Golü At, Küfür Serbest

Eylül 16, 2010, 11:07 pm | Beşiktaş, Futbol, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 4 Yorum

Ezeli rakibe rahat rahat küfür edebilmek için mi o kadar heyecanla golün gelmesini beklediniz? Oraya takımınızı desteklemek için mi yoksa maçla alakasız rakibe küfür etmek için mi geldiniz? Ya da takım öne geçince ezeli rakibe ana avrat sallayın diye direktif mi aldınız? Sanki kurulmuş gibi, önceden hazırlanmışcasına gol geldi, küfür başladı İnönü Stadı’nda. Herşeyi geçtim bu kadar güzel bir oyun, saha içindeki bu kadar baskı ve bu kadar şiddetli bir taraftar desteğinin sonu ancak bu kadar iğrenç bir şekilde bitirilebilirdi. Hafta sonunda karşılaşacağınız rakibinize ana avrat küfür ettiniz de başınız göğe mi erdi? İçimden o zamana kadar tüm saflığımla desteklediğim, sanki Galatasaray’ın bir Avrupa maçıymışcasına heyecanlandığım takım için keşke yenmez olaydı dedim. Bu sadece bu akşam ya da sadece tek bir takım için geçerli değil, hepimiz aynıyız onlar kötü de diğerleri iyi falan değil. Böyle oldukça biz bir arpa boyu yol ilerleyemeyiz. İçimize, benliğimize, ruhumuza işlemiş küfür etmek. Yazık çok yazık.

Ah FUTBOLLİCA Ah!!!

Ağustos 19, 2010, 10:48 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, Sıkıntı, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

Galatasaray 2-2 Karpaty Lviv

Maçtan önce hiç umudum yoktu ne yalan söyleyeyim. Maçı izlemek bile istemedim, izlemedim de zaten. Maça 1-2 saat kala bloglarda ne var ne yok diye bakınayım dedim. Desportivo vasıtasıyla tanımış olduğum Futbollica’nın başlığına gözüm ilişti. “Kviv Öncesi Son Durum” yazıyordu. Yazar arkadaşım Durkay Galatasaray Tv çatısı altında çalışmasına mütevellit takımın ne durumda olduğunu en iyi bilenlerden biri olacağı aşikardı ve okumaya başladım yazısını. Gerçekten güzel şeyler yazıyordu maç öncesi. İçimde nedense “acaba ben mi çok kötümserim” diye geçirdim. Çünkü sonuçta neredeyse takımla birlikte yatıp kalkan bir insanın merak etmeyin ilk maçta bu iş biter, ASY’de taraftar rahat bir maç izleyecek, hatta son 30 dakika taraftar ile yönetimin barışmasına ayrılır diye cesaretli iddialarda bulunması gözardı edilemezdi. Ne var ki, yorum kısmına da yazdığım gibi maçın hiç de kolay olmayacağını, taraftarın yine maç süresince kahır çekeceğine benzer birşeyler yazdım ama içimde inşallah yanılırım da cobansalata’da ben takım için gerçekten çok kötümsermişim öyle değilmiş tarzı bir yazı yazmaya kendimi hazırlamıştım. Peki ne oldu? Aynı taaasss aynı hamam. Ne diyeyim, Ah Futbollica Ah, ben ne güzel hazırlamıştım kendimi kötü skora, yaktın beni. Gerçi O’nu da Galatasaray yaktı ya neyse…

durkay utd’nin maç öncesi yazısı

Bu arada son bir laf da Servet için: Bu adama görev verildikçe iddia ediyorum her maç takımı ufak ufak ya da aleni bir şekilde baltalamaya devam edecek.

OFK Belgrad

Temmuz 16, 2010, 3:58 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum

Ülke: Sırbistan
Stad: Omladinski Stadion (19000)
Takım Değeri: 11 milyon Sterlin
Teknik Direktör: Dejan Djurdjevic (43)
Takımdaki Oyuncu Sayısı: 27
Takımdaki Yabancı Sayısı: 4 (Karadağ, Brezilya, Makedonya)
Takımdaki Önemli Oyuncular: Nemanja Milic, Nicola Simic, Bojan Saranov
Transferleri: Ivan Kecojevic (Cukaricki), Nikola Matek (Srem), Filip Pjevic (Mladost), Zoran Milovac (Indjija)
Gidenler: Branko Lazarevic (Caen), Petar Jelic (Volga), Abou (Vojvodino), Stefan Scepovic (Club Brugge), Amer Osmanagic (Lubin), Mrkela (Roter Stern)
Son Maçları:
OFK Belgrad Hajduk Kula 2:1
Cukaricki Stankom OFK Belgrad 0:0
OFK Belgrad Partizan Belgrad 0:3
FK BSK Borca OFK Belgrad 1:0
OFK Belgrad Torpedo Zhodino 2:2
Ligde Son Sezonu: Geçen sezon Sırp Ligi’ni Partizan ve Stern’in ardında 50 puanla 3. bitirdi. Ligdeki en golcü oyuncuları Nicola Simic (6) ve Nemanja Milic (6) oldu.

Torpedo Zhodino

Temmuz 16, 2010, 3:57 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

Ülke: Belarus
Stad: Torpedo (3000)
Takım Değeri: 4,5 milyon Sterlin
Teknik Direktör: Aleksandr Brazevich (37)
Takımdaki Oyuncu Sayısı: 27
Takımdaki Yabancı Sayısı: 5 (Ukrayna, Rusya, Nijerya)
Takımdaki Önemli Oyuncular: Beganski, Krivobok
Transferleri: Oleksandr Papush (Dinamo Brest)
Son Maçları:
Torpedo Zhodino FK Minsk 0:4
Neman Grodno Torpedo Zhodino 0:0
Torpedo Zhodino Fylkir Reykjavik 3:0
Fylkir Reykjavik Torpedo Zhodino 1:3
OFK Belgrad Torpedo Zhodino 2:2
Ligde Son Sezonu: 18 haftası geride kalan Belarus Ligi’nde 10 puanla son sırada yer almakta. Ligdeki en golcü oyuncusu Beganski (7 gol).

Welcome Back to Big Momma’s House

Şubat 26, 2010, 5:21 pm | Fenerbahçe, Futbol, Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın
Herkes annesinin evine döndü sonunda.
Başı önde, pişman, elindekini göz göre göre kaybetmiş…
Ama işte maalesef treni bir kez kaçırdın mı bir daha aynı trene binemiyorsun…
Tren sen olsan da olmasan da, hatta sen olmayınca daha hafif ve daha hızlı, uzaklaşıyor…
Başka seferlere bakmak gerek artık, hiç birinin Hamburg’a gitmeyeceğini bile bile hem de…
O muhteşem annenin o muhteşem ligine tekrar hoşgeldiniz…
Haydi devam birbirinizi yemeye!

Saldır Galaatasaray

Şubat 26, 2010, 1:10 am | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın
Galatasaray 1-2 Atl. Madrid
Kendi stadında bile orta saha hakimiyetini eline alamıyosan ve rakibe bırakıyorsan yenmek hayal, beraberlik bir ihtimal. O da şansınla ya da kalecinin muhteşem performansıyla.

Kendi stadında bile rakibine kendi oyununu kabul ettiremiyorsan, oyunun hızını sen belirleyemiyorsan, neredeyse 8-1-1 oynuyorsan deplasmandan avantajlı bir skorla dönsen bile elenmeye şaşırmamalısın.

Takımda gerçek anlamda bir santraforun yoksa olmaz. Kendi liginde idare edersin ama Avrupa maçlarında adamın gözünün yaşına bakmazlar. Bu lafım Arda’nın kötü olduğu anlamına gelmesin. Adam mecburiyetten orada oynayınca maçlarda potansiyelinin çok çok altında kalıyor. Sola geçti mi kendine geliyor. Bakınız: gol.

Arda’nın boyu kaç? Defans oyuncularımız onu uzun paslarla beslemeye çalıştılar. Onu marke eden adamdan nasıl kurtulsun? Yine de kanatlara kaçarak orta sahaya yaklaşıp top alarak birşeyler yapmaya çalıştı. Bu oyun planı ile daha fazlası da beklenemezdi.

Rakibin yedek kalecisinin ne kadar etkisiz olduğunu hem ilk maçta yediği golde hem de ikinci maçta Elano’nun zayıf şutunda topu sektirmesiyle görmüşken, elinde uzak mesafeden sert ve isabetli şut atan tek oyuncu olarak Elano varken o niye çıkar? (Sakatlanmış haberlere göre, yeter artık.)

Maçta Elano’nun yerine oyuna girmesi düşünülen ilk oyuncu Ayhan mıdır? Bence hayır. Sözde amaçlanan Ayhan’ın defans ile orta saha arasındaki bağlantıyı kurması ve orta sahada kazanılan topları sağa sola servis etmesi. Ama Ayhan artık eski Ayhan değil. Ayakta kalmakta sıkıntı çekiyor. Çok kolay top kaybediyor ve oynadığı mevki top kaybının sıkıntılar yaşatacağı en önemli bölgelerden biri.

Caner’in aklı penaltı pozisyonunda kaldı ve 3 dakikada 2 sarı ile oyundışı kaldı. Bu gecenin amatörlük timsaliydi.

Servet onca oyuncu varken sahanın çıkana kadar en verimsiz oyuncusu olan Agüero’nun ağzına kramponu sokması sonrasında inşallah çıkmaz dedim ama olmadı. O kramponu Forlan’ın da ağzına sokmasını bekledim ama o da olmadı.

Neill- Servet ikilisi birbirleriyle yine hiç anlaşamadılar çünkü Servet Neill’i dinlemiyor, Neill eliyle çık işareti yapıyor, o kafasını başka yana çeviriyor, bildiğini okuyor. Herşeyi çok iyi biliyor ya.

Taraftar sanırım sahada maçı 0-0’a bağlamayı amaçlayan bir oyun görünce hayal kırıklığına uğradı ve sadece Galatasaray’ın golü gelince biraz hareketlendi. Onun dışında taraftarda da sahadakileri ateşleyecek bir hareketlilik yoktu. Bari ” saldır Galaaatasaray” deslerdi. Belki sahadaki oyuncular birşeyler anlarlardı.

Tüm bunları demişken son dakikalardaki tartışmalı demeyeceğim, kabak gibi tartışmasız pozisyonda penaltı kararı verilseydi, gol olsaydı, maç 2-1 bitseydi sadece tek bir cümle yazacaktım:” Biz bu kadar sıkıcı, mahkum ve yüreğimiz ağzımızda iki maç sonucunda Atl. Madrid’i eledik ya kesinlikle bu kupada yarı final ya da final görürüz.”

Şimdi Rijkaard’a da birşey diyemiyor insan. Elindekilerle atak futbolu oynasa tam bir intihar olurdu, ama bu kadar da mahkum olunmaz ki. Sanki çok muhteşem savunma yapabilen bir ekibizmiş gibi. Resmen 7-8 oyuncuyla alan savunması yaptık ve maç boyu hiç çıkmadılar.

Sonuç olarak iki maçı da kesinlikle haketmedik, İspanya’daki maçı şansımızla berabere bitirdik, bu sefer de o şansımız yüzümüze gülecekti ki hakem faktörü ortaya çıktı. Döndük yine kendi ligimize. Buyrun yiyelim birbirimizi. Gücümüz anca birbirimize yetiyor zaten.

Hertha Çökerken Seyreden Adam

Şubat 23, 2010, 8:37 pm | Bundesliga, Futbol, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

Hertha Berlin’in Benfica ile Avrupa Ligi’nde deplasmanda oynadığı maç henüz sona ermedi ama bundan sonra maçın skorunun ne olacağının bana göre pek de önemi kalmadı zaten. 60. dakikada 4-0 önde Benfica. Bir efsane akım, bir başkent takımı, hem de öyle hikayeden bir takım değil, son 10 sezonda 2 kez Almanya Kupası kazanmış, Şampiyonlar Ligi oynamış, bir çok kez ilk 4’te Bundesliga’da kendisine yer bulmuş olan Hertha Berlin bu sezonki engellenemez dibe seyahatine devam ediyor. Hertha Berlin çökerken bunun sorumlusunu pek uzaklarda aramaya bence gerek yok. Takımın başına Ekim ayında geçen Funkel değil müsebbib, o adamın adı Michael Preetz. Evet o bildiğimiz eski Alman Milli forvet, Berlin efsanesi adam. Tam 7 sene terlettiği o formayı en tepeye taşısın diye takımın Genel Menjerleğine getirilen Preetz. Haziran ayında Futbol Takımının sorumluluğuna geldiğinden beri yapılan transferler, hoca tercihleri Hertha’yı adeta bitirdi. Transfer sezonunda en önemli oyuncuları Pantelic’i, Babic’i, Chahed’i, Simunic’i kaybeden, takıma çok şeyler katan Voronin’i takımda tutamayan, Cufre’yi harcayan Preetz, bu adamların açıklarını eften püften adamlarla kapamaya çalışınca sonuç felaket oldu. Janker dışında elle tutulur tek transferi yok Berlin’in. Bu gece Benfica’dan fark yerken, Bundesliga’da son sıraya demirlemişken Preetz o koltukta daha ne kadar oturacak çok merak ediyorum. Bu takımın geçen sezonu 4. bitirirken sahip kadro kalitesi ve oynadığı topu hatırlıyorum da Preetz’in hala istifa etmemiş olması beni hayrete düşürüyor. Her şeye rağmen Berlin ligden düşerse bizim büyüklere gelebilecek hala bir kaç oyuncusu mevcut. Fink Beşiktaş’ta oynayabiliyorsa Friedrich, Janker, Dardai, Wichniarek, Turkcell Süper Lig’de çok iş yaparlar.

Galatasaray’ın Kareası

Şubat 19, 2010, 3:44 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

Leo Franco her ne kadar yediği golde yaptırdığı barajla kapattığı köşeden golü yese de beklentilerimin çok çok üzerinde bir maç çıkardığı için kareasta olmayı bu maçta fazlasıyla hakediyor. İnşallah bu performansı eski takımına özel olmamıştır.

Uğur ofansif açıdan sakatlık öncesi seviyelere ulaşamasa da Atletico maçı gibi öncelikli amacın iyi savunma olduğu maçlarda kendisine verilen görevi çok iyi yerine getirecektir. Atletico maçında rakibin sol kanat oyuncularına yapıştı rahat pas yapmalarına engel oldu. Tatlı sert futbolu ile maçın kare asında yer aldı.

Neill. Valla Kewell’dan sonra Neill’i de görünce acaba bundan sonra transferleri Avustralya’dan mı yapsak demeden edemiyorum. Evet zaman zaman yavaş görünüyor ki bir pozisyonda Aguero’dan ters çalım yedi ve dönemedi, Aguero’nun şutu neyseki kalecide kaldı ama geneli itibari ile kendine güvenen, defanstan öncelikli olarak topla çıkmayı hedefleyen, defansı toparlayabilecek tecrübe ve kaliteye sahip bir futbolcu ihtiyacını tam anlamıyla karşıladı Galatasaray diyebiliriz.

Keita. Beyaz ile siyah gibiydi. İlk yarı hayaletti, ikinci yarı o hayalet, şekline bürünecek bir beden buldu, Keita oldu. Belki de devre arasında bir önceki postta Cenky’nin dediği gibi bir yağ operasyonu yapılmıştır kendisine. Neyse ne oldu devre arasında beni ilgilendirmez. Önemli olan iyi bir Keita’nın maçı tek başına alabileceği bir kez daha kanıtlandı. Rijkaard’a duyurulur…

>YORUMSUZ

Eylül 30, 2009, 2:21 pm | Fenerbahçe, Futbol, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

“Sheriff gerçekten çok zor bir ekip. Deplasmanda 1 puan alırsak güzel olur, 3 puan alırsak çok güzel olur.” Christoph Daum.

Sheriff- Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi maçı öncesi yapılan basın toplantısından…

YORUMSUZ

Eylül 30, 2009, 2:21 pm | Fenerbahçe, Futbol, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 4 Yorum
“Sheriff gerçekten çok zor bir ekip. Deplasmanda 1 puan alırsak güzel olur, 3 puan alırsak çok güzel olur.” Christoph Daum.

Sheriff- Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi maçı öncesi yapılan basın toplantısından…

>Galatasaray-Sturm Graz Maçı Yine TNT’de

Eylül 26, 2009, 12:27 am | canlı yayın, ozhano, tv, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Tarih: 1 Ekim Perşembe
Saat: 22.00
Stad: Ali Sami Yen Stadyumu
Kanal: TNT

TNT’yi ya normal antenle karasal yayından ya da uydu anteni (Türksat 2A-42 Doğu 11.804 MHz Dikey 24444 Msym/s, 5/6) kablolu yayın S31, D-Smart 21. Kanal’dan izleyebilirsiniz.

1 Ekim tarihli TNT Yayın Akışı Linki Burada.
UEFA Avrupa Ligi’nde iç sahadaki maçlar D-Smart’tan deplasman maçları ise Doğan’ın şifresiz kanallarının birinden yayınlanacak diye biliyordum ama iç saha maçımız yine TNT’de. Güzel bir sürpriz oldu. Tabi Aydın Doğan’ın ne yapacağı belli de olmaz. Son anda bir karar değişikliği ile o da bize bir sürpriz yapabilir. Ama şu an için açıklanan bu…

Galatasaray-Sturm Graz Maçı Yine TNT’de

Eylül 26, 2009, 12:27 am | canlı yayın, ozhano, tv, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

Tarih: 1 Ekim Perşembe
Saat: 22.00
Stad: Ali Sami Yen Stadyumu
Kanal: TNT

TNT’yi ya normal antenle karasal yayından ya da uydu anteni (Türksat 2A-42 Doğu 11.804 MHz Dikey 24444 Msym/s, 5/6) kablolu yayın S31, D-Smart 21. Kanal’dan izleyebilirsiniz.

1 Ekim tarihli TNT Yayın Akışı Linki Burada.
UEFA Avrupa Ligi’nde iç sahadaki maçlar D-Smart’tan deplasman maçları ise Doğan’ın şifresiz kanallarının birinden yayınlanacak diye biliyordum ama iç saha maçımız yine TNT’de. Güzel bir sürpriz oldu. Tabi Aydın Doğan’ın ne yapacağı belli de olmaz. Son anda bir karar değişikliği ile o da bize bir sürpriz yapabilir. Ama şu an için açıklanan bu…

Uğur Meleke’den SWOT Analizi

Eylül 24, 2009, 9:10 am | Futbol, Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

Uğur Meleke’yi gerçekten hem çok takdir hem de çok seviyorum. Olaylara gerçekçi bakışı ve objektif tutumu beni çok mutlu ediyor. Bir Spor sayfasında, herhangi bir takımla ilgili bir analiz yaparken bilimsel bir yöntemden yola çıkması ve onun etrafında şekillenen bir fikri yazıya dökmesi beni çok heyecanlandırdı. SWOT analizi özellikle kalite yaklaşımda kullanılan ve ilerlemek isteyen kurumların başvurduğu bir yöntem. Meleke de bu yazısında Galatasaray’ın SWOT Analizini yapmış ve Güçlü yönler – Zayıf yönler – Fırsatlar – Tehditler (Strengths – Weaknesses – Opportunities – Threats) diye açabileceğimiz yönlerini irdelemiş Sarı-Kırmızılıların. Ben okurken zevk aldım.

Buyrun yazıya şuradan geçebilirsiniz…

>Uğur Meleke’den SWOT Analizi

Eylül 24, 2009, 9:10 am | Futbol, Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Uğur Meleke’yi gerçekten hem çok takdir hem de çok seviyorum. Olaylara gerçekçi bakışı ve objektif tutumu beni çok mutlu ediyor. Bir Spor sayfasında, herhangi bir takımla ilgili bir analiz yaparken bilimsel bir yöntemden yola çıkması ve onun etrafında şekillenen bir fikri yazıya dökmesi beni çok heyecanlandırdı. SWOT analizi özellikle kalite yaklaşımda kullanılan ve ilerlemek isteyen kurumların başvurduğu bir yöntem. Meleke de bu yazısında Galatasaray’ın SWOT Analizini yapmış ve Güçlü yönler – Zayıf yönler – Fırsatlar – Tehditler (Strengths – Weaknesses – Opportunities – Threats) diye açabileceğimiz yönlerini irdelemiş Sarı-Kırmızılıların. Ben okurken zevk aldım.

Buyrun yazıya şuradan geçebilirsiniz…

McLaren’in Şükür’ü

Eylül 19, 2009, 3:20 am | Fenerbahçe, Futbol, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

Vakitsizlikten yazamadım. N’Kufo’nun sahadaki duruşu, arkadaşlarının ona bakışı, takımdaki ağırlığı, hal ve hareketleri bana Hakan Şükür’ü hatırlattı. Takımın en önemli, maçın skorunu her an değiştirebilecek nitelikteki, 90 dakika sahada yürüse bir anda maçı alabilecek özellikteki oyuncusu. Tek başına aldı da maçı Blaise N’Kufo, bana fazlasıyla Şükür’ü çağrıştırdı, Fener adına üzse de futbol sever olarak zevk aldım onu izlemekten. Neden mi yazdım bunu? Özledim be Hakan Şükür’ü!

>McLaren’in Şükür’ü

Eylül 19, 2009, 3:20 am | Fenerbahçe, Futbol, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Vakitsizlikten yazamadım. N’Kufo’nun sahadaki duruşu, arkadaşlarının ona bakışı, takımdaki ağırlığı, hal ve hareketleri bana Hakan Şükür’ü hatırlattı. Takımın en önemli, maçın skorunu her an değiştirebilecek nitelikteki, 90 dakika sahada yürüse bir anda maçı alabilecek özellikteki oyuncusu. Tek başına aldı da maçı Blaise N’Kufo, bana fazlasıyla Şükür’ü çağrıştırdı, Fener adına üzse de futbol sever olarak zevk aldım onu izlemekten. Neden mi yazdım bunu? Özledim be Hakan Şükür’ü!

Uğur Uçar ve Göze Çarpanlar

Eylül 18, 2009, 8:07 am | Futbol, Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 5 Yorum

Emre Güngör’ün sakatlanması sonrasında ya Hakan Balta ya da Topal geçecekti stopere. Rijkaard Balta’yı tercih etti. Bu durumda sol bek boşalınca oraya gemesi en muhtemel 2 isim Alpaslan ve Caner’di. İkisinin üzerindeki etiket de sol bek’di. Ama Hollandalı’nın tercihi Uğur Uçar olunca hem şaşırdık hem sevindik. Şaşırdık çünkü Uğur doğal bir sağ bek, sevindik çünkü 1,5 sene topa vuramamış bu çocuk öyle iyi çalışmış, hocası ne derse öyle iyi becermiş ki, kendi pozisyonu dışında bile ilk tercih olmayı başarabilmiş. Gerçi Rijkaard onu 1 kez solda denemişti ama böylesi önemli bir maçta bu hamleyi kaç kişi ondan bekliyordu ben cevabını bilmiyorum. Sol taraf için eksikleri var, sol ayağını neredeyse hiç kullanamıyor, çok fazla içe kayıyor ama bunların hepsini telafi edecektir Uğur, çünkü ona güvenen bir hocası var. O kadar güveniyor ve takdir ediyor ki Rijkaard onu maç sonrası basın toplantısına Neeskens ile gönderiyor. Uğur Uçar’ın önü çok ama çok açık.

Maçta göze çarpanlardan bazılarını da şöyle sıralayalım:

* Arda fiziksel olarak çok yıpranmış durumda, dinlendirilmesi doğru tercih.
* Elano 3 golün kahramanı da olsa fiziksel olarak ancak %50’lerde gibi göründü.
* Baros’a yeni doğan çocuğu ve Milli Takım dopingi çok ama çok yaramış. Hıncal Uluç’a bir selam daha gönderdi Çek golcü.
* Leo Franco ilk kez bir maçta bu kadar güven verdi.
* Emre Aşık bu kadar iyi oynadığı bir maçta gereksiz sarı kartlarına bir yenisini ekleyerek takdirimizi (!) kazandı.
* Barış Özbek dışında bütün maç tek bir Galatasaraylı hakeme itiraz etmedi.
* 6 hakem uygulaması bence çok yerinde ve etkili oldu. 1 tane yanlış korner – aut ya da faul kararı çıkmadı çizgi civarında.
* Yedek kulübesindeki herkesin maçı inanılmaz bir heyecan ve coşkuyla seyretmesi takım kimyasının oluştuğunun en büyük göstergesi kuşkusuz.
* Grubun en kuvvetli 2. takımına bunları yapıyorsak, gruptan çok rahat çıkarız.

>Uğur Uçar ve Göze Çarpanlar

Eylül 18, 2009, 8:07 am | Futbol, Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>Emre Güngör’ün sakatlanması sonrasında ya Hakan Balta ya da Topal geçecekti stopere. Rijkaard Balta’yı tercih etti. Bu durumda sol bek boşalınca oraya gemesi en muhtemel 2 isim Alpaslan ve Caner’di. İkisinin üzerindeki etiket de sol bek’di. Ama Hollandalı’nın tercihi Uğur Uçar olunca hem şaşırdık hem sevindik. Şaşırdık çünkü Uğur doğal bir sağ bek, sevindik çünkü 1,5 sene topa vuramamış bu çocuk öyle iyi çalışmış, hocası ne derse öyle iyi becermiş ki, kendi pozisyonu dışında bile ilk tercih olmayı başarabilmiş. Gerçi Rijkaard onu 1 kez solda denemişti ama böylesi önemli bir maçta bu hamleyi kaç kişi ondan bekliyordu ben cevabını bilmiyorum. Sol taraf için eksikleri var, sol ayağını neredeyse hiç kullanamıyor, çok fazla içe kayıyor ama bunların hepsini telafi edecektir Uğur, çünkü ona güvenen bir hocası var. O kadar güveniyor ve takdir ediyor ki Rijkaard onu maç sonrası basın toplantısına Neeskens ile gönderiyor. Uğur Uçar’ın önü çok ama çok açık.

Maçta göze çarpanlardan bazılarını da şöyle sıralayalım:

* Arda fiziksel olarak çok yıpranmış durumda, dinlendirilmesi doğru tercih.
* Elano 3 golün kahramanı da olsa fiziksel olarak ancak %50’lerde gibi göründü.
* Baros’a yeni doğan çocuğu ve Milli Takım dopingi çok ama çok yaramış. Hıncal Uluç’a bir selam daha gönderdi Çek golcü.
* Leo Franco ilk kez bir maçta bu kadar güven verdi.
* Emre Aşık bu kadar iyi oynadığı bir maçta gereksiz sarı kartlarına bir yenisini ekleyerek takdirimizi (!) kazandı.
* Barış Özbek dışında bütün maç tek bir Galatasaraylı hakeme itiraz etmedi.
* 6 hakem uygulaması bence çok yerinde ve etkili oldu. 1 tane yanlış korner – aut ya da faul kararı çıkmadı çizgi civarında.
* Yedek kulübesindeki herkesin maçı inanılmaz bir heyecan ve coşkuyla seyretmesi takım kimyasının oluştuğunun en büyük göstergesi kuşkusuz.
* Grubun en kuvvetli 2. takımına bunları yapıyorsak, gruptan çok rahat çıkarız.

Pana-Galatasaray Maçı TNT’de

Eylül 17, 2009, 1:00 pm | canlı yayın, Futbol, ozhano, tv, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 2 Yorum
TÜM TÜRKİYE’DE AÇIK KANALDAN ŞİFRESİZ OLARAK CANLI YAYINLA TNT’DE

Tarih: 17 Eylül Perşembe
Saat: 20.00

UEFA Avrupa Liginde perde açılıyor, Galatasaray ilk maçında Panathinaikos deplasmanına çıkıyor. Arda’lı, Keita’lı, Elano’lı, Baros’lu Galatasaray Avrupa’da zafere koşuyor.Panathinaikos – Galatasaray maçı canlı yayınla şifresiz olarak TNT ekranlarında.

TNT’yi; normal anten, uydu anteni (Türksat 2A-42 Doğu 11.804 MHz,dikey,24.444 Msym/s,5/6), kablolu yayın S31 ve D-Smart 21. kanal’dan izleyebilirsiniz.

O kadar CNNTURK yaygarası yapıldı UEFA Avrupa Maçlarını yayınlayacağıyla ilgili olarak. Hatta olaya Mehmet Ali Birand bile el atmış, her iki takımın da üçer maçı şifresiz olarak CNNTURK’te olacak demişti. Fakat beklenmedik bir kanal olaya girdi bu sefer. Doğan Grubu’nun daha çok dizi yayıncılığı yapan kanalı TNT’de bir ilk olacak Pana-Galatasaray maçı.

İnşallah spikeri iyi çıkar da İctimai TV’ye bile razı bırakmaz bizi. Gerçekten bu akşam maçı hangi spiker sunacak acaba? Ertem Şener geliyormuş bir de. Tüm Panalı futbolcuların hayatları hakkında geniş bir bilgiye sahip oluruz. Aslında güzel bilgiler veriyor ama maç oynanırken yanında hiç gitmiyor. Neyse Türker’i de kızdırmayalım 🙂 O kadar hazırlanıyormuş ediyormuş. Bunca emeğe saygısızlık da hoş değil. Ama Ertem Şener maç esnasında o bilgileri vermese Onu bu kadar iyi tanıyabilir miydik? Sabri Ugan, Bülent Karpat, İlker Yasin, Ercan Taner. Bunlar hep diğer spikerlerden farklı anlatışlarıyla, sahadakilere farklı bakış açılarıyla futbolseverlerin aklına kazınmışlardır. Ertem Şener de futbolcularla veya takımlarla ilgili verdiği ilginç bilgilerle hatırlanacak bundan sonra.
Velhasıl-ı kelam inşallah güzel bir maç olur, Galatasaray yener, anlatacak spiker de iyi çıkar. (Emre Tilev gelirse var ya maç falan haram olur yine)

Son olarak bu maçın şifresiz olması çoğu futbolseveri sevindirdi. Fakat Digiturk aboneleri Doğan’ın kendilerine attığı bu kazığı ya da yaptığı bu yamuğu asla unutmayacaklardır. Çünkü bildiğim kadarıyla Digiturk kanal paketinin içinde TNT yok. Onlar maçı ya karasaldan ya da İctimai TV’den izleyecekler. Tabi tek çanak antenleri varsa…

>Pana-Galatasaray Maçı TNT’de

Eylül 17, 2009, 1:00 pm | canlı yayın, Futbol, ozhano, tv, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

TÜM TÜRKİYE’DE AÇIK KANALDAN ŞİFRESİZ OLARAK CANLI YAYINLA TNT’DE

Tarih: 17 Eylül Perşembe
Saat: 20.00

UEFA Avrupa Liginde perde açılıyor, Galatasaray ilk maçında Panathinaikos deplasmanına çıkıyor. Arda’lı, Keita’lı, Elano’lı, Baros’lu Galatasaray Avrupa’da zafere koşuyor.Panathinaikos – Galatasaray maçı canlı yayınla şifresiz olarak TNT ekranlarında.

TNT’yi; normal anten, uydu anteni (Türksat 2A-42 Doğu 11.804 MHz,dikey,24.444 Msym/s,5/6), kablolu yayın S31 ve D-Smart 21. kanal’dan izleyebilirsiniz.

O kadar CNNTURK yaygarası yapıldı UEFA Avrupa Maçlarını yayınlayacağıyla ilgili olarak. Hatta olaya Mehmet Ali Birand bile el atmış, her iki takımın da üçer maçı şifresiz olarak CNNTURK’te olacak demişti. Fakat beklenmedik bir kanal olaya girdi bu sefer. Doğan Grubu’nun daha çok dizi yayıncılığı yapan kanalı TNT’de bir ilk olacak Pana-Galatasaray maçı.

İnşallah spikeri iyi çıkar da İctimai TV’ye bile razı bırakmaz bizi. Gerçekten bu akşam maçı hangi spiker sunacak acaba? Ertem Şener geliyormuş bir de. Tüm Panalı futbolcuların hayatları hakkında geniş bir bilgiye sahip oluruz. Aslında güzel bilgiler veriyor ama maç oynanırken yanında hiç gitmiyor. Neyse Türker’i de kızdırmayalım 🙂 O kadar hazırlanıyormuş ediyormuş. Bunca emeğe saygısızlık da hoş değil. Ama Ertem Şener maç esnasında o bilgileri vermese Onu bu kadar iyi tanıyabilir miydik? Sabri Ugan, Bülent Karpat, İlker Yasin, Ercan Taner. Bunlar hep diğer spikerlerden farklı anlatışlarıyla, sahadakilere farklı bakış açılarıyla futbolseverlerin aklına kazınmışlardır. Ertem Şener de futbolcularla veya takımlarla ilgili verdiği ilginç bilgilerle hatırlanacak bundan sonra.
Velhasıl-ı kelam inşallah güzel bir maç olur, Galatasaray yener, anlatacak spiker de iyi çıkar. (Emre Tilev gelirse var ya maç falan haram olur yine)

Son olarak bu maçın şifresiz olması çoğu futbolseveri sevindirdi. Fakat Digiturk aboneleri Doğan’ın kendilerine attığı bu kazığı ya da yaptığı bu yamuğu asla unutmayacaklardır. Çünkü bildiğim kadarıyla Digiturk kanal paketinin içinde TNT yok. Onlar maçı ya karasaldan ya da İctimai TV’den izleyecekler. Tabi tek çanak antenleri varsa…

>Rakipleri Tanıyalım

Ağustos 28, 2009, 2:27 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Panathinaikos
Market Değeri: 85 milyon pound
Yaş ortalaması 26.2
En Değerli Oyuncuları: Djibril Cisse 9 milyon pound
Gilberto Silva 6 milyon pound
Konstantinos Katsouranis 6 milyon pound
Son oynadığı maçlar: Sparta Prag-Panathinaikos 3-1
Panathinaikos-Sparta Prag 3-0
Panathinaikos-A. Madrid 2-3
A.Madrid-Panathinaikos 2-0
Ergotelis-Panathinaikos 0-3
Gelen Oyuncular:
Cédric Kanté (OGC Nizza Ligue 1), Djibril Cissé (Olympique Marseille Ligue 1), Mattias Bjärsmyr (IFK Göteborg), Sebastián Leto (Liverpool FC), Konstantinos Katsouranis (Benfica Lissabon Philippos Darlas (PAOK Thessaloniki), Alexandros Pangalis (Fostiras Athen), Alexandros Tziolis (Werder Bremen), Elini Dimoutsos (OFI Crete), Petros Kravaritis (AO Koropi), Stylianos Kritikos (Ionikos Nikaia), Nikolaos Pantidos (AO Ilisiakos Athen), Georgios Dadamis (AO Koropi)

Dinamo Bükreş

Market Değeri: 27 milyon pound
Yaş ortalaması: 26.4
En Değerli Oyuncuları:Gabriel Tamas 3.2 milyon pound
Adrian Cristea 3 milyon pound
Bogdon Lobont 2.7 milyon pound
Gabriel Torje 2.2 milyon pound
Son Oynadığı Maçlar: Dinamo Bükreş-Slovan Liberec 0-3
Slovan Liberec-Dinamo Bükreş 0-3 (8-9 pen.)
Gelen Oyuncular:
Djakaridja Koné (Hapoel Tikva), Cristian Marian Munteanu (Otopeni), Laurentiu Rus (Liberty Salonta), Francisco Molinero (Levante), Silviu Izvoranu (Astra), Dragos Grigore, George Curca (Farul), Nino Pekaric (Roter Belgrade), Andrei Cristea (Politehnica), Cornel Predescu (Astra), Liviu Ganea (Otopeni), Hristu Chiacu (Astra)

Sturm Graz
Market Değeri: 14 milyon pound
Yaş ortalaması: 24.7
En Değerli Oyuncuları: Samir Muratovic 1.8 milyon pound
Andreas Hölzl 1.2 milyon pound
Daniel Beichler 1 milyon pound
Son Oynadığı Maçlar: Siroki Brijeg-SK Strum Graz 1:1
Sturm Graz-Siroki Brijeg 2:1
OFK Petrovac-SK Sturm Graz 1:2
SK Sturm Graz-OFK Petrovac 5:0
SK Sturm Graz -Metalist Kharkov 1:1
Metalist Kharkov-SK Sturm Graz 0:1
Gelen Oyuncular:
Haris Bukva (Karnten), Mark Prettenthaler (Augsburg), Martin Ehrenreich (Gratkorn), Uwe Kropfhofer (Spittal), Manuel Weber (Karnten), Luca Tauschmann, Dean Maric, Andreas Lukse (Rapid Wien), Gordon Schildenfeld (Beşiktaş)

UEFA Avrupa Ligi Maç Programı

17 Eylül: Panathinaikos-Galatasaray

1 Ekim: Galatasaray-Sturm Graz

22 Ekim: Galatasaray-Dinamo Bükreş

5 Kasım: Dinamo Bükreş-Galatasaray

2-3 Aralık: Galatasaray-Panathinaikos

16-17 Aralık: Sturm Graz-Galatasaray

Rakipleri Tanıyalım

Ağustos 28, 2009, 2:27 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın
Panathinaikos
Market Değeri: 85 milyon pound
Yaş ortalaması 26.2
En Değerli Oyuncuları: Djibril Cisse 9 milyon pound
Gilberto Silva 6 milyon pound
Konstantinos Katsouranis 6 milyon pound
Son oynadığı maçlar: Sparta Prag-Panathinaikos 3-1
Panathinaikos-Sparta Prag 3-0
Panathinaikos-A. Madrid 2-3
A.Madrid-Panathinaikos 2-0
Ergotelis-Panathinaikos 0-3
Gelen Oyuncular:
Cédric Kanté (OGC Nizza Ligue 1), Djibril Cissé (Olympique Marseille Ligue 1), Mattias Bjärsmyr (IFK Göteborg), Sebastián Leto (Liverpool FC), Konstantinos Katsouranis (Benfica Lissabon Philippos Darlas (PAOK Thessaloniki), Alexandros Pangalis (Fostiras Athen), Alexandros Tziolis (Werder Bremen), Elini Dimoutsos (OFI Crete), Petros Kravaritis (AO Koropi), Stylianos Kritikos (Ionikos Nikaia), Nikolaos Pantidos (AO Ilisiakos Athen), Georgios Dadamis (AO Koropi)

Dinamo Bükreş

Market Değeri: 27 milyon pound
Yaş ortalaması: 26.4
En Değerli Oyuncuları:Gabriel Tamas 3.2 milyon pound
Adrian Cristea 3 milyon pound
Bogdon Lobont 2.7 milyon pound
Gabriel Torje 2.2 milyon pound
Son Oynadığı Maçlar: Dinamo Bükreş-Slovan Liberec 0-3
Slovan Liberec-Dinamo Bükreş 0-3 (8-9 pen.)
Gelen Oyuncular:
Djakaridja Koné (Hapoel Tikva), Cristian Marian Munteanu (Otopeni), Laurentiu Rus (Liberty Salonta), Francisco Molinero (Levante), Silviu Izvoranu (Astra), Dragos Grigore, George Curca (Farul), Nino Pekaric (Roter Belgrade), Andrei Cristea (Politehnica), Cornel Predescu (Astra), Liviu Ganea (Otopeni), Hristu Chiacu (Astra)

Sturm Graz
Market Değeri: 14 milyon pound
Yaş ortalaması: 24.7
En Değerli Oyuncuları: Samir Muratovic 1.8 milyon pound
Andreas Hölzl 1.2 milyon pound
Daniel Beichler 1 milyon pound
Son Oynadığı Maçlar: Siroki Brijeg-SK Strum Graz 1:1
Sturm Graz-Siroki Brijeg 2:1
OFK Petrovac-SK Sturm Graz 1:2
SK Sturm Graz-OFK Petrovac 5:0
SK Sturm Graz -Metalist Kharkov 1:1
Metalist Kharkov-SK Sturm Graz 0:1
Gelen Oyuncular:
Haris Bukva (Karnten), Mark Prettenthaler (Augsburg), Martin Ehrenreich (Gratkorn), Uwe Kropfhofer (Spittal), Manuel Weber (Karnten), Luca Tauschmann, Dean Maric, Andreas Lukse (Rapid Wien), Gordon Schildenfeld (Beşiktaş)

UEFA Avrupa Ligi Maç Programı

17 Eylül: Panathinaikos-Galatasaray

1 Ekim: Galatasaray-Sturm Graz

22 Ekim: Galatasaray-Dinamo Bükreş

5 Kasım: Dinamo Bükreş-Galatasaray

2-3 Aralık: Galatasaray-Panathinaikos

16-17 Aralık: Sturm Graz-Galatasaray

Grup Aşaması – Hamburg Yolu

Ağustos 28, 2009, 12:51 am | Futbol, ozhano, UEFA Avrupa Ligi, UEFA Avrupa Ligi Kura Çekimi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

1. torbadan PSV, Panathinaikos, Ajax, 3. torbadan AEK, Slavia Prag ve Levski Sofia, 4. torbadan Genoa dışındaki her takım kendi adıma Fenerbahçe ve Galatasaray için kabulümdür. Kura şansı dileriz takımlarımıza…

>Grup Aşaması – Hamburg Yolu

Ağustos 28, 2009, 12:51 am | Futbol, ozhano, UEFA Avrupa Ligi, UEFA Avrupa Ligi Kura Çekimi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

> 1. torbadan PSV, Panathinaikos, Ajax, 3. torbadan AEK, Slavia Prag ve Levski Sofia, 4. torbadan Genoa dışındaki her takım kendi adıma Fenerbahçe ve Galatasaray için kabulümdür. Kura şansı dileriz takımlarımıza…

L.Tallinn 1-1 Galatasaray

Ağustos 28, 2009, 12:44 am | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın
Öylesine yapılan bir maç görünümündeydi herşey, alternatif kadromuzdaki oyuncuların kendilerini göstermeleri için önemliydi sadece, gösterdiler mi göstermediler mi tam karar veremedim, nihayetinde geldi geçti, tek üzüntüm Galatasaray’ın rakibini yenip ülke puanına daha çok katkı yapamaması oldu. Ama olsun öyle böyle artık UEFA Avrupa Ligi’ndeyiz. Sıradaki gelsin bakalım.

(Maç yazısı mı? Gerek yok)

>L.Tallinn 1-1 Galatasaray

Ağustos 28, 2009, 12:44 am | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Öylesine yapılan bir maç görünümündeydi herşey, alternatif kadromuzdaki oyuncuların kendilerini göstermeleri için önemliydi sadece, gösterdiler mi göstermediler mi tam karar veremedim, nihayetinde geldi geçti, tek üzüntüm Galatasaray’ın rakibini yenip ülke puanına daha çok katkı yapamaması oldu. Ama olsun öyle böyle artık UEFA Avrupa Ligi’ndeyiz. Sıradaki gelsin bakalım.

(Maç yazısı mı? Gerek yok)

>Maç Saati İkilemi

Ağustos 23, 2009, 12:40 am | Futbol, Galatasaray, ilginç, ozhano, sivasspor, Sıkıntı, TFF, TSL, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>TSL Birinci Hafta (09.08.2009):
Gaziantepspor-Galatasaray 19.30
Fenerbahçe-Denizlispor 21.45

TSL Üçüncü Hafta (23.08.2009):
Galatasaray-Kayserispor 21.00
Manisaspor-Trabzonspor 21.00

Ne değişti de yayıncı kuruluşun naklen yayınlayacağı iki maç aynı saatte olabildi? GS maçı Lig Tv’de, Trabzonspor maçı Spormax’de olacak. Madem bu olabiliyordu da hangi güçler ilk hafta Galatasaray’ı Antep’te 35 derece sıcaklıkta maç yapmaya zorladı? İlk hafta Galatasaray’ın maçı da neden 21.45’te olmadı?

Diğer yandan Sivasspor’un da lig maçı UEFA Avrupa Ligi’nde Shakhtar ile yapacağı maç nedeniyle ertelendi. Bu federasyonun göreve geldiğinden beri aldığı en komik karar bu. Erteleme kararı ne zaman alındı bilmiyorum ama eğer Sivasspor’un Shakhtar ile olan ilk maçından sonra alındıysa tam komedi. Tamam futbol bu ama… İnanan var mı? Eğer ilk maç oynanmadan önce alındıysa bu dereyi görmeden paçayı sıvamak olmuyor mu? Ben her durumda, hangi takım olursa olsun final olmadıkça bu tip erteleme fasafisolarına karşıyım ama örneğin ilk maç Sivas’ın galibiyetiyle biter, erteleme talebi düşünülür. Ama 3-0 be kardeşim. Bir de Ukrayna’ya gidiyorsun. Nereden tutsan elinde kalıyor.

Federasyon ilginç kararların altına imza atıyor ve aldığı kararlarda bir tutarlılık yok. Artı her hafta kulüplerden ceza adı altında yüklü paralar kaldırnaya başladılar. Benim kafam da takılmaya başladı o paralara. O paralar nerede kullanılıyor acaba? Ceza paralarını alıyorlar sonra lig ya da Türkiye Kupası Şampiyonu’na bu paraları veriyorlar. Tamam ceza verilir de kantarın topuzu maddi ceza anlamında biraz kaçmaya başladı. Erteleme ile ilgili olarak ise yarın GS, FB, BJK daha grup maçlarında erteleme talebinde bulunurlarsa nasıl reddedecek bu Federasyon bilemiyorum. Siz büyük takımsınız ertleme olmaz mı diyecekler? İlginç çok ilginç. Ama bakalım zaman gösterecek herşeyi.

Maç Saati İkilemi

Ağustos 23, 2009, 12:40 am | Futbol, Galatasaray, ilginç, ozhano, sivasspor, Sıkıntı, TFF, TSL, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 6 Yorum

TSL Birinci Hafta (09.08.2009):
Gaziantepspor-Galatasaray 19.30
Fenerbahçe-Denizlispor 21.45

TSL Üçüncü Hafta (23.08.2009):
Galatasaray-Kayserispor 21.00
Manisaspor-Trabzonspor 21.00

Ne değişti de yayıncı kuruluşun naklen yayınlayacağı iki maç aynı saatte olabildi? GS maçı Lig Tv’de, Trabzonspor maçı Spormax’de olacak. Madem bu olabiliyordu da hangi güçler ilk hafta Galatasaray’ı Antep’te 35 derece sıcaklıkta maç yapmaya zorladı? İlk hafta Galatasaray’ın maçı da neden 21.45’te olmadı?

Diğer yandan Sivasspor’un da lig maçı UEFA Avrupa Ligi’nde Shakhtar ile yapacağı maç nedeniyle ertelendi. Bu federasyonun göreve geldiğinden beri aldığı en komik karar bu. Erteleme kararı ne zaman alındı bilmiyorum ama eğer Sivasspor’un Shakhtar ile olan ilk maçından sonra alındıysa tam komedi. Tamam futbol bu ama… İnanan var mı? Eğer ilk maç oynanmadan önce alındıysa bu dereyi görmeden paçayı sıvamak olmuyor mu? Ben her durumda, hangi takım olursa olsun final olmadıkça bu tip erteleme fasafisolarına karşıyım ama örneğin ilk maç Sivas’ın galibiyetiyle biter, erteleme talebi düşünülür. Ama 3-0 be kardeşim. Bir de Ukrayna’ya gidiyorsun. Nereden tutsan elinde kalıyor.

Federasyon ilginç kararların altına imza atıyor ve aldığı kararlarda bir tutarlılık yok. Artı her hafta kulüplerden ceza adı altında yüklü paralar kaldırnaya başladılar. Benim kafam da takılmaya başladı o paralara. O paralar nerede kullanılıyor acaba? Ceza paralarını alıyorlar sonra lig ya da Türkiye Kupası Şampiyonu’na bu paraları veriyorlar. Tamam ceza verilir de kantarın topuzu maddi ceza anlamında biraz kaçmaya başladı. Erteleme ile ilgili olarak ise yarın GS, FB, BJK daha grup maçlarında erteleme talebinde bulunurlarsa nasıl reddedecek bu Federasyon bilemiyorum. Siz büyük takımsınız ertleme olmaz mı diyecekler? İlginç çok ilginç. Ama bakalım zaman gösterecek herşeyi.

>Hasta hasta seyredilen Galatasaray Maçı

Ağustos 21, 2009, 8:54 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Herşeyden önce herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum. Ramazan’a hastalıkla girdik anlayacağınız. Zaten 2009 bitmese de şu an itibariyle ben de bıraktığı benim ve etrafımdakilerin geçirdiği ciddi rahatsızlıklar oldu. Neyse antibiyotikler, ağrı kesiciler ve iğnelerle geçtim televizyonun karşısına ve bir göz açık bir göz kapalı, yatmakla oturmak arası bir pozisyonda ki ben ona yayılmak diyorum izledim maçı. Öncelikle hemen söyleyeyim ki okuduklarınızın hasta ve kendini yaşlı hisseden birinin tespitleri olduğunu unutmayınız ve maç ile ilgili yanlışlıklar varsa kusura bakmayın. Başlayım o zaman:
1. Takım tertibi olarak maç 4-3-3 ya da 4-2-3-1 gibi görünse de kanat oyuncularımızın ofanstan ayrılmadıklarnı göz önünde bulundurursak 2-4-3-1 hatta zaman zaman 2-2-5-1 gibi oynamış göründü Galatasaray. Sabri zaten Keita’nın önünde oynadı gibi ona alıştım da Hakan Balta sanırım hiçbir maçta bu kadar ileriye dönük oynamamıştır.
2. Maçtan önce rakiple ilgili istatistikler ve yorumlarda çok zor gol yemesi üzerinde özellikle durulmuştu. Maç başladı ve 10 dakika içinde topu yerden oynayarak ayağa paslarla oynamamız golün hemen geleceğinin ilk habercisiydi benim için. Çünkü Tallinn’in oynadığı Wisla Krakow maçında rakibini 1-0 yenmesindeki en önemli neden Wisla’nın hep uzun toplarla hücuma çıkması ve o topların duvara çarpar gibi Tallinn atağı olarak geri dönmesiydi. Rijkaard bu maçları muhakkak izlemiştir büyük ihtimalle de topun devamlı Galatasaray’da kalmasının ve garanti paslara önem verilmesinin sebebi bundandı.

3. Sabri yine 11 deydi. Keita’nın attığı ikinci golde topun yakınında görünce kapalı olan gözüm bir anda o şokla açıldı. Ama asist yaptı bu sefer Sabri. Benim düşüncem Rijkaard busezon defanstan çok ofansı önemli gördüğü maçlarda Sabri’yi, tam tersi durumlarda Uğur’u oynatacak. Fakat Sabri yine de bizi yanıltmadı. Kanatta Keita varken çoğu zaman Sabri onun dibinde hatta önündeydi. Çoğu pozisyonda rakibine faul yaptı. Ortaları tutturamadı. Hele bir pozisyonda Bomboş pozisyondaki Keita yerine topu geriye Ayhan’a çıkarması saç baş yoldurdu ki Keita o topu alsa ne oldurdu hepimiz biliyoruz. Kısacası yine vasattı.

4. Ayhan her zamanki gibi defanstan aldığı topları sağa sola dağıtım görevindeydi Ancak bu sefer ilginç olan karşısında oynayan oyuncuları küçümsemesinden midir nedir tehlikeli olan bölgelerde çalım yapmaya kalktı ve kaptırdığı toplar rakip tarafından alınıp defansı rakiple 2’ye 2 bıraktı. Ne var ki Gökhan ile Servet’in uyumu bu maçta iyiydi ya da rakip forvet yoktu nasıl 3 forvet çıktılarsa onu da anlamadım.

5. Mustafa Sarp. Arif’i görüyorum bu adam koşarken. Kambur koşusu benim gözümde Arif’e özeldi. Takımın yeni kamburu Sarp. Ama böyle kambura can kurban. Tamam rakip zayıf ama, beklentilerin çok çok üzerinde devam ediyor. Devam ettikçe bu takımda ne Ayhan’ın ne Topal’ın ne de Barış’ın yeri garanti gibi gözüküyor. Bu senenin tüm transferleri önemli ve etkileri çok olacaktı takıma. Ama sürpriz Sarp oldu. Aynen devam. İkinci yarıda rakip orta saha defansı yararak dripplingle girip attığı şutu beyin gücümle kaleye sokmaya çok uğraştım ama olmadı. Olsaydı tam süper olacaktı.
6. Keita. Yaw adama çalım yapmasın paslı oyun oynasın dedikçe o coşuyor coşturuyor. Hele orta sahada topu ayağına alıp topu ileri atıp rakibin yanından geçişlerini çok beğendim. Ne diyeyim artık bu adam çalım yapsın ama arkasında emniyet sübabı olarak Uğur oynasın. İlk golde pozisyonu takip etmesi, ikinci golde de güzel vuruşu taraftarı ve tabiki beni mest etti. Ama 5-10 maç Sabri’yle oynarsa Sabri’ye saldırabilir. Aslında boş koşularda eli kolu çok oynak, dağınık ama top ayağına gelince topla koşarken o dağınıklık ortadan kalkıyor vücudu tam bir makine gibi senkron olarak hareket ediyor.

7. 10 numara Arda bu maçta da ofansif yönde organizasyon görevindeydi. Her zaman aynı, her maçta zevk veriyor. Ama rakip kalecinin attığı tepükten sonra kendini yere atsa kaleciye saldırmasa daha iyi olurdu. Kaptansın muhattap olma ne gerek var?

8. Milan Baros’da oynadığı her maçta gözlemlediğim en önemli şey geçen sezonki seriliği bu sezon yok. Topu kontrolüne alıp vurması arasında geçen sürede hep rakip basıyor ve en önemli gollük pozisyonlar uçup gidiyor. Kendisi de bunun farkında ki maçta zaman zaman konsantrasyonu dağılıyor morali bozuluyor ama taraftarın desteği ve attığı gol belki de hatırlatır geçen sezonki halini.

9. Harry Kewell tam bir fenomen oldu Galatasaray için. Maça başlıyor gol atıyor sonradan giriyor gol atıyor, hiçbir şey yapmasa bile maçtaki duruşu bile insanı mest ediyor. Ben maça 11 de başlar diye bekliyordum ama Aydın başladı maça. O da iyiydi ama Kewell düşünüp attığı paslar, bakarak yaptığı ortalar ve şutları ile en az bir adım önde ilk 11 için. Tabi Elano’yu hesaba katmadan söylüyorum.

10. Elano son 20 dakika girdi, Keita’nın yaptığı çalımlara tribünlerin olumlu tepkisinden sonra o da fantastik bir iki hareket yapmaya çalıştı ama kimse ondan bunları beklemiyor. Beşiktaş’ta Nihat’ın hemen kendini taraftara kanıtlamak için her topa atlama ve devamlı tek başınaymış gibi oynama psikozu Elano’da da vardı. Ama daha ilk maç alışacak takıma ve EPL de izlediğim Elano ortaya çıkacak 1-2 hafta sonra.

11. Rakip çok zayıftı o yüzden Galatasaray farklı bir skor aldığını yazılarına taşıyan bazı spor yazarları maçtan önce rakibin ofansif değil ama defansif açıdan çok güçlü olduğunu ve Galatasaray’ın gol yollarında zorlanacağını söylemişlerdi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimi alamıyorum bu yorumlarını okuyunca.

12. 7 resmi maç 25 gol. Ben de yavaş yavaş gümbürdemeye başlıyorum.

13. Son olarak bir alıntı yaparak yazıyı bitireyim:

” Biz alıştık üç buçuk atmaya, şimdi böyle 4-5-6 atınca tuhaf hissediyoruz” Serap Bahar (sportifcümleler.blogspot.com)

Hasta hasta seyredilen Galatasaray Maçı

Ağustos 21, 2009, 8:54 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 8 Yorum
Herşeyden önce herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum. Ramazan’a hastalıkla girdik anlayacağınız. Zaten 2009 bitmese de şu an itibariyle ben de bıraktığı benim ve etrafımdakilerin geçirdiği ciddi rahatsızlıklar oldu. Neyse antibiyotikler, ağrı kesiciler ve iğnelerle geçtim televizyonun karşısına ve bir göz açık bir göz kapalı, yatmakla oturmak arası bir pozisyonda ki ben ona yayılmak diyorum izledim maçı. Öncelikle hemen söyleyeyim ki okuduklarınızın hasta ve kendini yaşlı hisseden birinin tespitleri olduğunu unutmayınız ve maç ile ilgili yanlışlıklar varsa kusura bakmayın. Başlayım o zaman:
1. Takım tertibi olarak maç 4-3-3 ya da 4-2-3-1 gibi görünse de kanat oyuncularımızın ofanstan ayrılmadıklarnı göz önünde bulundurursak 2-4-3-1 hatta zaman zaman 2-2-5-1 gibi oynamış göründü Galatasaray. Sabri zaten Keita’nın önünde oynadı gibi ona alıştım da Hakan Balta sanırım hiçbir maçta bu kadar ileriye dönük oynamamıştır.
2. Maçtan önce rakiple ilgili istatistikler ve yorumlarda çok zor gol yemesi üzerinde özellikle durulmuştu. Maç başladı ve 10 dakika içinde topu yerden oynayarak ayağa paslarla oynamamız golün hemen geleceğinin ilk habercisiydi benim için. Çünkü Tallinn’in oynadığı Wisla Krakow maçında rakibini 1-0 yenmesindeki en önemli neden Wisla’nın hep uzun toplarla hücuma çıkması ve o topların duvara çarpar gibi Tallinn atağı olarak geri dönmesiydi. Rijkaard bu maçları muhakkak izlemiştir büyük ihtimalle de topun devamlı Galatasaray’da kalmasının ve garanti paslara önem verilmesinin sebebi bundandı.

3. Sabri yine 11 deydi. Keita’nın attığı ikinci golde topun yakınında görünce kapalı olan gözüm bir anda o şokla açıldı. Ama asist yaptı bu sefer Sabri. Benim düşüncem Rijkaard busezon defanstan çok ofansı önemli gördüğü maçlarda Sabri’yi, tam tersi durumlarda Uğur’u oynatacak. Fakat Sabri yine de bizi yanıltmadı. Kanatta Keita varken çoğu zaman Sabri onun dibinde hatta önündeydi. Çoğu pozisyonda rakibine faul yaptı. Ortaları tutturamadı. Hele bir pozisyonda Bomboş pozisyondaki Keita yerine topu geriye Ayhan’a çıkarması saç baş yoldurdu ki Keita o topu alsa ne oldurdu hepimiz biliyoruz. Kısacası yine vasattı.

4. Ayhan her zamanki gibi defanstan aldığı topları sağa sola dağıtım görevindeydi Ancak bu sefer ilginç olan karşısında oynayan oyuncuları küçümsemesinden midir nedir tehlikeli olan bölgelerde çalım yapmaya kalktı ve kaptırdığı toplar rakip tarafından alınıp defansı rakiple 2’ye 2 bıraktı. Ne var ki Gökhan ile Servet’in uyumu bu maçta iyiydi ya da rakip forvet yoktu nasıl 3 forvet çıktılarsa onu da anlamadım.

5. Mustafa Sarp. Arif’i görüyorum bu adam koşarken. Kambur koşusu benim gözümde Arif’e özeldi. Takımın yeni kamburu Sarp. Ama böyle kambura can kurban. Tamam rakip zayıf ama, beklentilerin çok çok üzerinde devam ediyor. Devam ettikçe bu takımda ne Ayhan’ın ne Topal’ın ne de Barış’ın yeri garanti gibi gözüküyor. Bu senenin tüm transferleri önemli ve etkileri çok olacaktı takıma. Ama sürpriz Sarp oldu. Aynen devam. İkinci yarıda rakip orta saha defansı yararak dripplingle girip attığı şutu beyin gücümle kaleye sokmaya çok uğraştım ama olmadı. Olsaydı tam süper olacaktı.
6. Keita. Yaw adama çalım yapmasın paslı oyun oynasın dedikçe o coşuyor coşturuyor. Hele orta sahada topu ayağına alıp topu ileri atıp rakibin yanından geçişlerini çok beğendim. Ne diyeyim artık bu adam çalım yapsın ama arkasında emniyet sübabı olarak Uğur oynasın. İlk golde pozisyonu takip etmesi, ikinci golde de güzel vuruşu taraftarı ve tabiki beni mest etti. Ama 5-10 maç Sabri’yle oynarsa Sabri’ye saldırabilir. Aslında boş koşularda eli kolu çok oynak, dağınık ama top ayağına gelince topla koşarken o dağınıklık ortadan kalkıyor vücudu tam bir makine gibi senkron olarak hareket ediyor.

7. 10 numara Arda bu maçta da ofansif yönde organizasyon görevindeydi. Her zaman aynı, her maçta zevk veriyor. Ama rakip kalecinin attığı tepükten sonra kendini yere atsa kaleciye saldırmasa daha iyi olurdu. Kaptansın muhattap olma ne gerek var?

8. Milan Baros’da oynadığı her maçta gözlemlediğim en önemli şey geçen sezonki seriliği bu sezon yok. Topu kontrolüne alıp vurması arasında geçen sürede hep rakip basıyor ve en önemli gollük pozisyonlar uçup gidiyor. Kendisi de bunun farkında ki maçta zaman zaman konsantrasyonu dağılıyor morali bozuluyor ama taraftarın desteği ve attığı gol belki de hatırlatır geçen sezonki halini.

9. Harry Kewell tam bir fenomen oldu Galatasaray için. Maça başlıyor gol atıyor sonradan giriyor gol atıyor, hiçbir şey yapmasa bile maçtaki duruşu bile insanı mest ediyor. Ben maça 11 de başlar diye bekliyordum ama Aydın başladı maça. O da iyiydi ama Kewell düşünüp attığı paslar, bakarak yaptığı ortalar ve şutları ile en az bir adım önde ilk 11 için. Tabi Elano’yu hesaba katmadan söylüyorum.

10. Elano son 20 dakika girdi, Keita’nın yaptığı çalımlara tribünlerin olumlu tepkisinden sonra o da fantastik bir iki hareket yapmaya çalıştı ama kimse ondan bunları beklemiyor. Beşiktaş’ta Nihat’ın hemen kendini taraftara kanıtlamak için her topa atlama ve devamlı tek başınaymış gibi oynama psikozu Elano’da da vardı. Ama daha ilk maç alışacak takıma ve EPL de izlediğim Elano ortaya çıkacak 1-2 hafta sonra.

11. Rakip çok zayıftı o yüzden Galatasaray farklı bir skor aldığını yazılarına taşıyan bazı spor yazarları maçtan önce rakibin ofansif değil ama defansif açıdan çok güçlü olduğunu ve Galatasaray’ın gol yollarında zorlanacağını söylemişlerdi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimi alamıyorum bu yorumlarını okuyunca.

12. 7 resmi maç 25 gol. Ben de yavaş yavaş gümbürdemeye başlıyorum.

13. Son olarak bir alıntı yaparak yazıyı bitireyim:

” Biz alıştık üç buçuk atmaya, şimdi böyle 4-5-6 atınca tuhaf hissediyoruz” Serap Bahar (sportifcümleler.blogspot.com)

TSL Hangi Kategoride?

Ağustos 19, 2009, 11:29 pm | Fenerbahçe, Futbol, ilginç, ozhano, TSL, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum
” Şampiyonlar Ligi kralların ligi ise UEFA Avrupa Ligi de prenslerin ligidir”

Cristoph Daum

O zaman Aziz Yıldırım’ın hedef gösterdiği Türkiye Süper Ligi kimin ligi oluyor? 😀

>TSL Hangi Kategoride?

Ağustos 19, 2009, 11:29 pm | Fenerbahçe, Futbol, ilginç, ozhano, TSL, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

” Şampiyonlar Ligi kralların ligi ise UEFA Avrupa Ligi de prenslerin ligidir”

Cristoph Daum

O zaman Aziz Yıldırım’ın hedef gösterdiği Türkiye Süper Ligi kimin ligi oluyor? 😀

Avrupa Ligi Maçları ve Yayınlanacağı Kanallar

Ağustos 19, 2009, 1:20 am | Futbol, ozhano, Televizyon, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 8 Yorum
Galatasaray-L. Tallinn

Tarih: 20.08.2009
Saat: 21.45
Stad: Ali Sami Yen
Kanal: D Smart platformunda yer alan Futbol Smart kanalı ile HDTV ve Loca2 kanallarından yayınlanacak.

Sion-Fenerbahçe

Tarih: 20.08.2009
Saat: 21.30
Stad: Stad De Geneve
Kanal: D Smart Euro Futbol Kanalı ile D Smart Loca 1 kanalından canlı yayınlanacak.

Trabzonspor-Toulouse

Tarih: 20.08.2009
Saat: 19.45
Stad: Avni Aker Stadı
Kanal: D Smart platformunda yer alan Futbol Smart ve Loca 2 kanallarından ekranlara gelecek.

Sivasspor-Shakhtar Donetsk

Tarih: 20.08.2009
Saat: 21.00
Stad: 4 Eylül Stadı
Kanal: Show Tv

>Avrupa Ligi Maçları ve Yayınlanacağı Kanallar

Ağustos 19, 2009, 1:20 am | Futbol, ozhano, Televizyon, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın

>

Galatasaray-L. Tallinn

Tarih: 20.08.2009
Saat: 21.45
Stad: Ali Sami Yen
Kanal: D Smart platformunda yer alan Futbol Smart kanalı ile HDTV ve Loca2 kanallarından yayınlanacak.

Sion-Fenerbahçe

Tarih: 20.08.2009
Saat: 21.30
Stad: Stad De Geneve
Kanal: D Smart Euro Futbol Kanalı ile D Smart Loca 1 kanalından canlı yayınlanacak.

Trabzonspor-Toulouse

Tarih: 20.08.2009
Saat: 19.45
Stad: Avni Aker Stadı
Kanal: D Smart platformunda yer alan Futbol Smart ve Loca 2 kanallarından ekranlara gelecek.

Sivasspor-Shakhtar Donetsk

Tarih: 20.08.2009
Saat: 21.00
Stad: 4 Eylül Stadı
Kanal: Show Tv

>UEFA Avrupa Ligi Atış Poligonu

Ağustos 7, 2009, 9:18 am | Futbol, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>

FK Sarajevo (Bosna) – Helsingborgs (İsveç) 2 1
Fredrikstad FK (Norveç) – KKS Lech Poznan (Polonya) 2 2
HNK Rijeka (Hırvatistan) – FC Metalist Kharkiv (Ukrayna) 2 2
KAA Gent (Belçika) – AS Roma (İtalya) 2 2
SC Vaslui (Romanya) – AC Omonia (Kıbrıs Rum Kesimi) 2 1
FK Slavija Sarajevo (Bosna) – MFK Košice (Slovakya) 1 1
IFK Göteborg (İsveç) – Hapoel Tel-Aviv FC (İsrail) 1 2
PSV Eindhoven (Hollanda) – PFC Cherno More Varna (Bulgaristan) 1 1
FC Metalurh Donetsk (Ukrayna) – NK IB Ljubljana (Slovenya) 1 1
Vålerenga Fotball (Norveç) – PAOK FC (Yunanistan) 2 2
APOP/Kinyras Peyias FC (Kıbrıs Rum Kesimi) – SK Rapid Wien (Avusturya) 2 2
FC Honka Espoo (Finlandiya) – FK Karabağ (Azerbaycan) 2 2
FC Vaduz (Liechtenstein) – FC Slovan Liberec (Çek Cumhuriyeti) 2 2
Saint Patrick’s Athletic FC (İrlanda) – PFC Krylya Sovetov Samara (Rusya) 2 1
Randers FC (Danimarka) – Hamburger SV (Almanya) 2 2
Tromsö IL (Norveç) – NK Slaven Koprivnica (Hırvatistan) 1 1
Brøndby IF (Danimarka) – Legia Varşova (Polonya) 1 1
FK Vojvodina (Sırbistan) – FK Austria Wien (Avusturya) 2 2
CSKA Sofia (Bulgaristan) – Derry City FC (İrlanda) 1 1
FC Steaua Bükreş (Romanya) – Motherwell FC (İskoçya) 1 1
MSK Zilina (Slovakya) – Hajduk Split (Hırvatistan) 2 1
SC Braga (Portekiz) – IF Elfsborg (İsveç) 1 2
Aberdeen FC (İskoçya) – SK Sigma Olomouc (Çek Cumhuriyeti) 1 2
FK Rabotnicki (Makedonya) – Odense BK (Danimarka) 2 2
FK Sevojno (Sırbistan) – LOSC Lille (Fransa) 2 2
FK Petrovac (Karadağ) – SK Sturm Graz (Avusturya) 2 2
Fenerbahçe(Türkiye) – Honved FC (Macaristan) 1 1
Bnei Yehuda (İsrail) – FC Paços de Ferreira (Portekiz) 2 1
Club Brugge (Belçika) – FC Lahti (Finlandiya) 1 1
Athletic Club Bilbao (İspanya) – Young Boys (İsviçre) 1 1
KR Reykjavík (İzlanda) – FC Basel (İsviçre) 2 2
Galatasaray (Türkiye) – Maccabi Netanya (İsrail) 1 1
FC Dinamo Tiflis (Gürcistan) – FK Crvena Zvezda (Sırbistan) 2 2
KSP Polonia Varşova (Polonya) – NAC Breda (Hollanda) 2 2
FK Vetra (Litvanya) – Fulham (İngiltere) 2 2

35 eşleşmenin 27’sinde turu geçecek takımı bilmişim, kutluyorum kendimi çok büyük başarı! Abeerdeen, Braga, Krylya Sovetov, Göteborg ve Helsingborg beni çok şaşırtan takımlar oldular. Bir okkalı atış da bugünden sonra yaparız artık. Madem öyle adet edineyim ben bunu.


>Aman Gaza Gelmeyelim!

Ağustos 6, 2009, 10:22 pm | Futbol, Galatasaray, ozhano, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 5 Yorum

> Galatasaray 6-0 M. Netanya

1. Netanya zayıf bir ekip bile değil.

2. Herhangi bir oyuncumuz sakatlanmadan maçı bitirmemiz benim için skordan daha önemli.

3. Aydın’a açık alan bırakırsan Messi olur, oldu da. Oynadıkça kendine güveni geldi, kendine güveni geldikçe coştu, coşturdu.

4. Leo Franco 90 dakika boyunca bir-iki defa yere yattı. Düşünün işte maçın nasıl olduğunu.

5. Emre Güngör eğer defansa başka bir transfer yapılmazsa bu takımın 11’inde olmalı.
Diğerlerine göre daha seri, kademeye daha iyi giriyor. Defans yaparken timing sorununu da çözerse olur bu adam benim nazarımda.

6. Rijkaard inatla oyunu defanstan başlatıp topu yerden kısa paslarla rakip sahaya geçirilmesini isterken Emre Aşık’ın boş pozisyonlarda defanstan ileriye doğru yaptığı şişirmeleren sonra yedekteki ilk tercih konumunu kaybedebilir.

7. Bu defansın sağı Uğur’un olmalı. Rakibin ofansa doğru dürüst çıkmadığı bu maçta bile ilk önce defansı düşünüp bindirmelerde zamanlaması ve geri dönüşleri yerindeydi. Sabri şu maçta oynasa sağ açıktan ayrılmazdı.

8. Hakan Balta görev adamı. Avrupai bir duruşu var.Soğukkanlı, yalın ve gösterişsiz oyunu tam Rijkaard’ın istediği türden. Bindirmeleri muhteşemdi. Ama körü körüne çıkmadı. Dikkatli çıkışlar yaptı.

9. Arda’ya ne diyeyim ki? Kaç asisti oldu Avrupa maçlarında?

10. Korner atışlarında topun başına gelen Arda ve daha sonra Kewell’in yaptığı hareketler ne anlama geliyor merak ediyorum.

11. Keita çok çalıma kaçıyor. Halı saha maçında bile çalım atan arkadaşa söylenen bir adam olarak pas yapan futbolcuyu daha çok severim. Kondüsyon sorununu da halledince daha iyi olacak. Golü ise dört dörtlüktü.

12. Nonda bu maçta Rijkaard’ın gözlerine parmağını soktu. “Bana da bak, beni de gör, alternatif forvetse derdin; bende iş var” mesajını gönderdi. Ama hala daha yavaş, hala daha topu ayağına alınca koşan takımı durduruyor bir anda. Attıkları gollerden ikisi “doğru zamanda doğru yerde topla nasıl buluşulur?” sorusunun görsel cevabıydı. Serbest vuruş golüne ise çok güldüm. Rezil etti beni herkese. Topun başına geçince “ne anlar bu adam serbest vuruştan” demiştim. Gol olunca “ne biçim kaleci bu yaw kalenin neresinde durmuş dangoz” dedim :D.

13. Elano her gol sonrası “Bizim takımda ne cevherler varmış!” der gibi bakışlar attı.

14. Her duran top böyle tehlikeli olacaksa Galatasaray’ın maçları “Üç korner bir penaltı” ya döner. Hagi’den beri böyle etkili duran top organizasyonları görmemiştim.

15. Serdar Eylik, Arda’nın rolünü üstlendi ama o rol için daha hazır değil. Kanatta daha iyi işler çıkarıyor.

16.Şu maç, bu takımda Arda, Hakan Balta, Leo dışında kimsenin yerinin garanti olmadığını gösterdi.

17. 4-3-3 yerine 4-2-3-1’in daha faydalı olduğu bir kez daha görüldü.

18. Aykut Erçetin, Volkan Yaman, Mehmet Güven, Alparslan Erdem, Yaser Yıldız, Serkan Kurtuluş ve iyileşti mi bilmiyorum ama Serkan Çalık bu takımda yer bulamaz. Tutmaya gerek yok. Bu maçta bilr Rijkaard’ın aklına gelmediklerine göre yolcudur Abbas.

19. Rijkaard’ın kafası bu maçtan sonra allak bullak olmuştur muhakkak. Formayı adil dağıtacağına tüm oyuncuların inandığı t.d. ün bu maç, omuzlarına büyük bir yük bindirdi.

20. Gaza gelmeye gerek yok. Nihayetinde Netanya. Tabiki sevindim. Ama büyütmeye gerek yok. Gaziantep maçı takım ile ilgili en doğru bilgiyi verecektir.

21. Son olarak Barış’a yazmamak olmaz. Golleri, oyunu, hırsı falan tamam da biraz sakin. Bu maçta bile sert oyunundan vazgeçmedi. Kendini sakatlayacak bir gün.

22. Netanya T.d.:” Ne işi var kardeşim Galatasaray’ın Avrupa Ligi’nde? Gitsin Şampiyonlar Ligi’nde oynasın. Oraya daha layık bir takım.” Buna benzer bir açıklama yapmış. Galatasaray gerçekten çok iyi durumda ve şu kadrosuyla UCL’ye yakışırdı ama bugün basın toplantısı öncesi güvenlik elemanlarına, muhabirlerin üzerlerini arattırman ile ne sen ne de Netanya Avrupa Ligi’ne hiç yakışmıyordunuz.

Edit:
Tobi sakatlanmış, ameliyat olacakmış, sahalara dönmesi iki ayı bulabilir deniliyor. Ya bu adam dün akşam ikili mücadeleye bile girmedi. 45 dakikada nasıl sakatlanıyor, bundaki diz diz değil pamuk ipliği çekince ortadan ayrılıyor sanırım. Neyse geçmiş olsun ne diyelim ama yukarıdaki ikinci madde buhar oldu böylece.

>Ayıp Ettin Aydın Doğan!

Temmuz 30, 2009, 5:00 pm | ozhano, Sıkıntı, Televizyon, UEFA Avrupa Ligi kategorisinde yayınlandı | 1 Yorum

>

Yakıştı mı şimdi full paketi olanlardan bile ekstra kanal açıp (Eurofutbol) artı para talep etmek. Hani bir kere cihaz alınacaktı ve her şekilde tüm maçlar izlenebilecekti. Sözünüzde durmadınız. Diğer yandan D-Smart üyeleri de bununla ilgili müşteri hizmetlerini aradıklarında devamlı beklemede bırakılıyorlar. D-Smart üyesi olmak isteyenlere ise cihaz yok diyorsunuz. Altyapınızı tam olarak oluşturmadan ne diye bu işlere girdiniz o zaman? Anca reklam yapmayı ve yayın hakları ile ilgili ortalığı bulandırmayı bilirsiniz siz. Bu yaptıklarınız yanınıza kalmaz. Artık ligin yayın haklarını alsanız da üzerinizi çizdim. Benim için D-Smart bitmiştir. Bir daha da almam. Gider Japonya, Patagonya Liglerini izlerim yine de almam.

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.
Entries ve yorumlar feeds.