi
Pini Balili: İsrail Büyükelçisi
Ali Faryd Mondragon: Kolombiya Büyükelçisi
Jes Hogh/Brian Nielsen: Danimarka Büyükelçisi (Teşekkürler Massimo)
John Leshiba Mosheu/Fani Madida: G. Afrika Büyükelçisi (Teşekkürler Kerem)
Zoran Simovic: Karadağ Büyükelçisi
Rigobert Song: Kamerun Büyükelçisi
Stjepan Tomas/Davor Vugrinec/Milan Rapaic: Hırvatistan Büyükelçisi (Teşekkürler Yücel)
Gintaras Stauce: Litvanya Büyükelçisi
Fernando Coulibaly: Mali Büyükelçisi
Samuel Johnson: Gana Büyükelçisi
Roman Dobrowski (Kaan Dobra): Polonya Büyükelçisi
Roman Kratochvil: Slovakya Büyükelçisi
Majid Mususi: Uganda Büyükelçisi
Cevad Prekazi: Yugoslavya Büyükelçisi
Norman Mapeza: Zimbabwe Büyükelçisi
Türkiye’de hem uzun süre futbol oynayan hem de kendi taraftarınca çok sevilen yukarıda sayılan ülkelerin dışında bir ülkeye mensup olan başka hangi futbolcular vardı?
>Yapacağınız İş Olmaz Olsun!
Temmuz 14, 2009, 10:16 am | Acayip İşler, gazete, haber, ozhano kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum>Ukraynalı Lugano Derken Nerelere Geldik!
Temmuz 8, 2009, 11:10 pm | Acayip İşler, Beşiktaş, Fenerbahçe, Futbol, Galatasaray, haber, ozhano, Transfer kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın> Milliyet Lugano’yu Ukraynalı yaptı. Acaba Ukrayna pasaportu da mı var ne? Ya da haberi yazanın aklı Shevchenko’da mı kaldı?
Diğer yandan haberin etiketleri de fotoda görülmekte. Gerçekten de hem komik hem gerçekçi etiketler eklenmiş. Fenerbahçe’nin transfer teklifinde bulunduğu oyuncuların kontratlarında yazan bol sıfırlı rakamlara anlam veren Euro yazısı en büyük punto ile yazılmış. Açıkçası Fenerbahçe’nin transfer teklifinde bulunduğu oyuncunun kulübü, fiyatı doğrudan 1-2 milyon euro arttırıyor. Bir o kadar da oyuncunun kendisi. Diğer takımlarda da özellikle yabancı transferlerinde böyle durumlar oluyor ama Fenerbahçe’de bir başka oluyor bu artışın miktarı. Ama hiçbir diyecekleri laf olmamalı. Zamanında kendileri üstlerine yapıştırdılar bu etiketi şimdi de sökemiyorlar ya da daha doğrusu sökme gibi bir dertleri yok. Çünkü en çok övündükleri şey ” Biz kimi istersek parası neyse verir söke söke alırız.” Bu gerçekten doğru. Ama bardağın boş tarafına bakınca da “Alacakları oyuncunun kulübü oyuncuyu 3e satacaksa fiyatı doğrudan 4-5’e çıkarıyor. “Haklısın ağam, haklısın paşam, sen istediğini alırsın” deyip “kazı bulduk yolalım.”anlayışına bürünüyorlar ve kıs kıs gülüyorlar arkalarından.
Öbür taraftan Beşiktaş da bu sezon Fenerbahçe’nin yolundan hızla ilerliyor. Tabata için ortalıkta dolaşan rakamlar, tamam Tabata iyi bir oyuncu da, doğruysa Demirören de iyice çıldırdı demektir.
Galatasaray ise bonservisi olmayan ya da performans olarak düşüşte olan oyuncuları alıp parlatma amacında görünüyor iki sezondur. Aldıkları oyuncuların bireysel başarılarını gözönünde bulundurursak bu açıdan amaçlarına ulaştılar. Gerçekten şu anda hem Baros hem de Kewell tekrar Avrupa’ya “Biz daha ölmedik.” mesajını verdiler, Meira ise 2 milyon Euro karla Zenit’e gönderildi. Bir de şu Lincoln illetinden kurtulabilseler iyice rahatlayacaklar. Ama kimse Lincoln’e saldırmasın. Onu tepemize hem yöneticiler hem de biz çıkardık. Onun yüzünden ona gösterilen sevgiyi gerçekten hakedenler geri planda kaldı. Kaç maçta Emre Aşık’a Lincoln’e gösterilenin yarısı sevgi gösterildi? GS taraftarını senelerce mutlu eden, coşturan, tekmeye kafa sokmaktan çekinmeyen Hasan Şaş’ı iki maçta silen bu taraftar değil mi? Çok yanlış yaptı Galatasaray taraftarı geçen sezon. Ama Şaş ne kadar büyük bir GS’liymiş ki GS’den ayrılınca takım aramadı, servetine servet katmayı düşünmedi ve “Eğer GS yoksa futbolu bırakıyorum.” dedi. Şaş’ın geçen sezon geçirdiği sakatlıktan kimse söz etmedi. O dönemde aldığı kilolar kendisinin sonu oldu. Bu haldeyken bu adamı sahaya, taraftarın önüne atan Bülent Korkmaz, Şaş’a göre daha suçludur kanımca. Ama ne olursa olsun ne Şaş ne de Korkmaz kendilerine yapılanların haketmedi.
Son olarak Galatasaray 1-0 Casablanca, Leverkusen 2-0 Al Ahly. Biz, bir iki maç seyredip futbolcuları göğe çıkarıp sonra yerin dibine sokmayı çok severiz. Ama Emre Çolak’a bayıldım bu akşam. Özellikle kendine olan güveni, topu ayağına alıncaki çevre kontrolü hareketleri ve pas alışverişlerindeki yeteneği 17 yaşındaki Emre Belözoğlu’nu gözümün önüne getirdi. Çok dikkat etmek gerekiyor bu gence. Eğer taraftar gereğinden fazla alaka gösterirse, bir de Emre buna bakıp “Ben oldum” derse çok sıkıntı olur çok. Aman nazar değmesin.
Neyse, bir haberden nerelere geldik ya!
>Bu Gazeteler Laftan Anlamıyorlar: Tuncay Transferi
Temmuz 2, 2009, 12:43 am | EPL, Fenerbahçe, Futbol, haber, ozhano, Transfer kategorisinde yayınlandı | 1 YorumSüren’i Kim İşletti?
Mayıs 16, 2009, 12:38 am | Futbol, Galatasaray, haber, ozhano, teknik direktör kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum“Galatasaray’ın 13 Mayıs Çarşamba günkü Divan Kurulu toplantısında en ilginç açıklamalardan birini eski başkanlardan Faruk Süren yaptı. Süren, “Scolari’nin menajerinden bana bir e-mail geldi. Galatasaray’da seve seve çalışabileceklerini bildiriyordu. Bu e-mail’i hemen Başkan Adnan Polat’a yönlendirdim” dedi.
>Süren’i Kim İşletti?
Mayıs 16, 2009, 12:38 am | Futbol, Galatasaray, haber, ozhano, teknik direktör kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın> “Galatasaray’ın 13 Mayıs Çarşamba günkü Divan Kurulu toplantısında en ilginç açıklamalardan birini eski başkanlardan Faruk Süren yaptı. Süren, “Scolari’nin menajerinden bana bir e-mail geldi. Galatasaray’da seve seve çalışabileceklerini bildiriyordu. Bu e-mail’i hemen Başkan Adnan Polat’a yönlendirdim” dedi.
WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.
Entries ve yorumlar feeds.